Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından 15 Haziran’da başlattığı “adalet” yürüyüşünün 14. gününde Düzce’den İhsaniye İlçesi’ne ulaştı.
Bir akşam önce Düzce’de konaklama alanına dökülen tezekten sonra yürüyüş sırasında da yerde bir mermi bulundu.
Düzce’nin İhsaniye İlçesi’nde toplanan CHP Merkez Yürütme Kurulu’ndan sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, bu tür tepkilerin kendilerini korkutmadığını söyledi.
Tezcan, “Son dönemlerde mafya babaları beyanatta bulunma yarışına girdiler. Mermi atma olayı ilk değildir. Biliyorsunuz ki Karadeniz'de bir suikast girişimindeydiler. Sadece şunu söylüyorum. Mermi değil, otomatik tüfek de atsalar bizi korkutmaya güçleri yetmeyecek. Bu tehditlere, şantajlara pabuç bırakmayacağız. Biz bu yola tehditleri düşünerek yola çıkmadık. O nedenle bu saldırılara itibar etmiyoruz” dedi.
Tezcan: “Adalet yürüyüşü bir siyasi partiye ait değil, milyonların yürüyüşü”
CHP ilk başından beri adalet yürüyüşünün bir parti eylemi olmadığına vurgu yapıyor.
Bu durumun çeşitli parti ve örgütlerden katılımı kolaylaştırdığından ana muhalefet partisi milletvekilleri bu konuda sürekli mesaj veriyor.
Parti Sözcüsü Bülent Tezcan da basın toplantısında bu konunun altını çizdi: “Ülkücü kesim de var, muhafazakar, devrimci, solcu, sağcı da. Fark etmiyor. Adalet ortak paydasında buluşan herkes bu yürüyüşü destekliyor. Bu yürüyüş, bir siyasi parti yürüyüşü değildir. Bu yürüyüş, sağcıların, solcuların, muhafazakarların, devrimcilerin herhangi bir şekilde ambargo koyarak kendi tekellerine alabilecekleri bir yürüyüş değildir. Onun için milyonların buluştuğu bir yürüyüştür.”
Adalet Yürüyüşü’nden bugün yansıyan tablo, Tezcan’ın sözlerini doğrular nitelikte.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Refah Partisi ve MHP’den milletvekili olmuş eski bakan Gürcan Dağdaş, Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Luis Ayala, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) Genel Başkanı Erkan Baş da bugünkü adalet kafilesinde yer alan isimler arasındaydı.
Erkan Baş: “Gezi’den beri toplumun geniş kesimlerinin ortak bir Türkiye hayali var”
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan HTKP Genel Başkanı Erkan Baş, adalet yürüyüşünü “Gezi”den bu yana devam eden mücadelenin yeni biçimi olduğunu söyledi.
Haziran Hareketi Yürütme Kurulu’nun hep birlikte yürüyüşte olduğunu da belirten Baş, “Gezi’den beri toplumun geniş kesimlerinin ortak bir Türkiye hayalleri var. Bu zaman zaman yükseliyor. Mesela 7 Haziran Seçimleri öncesinde veya referandumda ‘diktatörlüğe’ hayır derken bu dalganın yükseldiğini gördük. Buradaki yürüyüşte de o süreçlerde gördüğümüz toplumun çeşitli kesimleri var. Gayet canlı bir yürüyüş oluyor ve Türkiye daha önce böyle bir örnek yaşamadı. Bazı sokak başlarında dörtlü-beşli gruplar -- ki bu kişilerin iktidarın örgütlediği kişiler olması muhtemel -- laf atıyorlar. Ancak bu küçük provokasyona alkışlarla karşılık veriliyor. Yürüyen kitle gayet bilinçli” dedi.
Siyasi yelpazenin sağında yer alan Demokrat Parti, 1950-1960 yılları arasında Türkiye’yi yöneten Demokrat Parti, 12 Eylül Darbesi’nin kapattığı Adalet Partisi ve 12 Eylül’den sonra kurulduktan sonra Süleyman Demirel ve Tansu Çiller’in genel başkanlığında hükümetler kuran Doğru Yol Partisi’nin mirasçısı.
Gültekin Uysal: “Muhalefet kriminalize edilerek muhalefet etmenin yasaklandığı bir süreç yaşıyoruz”
Bugün İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu’nun da bir dönem genel başkanlığını yaptığı Demokrat Parti’nin 2012 yılından bu yana liderliğini üstlenen Gültekin Uysal, adalet yürüyüşünün muhalefet kadar iktidar için de fırsat olduğu görüşünde.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Uysal, “Türkiye’de demokratik siyasetin alanının giderek kademe kademe daraldığı aşikar. Bugün açık yüreklilikle demokrasi ve hukukun en asgari şekilde işlemediğini söyleyebiliyoruz. Bu yürüyüşün demokratik bir tavırla barış örmek, bu talebi topluma mal etmek amacı taşıdığı değerlendirmesini yapıyorum. Zira bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük parti devleti haline getirmek ve iktidarı dar bir zümrenin tekeline bırakmaktır. Bugün muhalefeti kriminalize ederek muhalefet etmenin yasaklandığı bir süreç yaşıyoruz. Bu nedenle kimse ‘mış’ gibi yapamaz. Biz de bir değerler ve aidiyetler yürüyüşü olarak gördüğümüz yürüyüşe geldik. Yaşanan suskunluk sarmalını kırmak için bir fırsat olarak görüyoruz. İktidar da bunu fırsat olarak görmeli” dedi.
Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri: “Adalet yürüyüşü tüm dünya tarafından takip ediliyor”
Bugünkü yürüyüşün katılımcılarından biri Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Luis Ayala idi. Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Umut Oran’la birlikte yürüyüşe katılan Ayala, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü Mahatma Gandhi ve Martin Luther King’in yaptığı yürüyüşlere benzetti.
Ayala, “Mahatma Gandhi’nin Hindistan’da, Martin Luther King’in ABD’de önderlik ettiği yürüyüşlerle kıyaslanabilecek bir eylem adalet yürüyüşü… Dünyada birçok haksızlık var. Ve tam da bu zamanda Türkiye’de adalet talebiyle ana muhalefet partisi lideri yollara düştü. Küresel bir dünyada yaşıyoruz, dünyanın birçok yerinde bu yürüyüş yakından takip ediliyor. Çünkü Kılıçdaroğlu, tüm adaletsizliklere dikkat çekiyor” dedi.
Umut Oran: “Tüm dünya Türkiye’deki hukuk ihlalleri ve demokrasi sorunlarının farkında”
Ayala’yı adalet yürüyüşüne davet eden Sosyalist Enternasyonel Başkan Yardımcısı Umut Oran da Amerika’nın Sesi’ne yaptığı kısa değerlendirmede Türkiye’de yaşanan adaletsizliğin tüm dünyanın radarında olduğunu belirtti.
Oran, “Tüm dünya hukuk ihlallerini, demokrasi ve ifade özgürlüğü eksikliğini açıkça görüyor. Rejim her geçen gün daha da otoriterleşiyor. Haksızlıklar, adaletsizlikler artıyor. OHAL’le muhalefet pasifize edilmeye çalışılıyor. Bu yürüyüş önemli bir itiraz yükseltiyor” dedi.
Adalet Yürüyüşü katılımcılarının 9 Temmuz’da İstanbul’da olması planlanıyor. O gün Enis Berberoğlu’nun tutuklu bulunduğu Maltepe ilçesinde bir miting düzenlenecek.