Londra’da düzenlenen 5G teknoloji fuarı için İngiltere’ye giden Türk Telekom CEO’su Paul Doany, katıldığı forumda Türkiye’deki 5G’ye dönüşüm sürecine ilişkin yapılan yatırımları anlattı. Dönüşümün ilk şartı saydığı, altyapıda fiber kablo kapsama alanına harcanan paranın 15 yılda 35,3 milyar TL olduğunu söyleyen Doany, AB’nin fiber kullanımında eriştiği %70’lik orana Türkiye’nin de %56’lık oranla yaklaştığını belirtti.
ABD’nin Huawei endişesi gerçekçi mi ticari mi?
Dünyanın 5G gündemindeyse ABD’nin müttefiklerine ısrarla kaçınmaları konusunda baskı yaptığı altyapı meselesi var. İngiltere’nin bu konuyla ilgili ABD’den maruz kaldığı telkinler, İngiliz basınında geniş yer tuttu ve tartışmaları beraberinde getirdi.
Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, İngiltere’nin 5G’de yoluna Huawei’yle devam edebileceği görüşünün basına yansımasıysa Savunma Bakanı Gavin Williamson’ı muhbir durumuna düşürerek koltuğundan etti. İngiltere’nin 5G geleceği henüz net değil. Türkiye’nin bu endişeler arasındaki yerini doğrudan muhatabına sorduk.
‘’Türkiye’ye etkisi olmaz’’
2005 yılından beri Türk Telekom’un en üst düzey yöneticisi olan Dr. Paul Doany, Huawei’yle ilgili Türkiye için bir tehdidin olmadığını söyledi. Türkiye’nin bütün markaları kullandığını söyleyen Türk Telekom CEO’su, ‘’Tıpkı diğer ülkelerin de yaptığı gibi, uygun olan her satıcının malı kullanımda. Bu tartışmalara konu olan İngiltere ve Almanya’nın sonuçta hangi satıcıya karar vereceğini göreceğiz ama Türkiye için özellikle bu konuyla ilgili böyle bir tehdidin varlığı söz konusu değil. Ama bu siber güvenlik tehdidi yok demek, değil. Siber güvenliğe karşı tehditler siz örneğin Nokia, Eriksson, kullansanız da var, Huawei de’’ dedi.
Paul Doany, ‘’Yani karşıdan siber güvenliğine tehdit geleceğini bekleyen kimse tedbirini almalı. Örneğin eğer biri size, sistemleriniz ve hizmet sunucularınız üzerinden zarar verecekse, tedbir için yollar da mevcut. Şu durumda söz konusu ticari tartışmaların neyle sonuçlanacağını bekleyip göreceğiz, Türkiye’ye yönelik bir etkisi olmaz, ben herhangi bir problem görmüyorum’’ diye konuştu.
‘’Güvenlik sistemlerimiz hazır, endişemiz yok’’
Olası saldırıların etkileri karşısında kendi güvenliklerini sağlayacak seviyede siber güvenlik sistemlerinin hazır olduğunu da vurgulayan Doany, ‘’Tüm bu tartışmalar sona erdiğinde ortaya daha iyi bir sonuç çıkacak. Ama işin doğası şu ki eğer bir tehdit varsa ona karşılık da bir de tedbir olmalı. Bu kadar basit. Bu bir markayı kullanmak ya da kullanmamak meselesi değil. Bazıları eğer belli bir markanın ekipmanını kullanmazsa güvende olacağını sanabilir. Eğer tehdit altındaysanız, tehdit altındasınızdır. Bunlar, elimizden geldiğince bizim sunduğumuz koruma hizmetlerinin alanına giriyor. Kurumsal olarak endişemiz yok’’ ifadelerini kullandı.
Amerikalılar’ın, İngiliz ve Almanlar’dan istihbarat bilgileri paylaşımı gerekçesini ileri sürerek bu markayı kullanma konusunu yeniden değerlendirmelerini istediğini belirten Doany, ‘’Açıkçası bu talep tarafların kendi aralarında tartışıp karar vermesi gereken konu. Dünyanın geri kalanındaki uygulamalara bakılırsa bizim için gerçek endişe, siber güvenliğin tehdide maruz kaldığı yerdeki, savunmasızlığın kendisidir. İngiltere’de yaşasanız bile. Sanıyorum siz de görmüşsünüzdür, burada da sosyal medya hesapları kullanılarak kimlik hırsızlığından tutun, banka hesaplarının boşaltılmasına birçok vaka yaşandı. Bunlar bana göre o politik konulardan daha kaygı verici’’ şeklinde konuştu.
Dr. Paul Doany, Türk Telekom’un özelleştirildiği satışta Lübnanlı OGER Telecom şirketiyle pazarlıklarda kilit rol oynayan isim olarak geçiyor. %55’lik satışın hemen sonrasında murahhas aza olarak kurumun başına geçmiş ve halen Türkiye’nin Telekom işlerinin altında onun imzası var.
