ABD Ulusal Güvenlik Dairesi'nin, (NSA) 2013 yılında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in cep telefonu görüşmelerini dinlediği iddiaları, o dönemde Almanya ve ABD arasında büyük bir krize neden olmuştu. NSA’nin eski sistem analisti Edward Snowden’ın ifşalarıyla patlak veren ve Alman siyasetçileri tarafından "ikili ilişkilerde yaşanan en büyük skandal" olarak tanımlanan olayla ilgili yeni belgeler, dinleme operasyonunun çok daha geniş boyutlu olduğunu ve NSA’nın Danimarka Askeri İstihbaratı (FE) ile birlikte çalıştığını ortaya çıkardı.
Alman medyasında yer alan haberlere göre, ortak dinleme operasyonunda Merkel’in yanı sıra eski Almanya Dışişleri Bakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Sosyal Demokrat Parti SPD’nin o yıllardaki başbakan adayı Peer Steinbrück’ün ve Norveçli, İsveçli ve Fransız siyasetçilerle üst düzey kamu görevlileri de takip edildi.
NSA belgelerini 2013 yılında sızdıran ve ardından Rusya tarafından sığınma hakkı verilen Snowden, kendi bilgilerine göre tek dinlenenin Merkel olmadığını iddia ediyordu.
Yeni ulaşılan belgelere göre, söz konusu dinleme operasyonu, FE ve NSA arasında esasında Rusya ve Çin'i takip etmek için kurulan ve Danimarka'dan geçen telekomünikasyon hatları üzerinden gerçekleştirildi. Danimarka istihbaratının, başkent Kopenhag yakınlarındaki Sandagergardan adlı dinleme istasyonunu, NSA’nın kullanımına bıraktığı, dinleme uzmanlarının buradan söz konusu fiber hatlara sızarak, Merkel ve diğer siyasetçilerin tüm iletişim bilgilerine ulaştığı ve telefon konuşmalarına da eriştiği belirlendi.
Dinleme protokollerinde, dinlenen konuşmalar arasında Alman siyasetçilerin katılımıyla Avrupa Birliği’yle, Japonya arasında varılan ticari sözleşmelerle Merkel'in eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’yle yaptığı görüşmeler de yer alıyor. Almanya’nın en yakın partnerleri arasında yer alan komşusu Danimarka’nın Savunma Bakanı Trine Bramsen’ın, gizli operasyonla ilgili ayrıntıları 2020’de öğrendiği ancak Alman hükümetini, bilgilendirmediği de ortaya çıktı. Konuyla ilgili haberlerde, NSA’nın Danimarka Dışişleri ve Maliye Bakanlıkları’yla bir silah şirketini dinlediği de öne sürüldü.
Haberlerle ilgili bir yazılı açıklama yapan Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Merkel’in de konunun ayrıntılarını medyada çıkan haberlerden öğrendiğini belirtirken SPD’li Steinbrück "Bence yeni bir siyasi skandal. Batılı devletlerin güçlü istihbarat kaynakları olması gerektiğine inanıyorum. Ancak istihbarat servislerinin müttefik ülkelere operasyon düzenlemesi, bunların kendi başlarına hareket ettiğini gösteriyor" şeklinde bir açıklama yaptı.
Macron: “Müttefiklerin dinlenmesi kabul edilemez”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da yeni ayrıntıların ortaya çıkmasının ardından konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’le gerçekleştirdiği toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında konuşan Macron, müttefiklerin dinlenmesinin kabul edilemez olduğunu ve tam olarak ne olduğuna ilişkin net bilgi talep ettiklerini belirtti.
Daha önce ulaşılan belgelere atfen yayınlanan haberlerde, NSA’nın sadece Angela Merkel’i değil, 1982-1998 arasında başbakanlık görevinde bulunan Helmut Kohl ve 1998-2005 yılları arasında bu görevi yapan SPD’li Gerhard Schörder’i de dinlediği öne sürülmüştü.
Başbakan Merkel’in cep telefonunun dinlendiğinin 2013 yılı Ekim ayında ortaya çıkmasından sonra, Almanya ve ABD arasındaki ilişkiler gerilmiş, Alman hükümeti, ABD yönetiminden, NSA'ya aktarılan bilgilerin nerede ve ne amaçla kullanıldığı hakkında açıklama yapılmasını istemişti.
Washington söz konusu listelerin Almanya'ya teslim edilmesinin mümkün olmadığını bildirmişti. Dönemin ABD Başkanı Barack Obama, Merkel’e dinlemenin bir daha tekrarlanmayacağı güvencesi vermiş ve "Ben ABD Başkanı olduğum sürece, Merkel'in bu konuda endişe duymasına gerek yok. Dış politika konularında kendisiyle her zaman aynı fikirde değilim ancak bu dinleme için bir neden olamaz" demişti.