Erişilebilirlik

ABD ve İran: IŞİD’e Karşı İşbirliği Mümkün mü?


Bağdat dışında Irak ordusuna danışmanlık yapan Amerikan askerleri
Bağdat dışında Irak ordusuna danışmanlık yapan Amerikan askerleri

Uzmanlar bu hafta içinde Batılı güçler ve Tahran arasında imzalanan anlaşmanın ABD ve İran’ın IŞİD’e karşı mücadelede işbirliğine gitmesi olasılığını arttırdığını düşünüyor.

Başkan Obama, İran’la bu konuda resmi bir işbirliğine gidilmesini bir olasılık olarak görmediğini söylese de Irak hükümeti, komuta ve kontrolü altında olmaları durumunda İranlı askeri danışmanlar ve onlara bağlı Şii milislerle eşgüdüm olasılığını reddetmedi.

Obama’nın, Amerikan hükümetinin yalnızca Irak güvenlik güçlerinin kontrolü altında hareket eden ortaklarla çalışacağını söylemesi resmi olmasa da İran’la belli bir koordinasyon sağlanacağı olasılığını gündeme getirdi.

Demokrasileri Savunma Vakfı uzmanı Jonathan Schanzer, gayrı resmi olarak İran’la işbirliği yapmanın, anlaşmaya varılmadan aylar öncesinde bile Obama hükümetinin politikası olduğunu söylüyor. Schanzer, resmi bir anlaşma yapılmasa da nükleer anlaşmanın bu ilişkiyi kuvvetlendireceğini düşünüyor.

Ancak Schanzer’a göre Obama’nın göremediği nokta, İran’ın savaştaki rolü arttıkça IŞİD’in aşırılık yanlısı Sünniler’i kendine çekmekte başarı kazanma olasılığı. Schanzer’a göre bu basit bir denklem. Uzman, İran’ın güçlenmesinin doğrudan doğruya Sünni cihatçıları daha aktif hale getireceği uyarısında bulunuyor.

Uyumsuz ve Gizli Koordinasyon

Irak ve Suriye’deki gelişmeler, uzun senelerdir düşman olan ABD ve İran’ın ortak çıkarlara sahip olması durumunu yarattı. Bu da Amerika ve İran ordularını gizli ve uyumsuz bir işbirliğine itiyor. Amerika’nın Sesi’ne konuşan bir Iraklı subay, havada herhangi bir olayın yaşanmasını engellemek amacıyla Iraklı subayların, Amerika ve İran arasında aracılık görevi yaptığını söyledi. Bu subaylar iki tarafın yapacağı hava saldırılarını birbirlerine bildiriyor.

Ancak bu gizli koordinasyonda hatalar yaşandığı da oldu. Mart ayında Tikrit’i IŞİD’in elinden almak için çarpışan Şii milisler, birkaç kez hatalı yerleri bombalayan Amerikan hava kuvvetleri tarafından vurulduklarını bildirdi. Pentagon bu suçlamaları şiddetle reddetse de, karşılıklı iddialar IŞİD’e karşı eğreti biçimde işleyen bu ittifakın zorluğunu ortaya koydu.

İki taraf da işbirliğinin önemini küçümser açıklamalarda bulunuyor. Geçen Aralık’ta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry: “Eğer İran belli bir bölgede IŞİD’e saldırıyorsa ve hedefini IŞİD’le sınırlı tutuyorsa sonucu olumlu diyebiliriz. Ancak bir bu konuta eşgüdüme sahip değiliz,” diye konuşmuştu.

Ancak Amerikalı yetkililer İran’ın Irak’taki askeri rolünün ülkedeki mezhep gerilimini tırmandırarak geri tepmesi konusundaki endişelerini dile getiriyor.

John Kirby geçen yıl Pentagon sözcülüğü yaparken, İran’a IŞİD’le ilgili verdikleri mesajın tüm bölge ülkeleri için geçerli olduğunu, bu mesajın da Irak’taki mezhepsel gerilimi daha da tırmandırmaktan kaçınılması yönünde olduğunu söylemişti.

Karşılıklı Kuşkular

Amerika ve İran’ın, Irak’ta birbirlerini tamamlayan paralel çalışmalar yaptığı görülüyor. Washington IŞİD’i hava saldırıları ile yıpratırken aynı zamanda Irak ordusunu eğitiyor ve Kürt savaşçılara destek oluyor. Tahran ise Şii milisleri destekliyor ve koordinasyonlarını sağlıyor. Irak ordusundaki çöküş, Şii milislerin değerini gözler önüne serdi.

Ancak bazı noktalarda iki tarafın buluştuğu da göze çarpıyor. Hem Amerikan askerleri hem de Şii milisler Anbar ilindeki Takkadum üssünü kullanıyor. Bu Amerikan Kongresi’nde eleştirilere neden oldu. Arkansas Senatörü Tom Cotton, İran’ın Şii milisleri desteklediğini ve silah sağladığını ve Irak’ın işgali sırasında bu silahların Amerikan askerlerinin öldürülmesinde kullanıldığına dikkati çekti. Cotton: “Başkan’ın bugünlerde bu düşmanla aynı askeri üssü kullanmayı uygun görmesi çok rahatsız edici,” diye konuştu.

Pentagon’un göndermeye karar verdiği 450 yeni askeri danışman da Irak askerlerini Takkadum üssünde eğitecek.

İki taraf birbirine kuşkuyla yaklaşıyor. Sünni Iraklılar ve ABD, Şii milislerin etkisinin ülkeyi İran’a daha da yaklaştırmasından korkuyor.

Şii milisler de Amerika’nın desteğinden rahatsız. Mart ayında bazı milis liderleri Amerika’nın Tikrit’teki operasyonlara katılmasını neden olarak gösterdi ve güçlerini ön cepheden çekti.

Bazı Amerikalı yetkililer Amerikalı danışmanların yaşamlarından endişe duyuyor ve Şii milislerin onları hedef almasından korkuyor.

Başkan Obama bu konuya değindi ve “Askerlerimizi yalnızca danışmanlık ve eğitmenlik rolünde de olsa, sürekli arkalarına bakmalarını gerektirecek bir konumda bırakmayacağız,” diye konuştu. Ancak Obama aynı zamanda Irak nüfus çoğunluğunun Şii olduğunu ve İran’ın Irak üzerinde etki sahibi olduğunun da açık olduğunu belirtti.

Ancak Washington’da bir düşünce kuruluşunda konuşan emekli Orgeneral John Allen, Irak’taki savaşı basit bir mezhepsel eksene indirgeme konusunda çekincesini ortaya koydu. Allen, Anbar’daki Sünniler’in IŞİD’e karşı olduğunu ve Şii milislerin katkılarını övdüğünü hatırlattı.

Allen, Iraklı Sünniler’in İran nüfuzu altında olan Şii aşırılık yanlıları ile, Ayetullah Sistani’nin geçen yaz Iraklı Şiiler’e yaptığı Irak’ı koruma çağrısı nedeniyle silahlanan kişilere farklı gözle baktığının altını çizdi.

XS
SM
MD
LG