Erişilebilirlik

ABD’deki Türk Derneğinden Biden’a Çağrı 


Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) ABD başkanlarının geleneksel 24 Nisan açıklaması öncesinde Başkan Joe Biden’a hitaben açık bir mektup yayınladı. ATAA Başkanı Mazlum Koşma’nın imzasıyla yayımlanan mektupta, “Yarım milyonun üzerinde Türk kökenli Amerikalı’nın ve ABD-Türkiye model ortaklığını destekleyen çok daha fazla sayıda Amerikalı’nın öncü sesi ATAA adına, sizi, her yıl Ermeni-Amerikan toplumunun talep ettiği anma niteliğindeki 24 Nisan mesajınızı şekillendirirken Türk-Amerikan bakış açısını da dikkate almaya çağırıyorum” ifadesi kullanıldı.

Mektupta, Ermeni-Amerikan toplumunun, soykırımı geniş bir anlamda tanımladığı, tarihi dar ve propagandaya dönüştürülmüş bir yaklaşımla ele aldığı değerlendirmesine yer verilirken, federal ve eyalet düzeyinde Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yaşanan trajik olayları soykırım suçu olarak tanımlayan beyannameler ya da kararlar çıkartılması için baskılar yapıldığına işaret edildi. ATAA’nın mektubunda, bu girişimlerin her birinin Türk-Amerikan toplumunda ve ABD-Türkiye ortaklığında ciddi hasarlara yol açtığı belirtildi.

Mektupta, “Türk-Amerikalılar olarak bizler, eski ABD başkanlarının Osmanlı-Ermeni Trajedisi şeklindeki hassas tarihi meselede tarafsız kalmayı sürdürmesini takdir ediyoruz ve bu yıl da 24 Nisan açıklamanızda sizi, Birinci Dünya Savaşı’nda önce ve savaş sırasında Ermeni isyanları, toplumlar arası çatışmalar, yer değiştirme, hastalık ve yetersiz beslenme gibi nedenlerde hayatlarını kaybeden herkesi anmaya çağırıyoruz” denildi.

Osmanlı Ermenileri’nin 1885’e kadar uzanan bir tarih boyunca, Osmanlı İmparatorluğu’nun birçok doğu bölgesinde etnik ve siyasi olarak homojen bir Ermeni devleti kurmak için isyan başlattığının belirtildiği mektupta, “Yıllar içerisinde Ermeni militanlar, köy köy gezerek Osmanlılar’a sadakat gösteren sivilleri katletti. Bu kıyımlar, 1915’te Van bölgesinde 40 bin Türk, Arap, Kürt ve Yahudi’nin katledilmesiyle sonuçlandı. Ermeni milisler, işgalci Rus ve Fransız ordularıyla da işbirliği yaptı. Yabancı işgal, ihanet ve silahlı ayaklanmayla karşı karşıya olan Osmanlı hükümeti, bu gelişmelere, Osmanlı Ermenileri’ni savaş bölgelerinden başka yerlere yerleştirmek suretiyle yanıt verdi. Savaş bölgeleri dışındaki Ermeni nüfusu bundan etkilenmedi” ifadeleri kullanıldı.

Mektupta, Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar 4 milyonun üzerinde Osmanlı Müslüman’ı, tahminen 600 bin Osmanlı Ermeni’si ve 100 bir Osmanlı Yahudisi’nin hayatlarını kaybettiğine işaret edilirken, “Ermeni lobi grupları, dönemin Ermeni teröristleri tarafından yapılan katliamların Türk, Arap, Yahudi ve Kürt kurbanlarını görmezden gelerek, ABD ve diğer ülkeleri, Türk ulusunu Ermenilere’e karşı zulüm işlediği gerekçesiyle siyasi olarak mahkum etmeleri için kışkırtıyor” denildi.

Amerikalı Türkler ve dünyanın dört bir tarafındaki Türkler’in, “tarihi yanlış yorumlayan ve manipüle eden, uluslarını lekeleyen” bu çabalardan rencide olduğu kaydedilen mektupta, bu iddiaların sadece “önyargı ve tacizlere” maruz kalan Türkler’i değil, “Türkler’den ve Türk kökenlilerden nefret etmeleri ve intikam almaları öğretilen Ermeni nesilleri” de yaraladığı değerlendirmesi yapıldı. Mektupta, bu zihniyetin, 20’si ABD’de olmak üzere dünya genelinde çok sayıda terör eylemine yol açtığı, 1970 ve 1980’lerde Ermeni terör örgütlerinin 230’un üzerinde silahlı saldırı düzenleyerek, 31’i Türk diplomat 71 sivili öldürdüğü ve 520’nin üzerinde kişiyi ağır yaraladığı ifade edildi.

Mektupta, aynı zihniyetin, California Valisi Gavin Newsom’ın ABD'de 1982'de Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan'ı öldüren ve ömür boyu hapse mahkum edilen Ermeni asıllı Amerikalı Hampig Sasunyan'ın tahliyesine karşı çıkmama kararına da yansıdığı belirtildi. Vali Newsom’ın kararının, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından kınandığı da hatırlatıldı.

ATAA’nın Biden’a açık mektubunda, “Osmanlı Ermeni Trajedisi” gibi hukuki ve tarihsel olarak tartışmalı konuların, açık ve titiz bir bir bilimsel çalışma neticesinde çözüme kavuşturulması gerektiği görüşü dile getirilerek, Türk hükümetinin bunun için Türk ve Ermeni uzmanlardan oluşacak ortak bir komisyon kurulması teklifi ve Ermenistan’a arşivlerini açması çağrısı hatırlatıldı. Ermeni hükümetinin bu teklifi reddettiği hatırlatılan mektuptan “Dünya liderleri, Ermenistan’ı araştırmalara kapıyı açması, Ermeni toplumunu diyaloga daha açık olması ve her iki toplumu bir ülkeye, halkına ya da Osmanlı mirasına sahip belli bir Amerikan toplumuna önyargı olmadan uzlaşmaya açık olmaya davet etmeli” denildi.

Mektupta son olarak özetle şunlar kaydedildi:

“Amerikalı Türkler olarak biz bu zihniyetle geleceğe bakıyor ve çocuklarımızı buna göre yetiştiriyoruz. Türk-Ermeni ihtilafında bize göre iki halk arasında diyalogun temeli, kendisini iyileşme yoluna adayan bir atmosferde yaratılmalı. Bu iyileşme de tüm tarafların gerçeklerle yüzleşmeye hazır olmasıyla hayata geçebilir. Türk Amerikan toplumu, sizin, daha önce Amerikalılar olarak bizi etkileyen birçok çok konuda yaptığınız gibi bu meselede de hepimiz için ahlaki bir liderlik göstereceğinizi samimiyetle ümit ediyor.”

XS
SM
MD
LG