Seattle’daki Washington Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Profesör Reşat Kasaba, Amerika’nın da birçok ülke gibi IŞİD konusunda algı hatasına düştüğünü söylüyor:
“Biliyorsunuz Suriye’de dört yıl önce iç savaş başladığında IŞİD yoktu ortada. Suriye’deki durum daha çok Ortadoğu’nun diğer yerlerindeki rejim değişikliklerine benzeyen bir olay olarak görülmüş ve çabuk bitecek diye beklenmişti. Fakat şimdi ortaya çıkan durum farklı, iç savaş devam ediyor, 200 binden fazla insan öldü, Suriyeliler’in büyük bir kısmı göçmen haline geldi. Bu koşullarda nasıl davranabilir Amerika? Sanıyorum daha böyle geleneksel ‘containment’ (kontrol altına alma) denilen politikaya dönmek istiyor. Hem İran’la olan ilişkileri iyileştirmek hem de bir şekilde Esat olmasa bile Suriye devletinin süregelen yapısıyla bir ilişkiye girmek ve böylece IŞİD’i dışlamak istiyor. IŞİD anormal bir organizasyon. Kendisine devlet tanımı veriyor fakat bildiğimiz devlet tanımına pek uymuyor, çok da genişleyici bir politikaları var. Örgütü kontrol altına almanın en kolay yolu anlaşılan Amerikan yönetimi açısından bölgedeki devletlerle çalışarak bu oluşumu kısa dönemde dışlamak ve uzun dönemde de etkisiz hale getirmek.”
Başkan Obama bir süre önce Kongre’den bölgeye asker gönderme yetkisi istedi. Kongre’de bu konudaki tartışmalar sürüyor. Profesör Reşat Kasaba’ya göre bu yeni bir politikaya işaret etmiyor:
“Amerika biliyorsunuz 2003’ten beri çok aktif bir şekilde Ortadoğu’nun içinde, gerçi şimdi Kongre’yle olan ilişkilerde tabii dış politikanın çok büyük bir şekilde iç politikayla karıştığını görüyoruz. Tabii bu her zaman iyi sonuçlar doğurmuyor. Kongre’den çıkabilecek karar yeni bir politika değil, yani yönetimin yeni bir politika izlemeye başladığını göstermiyor.”
Amerikan Kongresi’nde hem Senato hem de Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçiler’in kontrolunda. Bu durum Başkan Obama’nın yapmak istediklerini ve yapabileceklerini sınırlıyor mu? Washington Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Profesör Reşat Kasaba’ya göre, bu durum ve partiler içindeki bölünmeler, Amerika’nın kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesini zorlaştırıyor:
“Hem Demokratlar hem Cumhuriyetçiler aslında bölünmüş vaziyetteler. Gerçi Cumhuriyetçiler’de daha ‘şahin’ bir tavır var fakat Cumuhuriyetçiler’in içinde de bu Tea Party denilen aşırı muhafazakar grup var. Onların içinde de dış dünyayla fazla ilişki içine girmek istemeyen, devletin büyümesini önlemeye çalışan, hatta Savunma Bakanlığı’nın bütçesini bile kısıtlamaya çalışan bir kanat var. Bence bu uzun dönemde Cumhuriyetçi Parti için sağlıklı bir bölünme değil. Partinin etkili olmasını önleyecek gibi görünüyor.O bakımdan olay Cumhuriyetçi, Demokrat değil de her iki tarafta da görülen bir bölünme ve daha çok iç politikaya yönelik bir çekişme. Ancak Amerika’nın dış politikasını etkilemeye başlıyor ve bu da tabii ki her zaman için çok sağlıklı bir durum değil. Amerika’nın kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesini zorlaştırıyor.”
Amerika, Avrupa ve dünyanın birçok yerinden gençler neden IŞİD’e katılıyor? Profesör Reşat Kasaba’ya göre bunun nedeni hem siyasi, hem de sosyo-ekonomik durum, bu yüzden de herşeyden önce ülkelerin kendi iç çelişki ve sorunlarına çözüm bulmaları gerekiyor:
“Bence IŞİD tamamen Ortadoğu’dan kaynaklanan bir olay değil. IŞİD’in büyümesini besleyen çok çeşitli sorunlar var. Bunlardan biri de Avrupa’da özellikle iktisadi sorunlardan kaynaklanan işsizlik sorunu. Ayrıca birçok değişik kültürden insanın birarada yaşamasının getirdiği sorunlara yeterince bakılamamış olmasının getirdiği uzun dönemden gelen sorunlar var. IŞİD’le uğraşırken onu sırf Ortadoğu’yla sınırlı askeri bir sorun olarak görmemek gerekiyor. Avrupa’daki gençlerin ilgi duymasının bir nedeni de kendi inanışlarına göre İslami bir takım tartışmalardan kaynaklanmış olabilir, fakat ona ek olarak da gerek eğitim, gerek iş, gerek yaşam koşulları açısından baktığınızda pek parlak bir ortamda olmamanın, ümitsiz bir ortamda olmanın verdiği çaresizlik duygusu var. Buna karşılık da tabii ki IŞİD’in sosyal medyayı çok etkili olarak kullanarak onlara vadettiği bir takım olanaklar var. Para, kaçırılan kadınlar, onlarla ilgili olarak gençlerin böyle şeyleri cazip bularak gitmeleri anlaşılabilir. Fakat IŞİD’i yenmek için bütün bu sorunların hepsine birden bakmak ve çözüm aramak gerekiyor. Yani bu sırf Suriye’nin Irak’ın, Türkiye’nin sorunu değil aynı zamanda Fransa’nın, Almanya’nın, Belçika’nın ve İngiltere’nin de sorunu. Onların kendi iç çelişkilerini de halletmeleri gerekiyor.”
Amerika ve Türkiye’nin IŞİD’le ilgili politikalarında görülen farklı yaklaşımlar neden kaynaklanıyor? Profesör Reşat Kasaba’ya göre, iki ülkenin yakında aynı çizgiye gelmesi kaçınılmaz:
“Bence Türkiye de Amerika’ya benzer bir yerden baktı olaya zamanında. Libya, Tunus, Mısır’daki olaylara benzer bir gelişme olarak gördü. Suriye’deki değişimin bir şekilde Türkiye’ye yararlı olacağını düşündü. Ama bugün gelinen noktada şu da bir gerçek. Gerek Amerika gerek Türkiye dünyanın her yerinde çeşitli iç sorunları olan devletlerle ilişkiler kurabiliyor. Tabii bu her zaman, herkesin, her konuda takdir ettiği ülkelerle olmayabiliyor. Türkiye’nin de yakında Amerika’yla aynı çizgiye geleceğini tahmin ediyorum.”