Türkiye'den Almanya'ya yeni yılın ilk üst düzey ziyareti Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından gerçekleştirildi. Akar, Berlin’de Alman Savunma Bakanı Annegret Kramp Karrenbauer ile görüştü.
Savunma Bakanlığı’ndaki görüşmeden sonra kısa bir açıklama yapan Hulusi Akar, "Sayın Bakan ile çok samimi, yapıcı görüşmemiz oldu. Hem iki ülke hem de NATO ve AB çerçevesinde güvenlik ve savunma konuları başta olmak üzere birçok konuyu konuşma fırsatı bulduk" diye konuştu.
Akar’la görüşmesini, "Müttefikler arasında özel ve iyi bir sinyal" olarak tanımlayan Kramp-Karrenbauer, "Türkiye önemli bir NATO partneridir ve öyle kalacaktır" dedi. Eleştirisel konuları da gündeme getirdiğini belirten Alman bakan, ağırlıklı olarak Türkiye ve Yunanistan arasında Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimi ele aldıklarını söyledi. Ankara ve Atina arasında istifşaki görüşmelerin başlamasını önemli bir adım olarak niteleyen Kramp-Karrenbauer, "Önemli olan, diyaloğun yeniden başlamış olması. Akdeniz’de yeni bir gerginliğin her ihtimalde engellenmesi gerekiyor" dedi. Geçen hafta Güney Kıbrıs ve Yunanistan savunma bakanlarıyla görüştüğünü, Akar’la görüşmesinden önce de iki bakanı tekrar telefonla aradığını aktaran Alman Bakan, "Tüm tarafların diyalog şansını değerlendirmesi gerekiyor. Almanya’nın rolü ise arabuluculuk" ifadesini kullandı.
Almanya ve Türkiye arasındaki diyaloğun önemine de vurgu yapan Kramp-Karrenbauer, ikili ilişkilerin NATO açısından da "birinci önemi" olduğunu belirtti. NATO’nun güneydoğu sınırlarının korunmasının iki ülkenin ortak çıkarına olduğunu söyleyen Kramp-Karrenbauer, "Ankara, Avrupa‘nın güvenliğine sıkı ve güvenilir katkı sağlayan bir partner" diye görüş belirtti.
Muhalefetten ziyarete tepki
Muhalefet partileri ise Bakan Akar’ın ziyaretine tepki gösterdi. Hür Demokratlar Partisi’nin (FDP) Parlamento Grup Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff, ziyareti "Türkiye’nin Avrupa’ya yönelik kendini beğendirme girişiminin bir parçası" olarak niteledi ve "gelen olumlu sinyaller ilişkilerin normal bir şekilde devam edeceği şeklinde anlaşılmamalı" dedi. Türkiye’nin Suriye ve Libya’da saldırgan bir siyaset izlediğini öne süren Lambsdorff, "İçeride de gazetecilere, muhaliflere ve diğer azınlıklara baskı uygulayan bir ülke AB üyesi olamaz, bu Türk tarafına anlatılmalı" şeklinde konuştu. FDP’li politikacı, Türkiye‘nin NATO üyesi olarak "vazgeçilmez" olduğunu da ifade etti.
Yeşiller Partisi Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour, "Türkiye’nin Rusya ile askeri alanlarda ortak çalışması ve Libya’daki tavrı kabul edilemez. Gerçi şimdi ABD’ye göz kırpıyor, ama bu yeni bir başlangıç için yeterli değil" diye konuştu. Yeşiller Partisi adına ortak bir açıklama yapan Federal Parlamento Başkan Yardımcısı Claudia Roth ve partinin eski Eş Başkanı Cem Özdemir, Türkiye’nin izlediği dış politikanın Avrupa’da ve Türkiye’nin komşu bölgelerinde gerilime yol açtığını iddia ederek, "Türkiye çoğu kez uluslararası hukuku ihlal ederek, hareket ediyor; yeni gerilimlere neden oluyor ya da olan gerilimlerin artmasını hedefliyor" şeklinde görüş belirttiler.
“Türkiye’ye silah satışları dondurulsun”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın "bir ikinci dışişleri bakanı olarak görev yaptığını ve Türk siyasetinin giderek militarist bir görünüm kazandığını" öne süren Yeşiller temsilcileri, Alman hükümetinden Türkiye’ye yönelik silah satışlarını dondurmasını talep etti. Hükümetteki sosyal demokrat SPD’nin güvenlik politikaları sözcüsü Siemtje Möller de, yeni ABD yönetimine atıfta bulunarak, "Türkiye’nin Biden yönetiminin yol açtığı yeni enerjiden faydalanmasını ve NATO partnerleri ile barışarak, ortak çalışmayı hedeflemesini umuyorum" dedi. Möller, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri "Türk tarafının Yunanistan’ı ve Kıbrıs’ı kışkırtması" olarak nitelerken, bu durumun Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri sıkıntıya soktuğunu ifade etti.
