2019 yılı, ABD ve Kuzey Kore ilişkileri açısından hareketli bir yıl oldu. Her iki ülke de, nükleer görüşmelerde ilk adımı atması için karşı tarafı ikna etmeye çalıştı. Ancak fazla bir ilerleme kaydedilemedi.
2019, Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong Un’un, ‘eğer ABD nükleer görüşmelerdeki tavrını yumuşatmazsa, Kuzey Kore’nin yeni bir yola girebileceği’ tehdidiyle başladı.
Donald Trump’ın, geçtiğimiz Şubat’ta Hanoi’de Kim’le yaptığı zirveyi terk etmesi üzerine görüşmeler durdu. Trump’ın açıklaması “İstediğimiz bölgelerin büyük bir kısmını nükleer silahlardan arındırmayı kabul ettiler. Ancak buna karşılık istedikleri gibi bütün yaptırımları kaldırmamız mümkün değil. Sonuçta masayı terketmek zorunda kaldık” şeklindeydi.
Birkaç hafta sonraysa, Kuzey Kore füze denemelerine başladı.2019 yılı, Kuzey Kore’nin en fazla füze denemesi yaptığı yıl oldu. Trump, kısa menzilli füze denemelerini fazla önemsemese de, iki lider arasında tarafsız bölgede üçüncü bir toplantı yapılmasına rağmen, nükleer görüşmeler tekrar başlamadı.
Ekim ayında Kuzey Kore, çalışma grubu seviyesindeki nükleer müzakereleri, ABD’nin hayal kırıklığı yarattığını söyleyerek terk etti. Kuzey Kore Başmüzakerecisi Kim Myong Gil, “Müzakerelerin hiçbir sonuç vermeden durması tamamen ABD’nin eski bakış açısı ve tavrını değiştirmemesinden kaynaklanıyor” dedi.
Bugünlerdeyse Kuzey Kore, uzun menzilli füze denemesi yapabileceği sinyalleri veriyor ve Kim’in yıl sonuna kadar tanıdığı sürenin dolduğu uyarısı yapıyor. Ancak Amerikalı yetkililer bu uyarıyı dikkate almıyor.
Trump ve Kim’in savaş söylemlerine ve tehditlerine geri dönme olasılığı birçoklarını kaygılandırıyor. Bong Young-shik, Kuzey Kore’nin Trump’ın yeniden seçilme olasılığına müdahale etme girişimi yüzünden iki ülke arasındaki tansiyonun tırmanmasından kaygı duyan uzmanlardan biri.
“Kuzey Kore’nin ABD’yi tahrik etmeye başlaması, yeniden seçilmek için yarışan Trump’ı öfkelendirmekten başka bir işe yaramaz” diyen Bong, “Kuzey Koreliler, dünyanın Kuzey Kore etrafında döndüğünü düşünüyor. Bu maalesef çok yanlış bir algı” ifadelerini kullanıyor.
Anketler ABD seçimlerinde dış politikanın belirleyici bir etken olmadığına işaret etse, Kuzey Kore’deki bu algıya kısmen Trump’ın söylemleri de yol açmış olabilir.
“Kuzey Kore, seçimlerde belirleyici olacak sorunlar listesinin en altında yer alıyor. Kuzey Kore’nin ABD başkanını belirleyecek kadar etkili olması, iki ülke arasında savaş çıkması demektir” diyen uzman John Delury, Pyongyang'ın ABD seçimlerini etkileyebileceğine inanmasının, 2020 için tehlikeli bir durum yarattığını söylüyor.
Delury, “Bu siyasi hesaplamalar o kadar etkili olmayacak. Bu aşamada yapacakları bir tahrik mutlaka karşılık görecek ve bu karşılık askeri bile olacaktır. Bu duruma şaşıracaklar çünkü ABD iç politikasıyla oynayabileceklerini düşünüyorlar ancak gerçek öyle değil. Herkes seçimlerde Kuzey Kore’nin bir etkisi olmadığını biliyor” şeklinde konuştu.
Öte yandan, Kuzey Kore tavrını sertleşmeyi sürdürüyor. Pyong Yang geçtiğimiz günlerde, nükleer silahsızlanmanın artık müzakere konusu olmadığını açıkladı. Kuzey Kore, ABD’ye kara bir “Noel hediyesi” gönderme tehdidinde de bulundu.
Birçoklarına göre bu tür söylemler, iki ülke arasındaki tansiyonu çok yakında yeniden yükseltebilir.