Amerika’da bir milyondan fazla yabancı öğrenci, üniversitelerde öğrenim görüyor. Bu öğrencilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, kredi kartı sahibi olabilmek. Bankalar ve diğer mali kuruluşlar, kredi kartı başvurularını, kişinin kredi geçmişine göre değerlendiriyor. Yabancı öğrencilerin Amerika’da başvuru yaptıkları bankalara kredi geçmişi sunması, bu nedenle büyük bir zorluk haline geliyor. Ancak artık yabancı öğrencilere başka seçenekler sunan kurumlar var. Bu kurumlar, kişinin kredi verilebilir olup olmadığını kredi tarihçesiyle değil, daha farklı yöntemlerle belirliyor.
Pekin’den Amerika’ya üniversite eğitimi için gelen Jack Guo, yepyeni bir ülkede yeni bir dil, farklı bir ulaşım sistemi ve hatta kredi kartıyla parasını idare etmeyi öğrenmiş: “Los Angeles’ta yaşamak için kredi kartı sahibi olmak gerek. Birçok arkadaşımın kredi kartı var. Üniversiteden sonra staj yapmak, iş bulmak, kariyerinizi ilerletmek, ev almak istiyorsanız kredi geçmişinizin olması şart. Herkesin bir kredi geçmişi olmak zorunda.”
Nakit para kullanan toplumların aksine Amerika’da hemen hemen her türlü alışverişte kredi kartı kullanılıyor. Özellikle elektronik ticaret için kredi kartı ve akıllı telefon şart.
Yabancı öğrencilerin Amerika’da kredi kartı almasıysa kolay değil. Bankalar, başvuru yapanlara sosyal güvenlik numarası sorup, kredi geçmişine bakıyor. Yabancı öğrencilerde her ikisi de yok.
Kalpeş Kapadia, “Geleneksel sistem, 20‘inci yüzyılda, internet, akıllı telefonlar ve sosyal medya icat edilmeden önce tasarlanmıştı. Bu sistem artık eskidi. Yenisini kuruyoruz” şeklinde konuşuyor.
Hindistan’dan Amerika’ya öğrenci olarak gelen Kalpeş Kapadia, yabancı öğrencilere kredi kartı veren SelfScore’u kurmuş: “Öğrenci olarak gelirken zaten mali kaynakları olduğunu ispat ediyorlar. Amerika’ya ayak bastıktan sonra ise kredi sisteminden dışlanıyorlar.”
Silikon Vadisi’nde kurulan SelfScore, kişinin kredi verilebilir olduğunu anlamak için farklı verilere bakıyor.
Kalpeş Kapadia, “Herkesin akıllı telefonu, sosyal medya platformlarında hesapları var. Bunlar, kişilerin aslında toplumda birçok filtreden geçtiğini gösteriyor” şeklinde konuşuyor.
SelfScore, başvuranların ibraz ettikleri belgeleri inceliyor. Pasaport, vize, okul kabul belgesi, bunlardan bazıları. Kapadia, şirketin kredi kartı verdiği 10 bin kişi içinde sadece yüzde 1’lik bir kesimin ödemeleri zamanında yapmadığını söylüyor: “Bu öğrenciler yüksek motivasyona sahip. 16 bin kilometre katedip Amerika’ya gelen, eğitim görüp yaşam standardını yükseltmeyi amaçlayan bir kişi, çok farklı davranacaktır.”
Şirket, aylık kredi borcunun tamamını ödemeyen yüzde 15 ila 20 oranındaki müşterilerine yüzde 19 gibi çok yüksek bir faiz uyguluyor. Ödemeleri zamanında yapmak, gelecekte otomobil ve konut gibi çok daha büyük harcamalar için kredi almalarına yardımcı olacak.
Jack Guo, ”En büyük yararlarından biri kredi geçmişi oluşturmak. Bu da bankadan kredi almak istediğinizde son derece önemli,” diyor.
Şimdiye kadar 66 ülkeden gelen ve Amerika’da 400 üniversitede öğrenim gören birçok öğrenci, SelfScore’dan kredi kartı aldı.
