ABD ve Rusya heyetleri arasında Cenevre'de, Pazartesi günü gerçekleşen zirvenin ardından bugün de Rusya’yla, NATO masaya oturuyor. Ukrayna'da savaş tehdidi ve Rusya'nın sınırlarında talep ettiği güvenlik garantileriyle başlayan yoğun diplomasi trafiğinin hakim olduğu haftanın ikinci aşamasına bugün giriliyor.
Pazartesi günü Cenevre'de yapılan ilk tur görüşmelerin ardından Salı sabahı Brüksel'e geçen ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman, önceki gün yaptığı görüşmeler hakkında, NATO büyükelçilerine ve Avrupa kurumlarına bilgi verdi.
NATO ve Rusya heyetleri, Danışma Konseyi toplantısı için bugün Brüksel'deki NATO karargahında biraraya geliyor. Brüksel'deki buluşmada, silah kontrolu ve Ukrayna'da tansiyonun düşmesi gibi birçok konu ele alınacak. Rusya ve NATO müttefikleri arasındaki ilişkiler, soğuk savaştan bu yana en düşük seviyede. Rus müzakereciler, NATO ve Rusya arasındaki müzakereleri bitirme veya sürdürme zamanının gelip gelmediğine karar vermek için NATO zirvesinin son tarih olduğunu dile getiriyor.
NATO, 2008'de, Ukrayna'ya İttifak'a katılma olasılığını teklif ett ve bu yakınlaşma 2014'te Kırım'ın Rusya tarafından ilhakından bu yana yoğunlaştı. Şimdilerde NATO'nun temel duruşu, egemen ve bağımsız bir Ukrayna'nın "Avrupa-Atlantik güvenliğinin anahtarlarından biri" olduğu yönünde.
Moskova, Ukrayna sınırına yığdığı 100 bin askerini geri çekmek için Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO'ya katılmayacağı konusunda kesin garanti istiyor. Bu talep, müttefiklerin bunu kabul edemeyeceğini bildiği halde, Haziran ayında yapılacak NATO Genel Kurulu'na kadar Rusya'nın "sağlam garanti" istediği bir başlık. Washington, Moskova'nın dayattığı koşullar üzerinden müzakereleri götürme niyetinde olmadığını gösteriyor.
Bu konunun "kırmızı çizgileri olduğunu" dile getiren Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba ise, "NATO'ya katılıp katılmayacağımıza Rusya karar veremez, böyle bir oy hakkı yok" diyerek itiraz ediyor.
Ukrayna müzakerelerin merkezinde olsa da NATO üyesi olmayan Finlandiya ve İsveç de Rus tehdidinden endişe duyan iki ülke. Bu iki ülke NATO üyeleriyle düzenli olarak işbirliği yapıyor ve Rus tehdidi büyüdüğü takdirde NATO üyeliği konusunda da tartışmaya açık olduklarını belirtiyor. Buna karşın Rusya’ysa sınırlarındaki ülkelerin NATO üyeliğini kabul etmeyeceğini her açıklamasında dile getiriyor.
ABD'nin diyalog çabası
Cenevre'de Pazartesi günü yapılan görüşmelerde, bir sonuca varılmasa da ABD, Rusya'yı "müzakereleri sürdürmeye" ikna etti. Amerikan diplomasisinin iki numaralı ismi Dışişleri Bakan yardımcısı Wendy Sherman’la Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov arasında 8 saate yakın süren maraton görüşmenin ardından Rusya'dan ılımlı açıklamalar geldi.
Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in sözcüsü Dimitri Peskov, "Bu görüşmeler, olumlu bir değerlendirmeyi hak ediyor. Ancak iyimser olmak için hala pek fazla neden yok. İlk turun kapsamlı sonuçlar vereceğine inanmak için zaten saf olmak gerekir" dedi.
NATO’yla Rusya arasında 1997 yılında oluşturulan ortak konsey toplantısının sonuncusu, 2019 yılında yapılmıştı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Umudumuz, gelecekte izlenmesi gereken yol ve süreç üzerinde bir uzlaşma sağlanmasıdır" dedi.
NATO toplantısında Rusya Dışişleri Bakanlığı’nı temsil edecek olan Alexandre Grouchko da "Toplantı, NATO-Rusya ilişkileri açısından gerçekçi beklentilerin olduğu bir an. Avrupa güvenliği açısından ciddi, kilit konuların ele alındığı, temel sorunların tartışıldığı bir buluşma olmasını umut ediyoruz" diye açıklamada bulundu.
Avrupa'nın dışlanması korkusu
Rusya’yla Avrupa güvenliği konusundaki görüşmeler, Perşembe günü Viyana'da, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) çerçevesinde sürecek. Aralarında AB üyesi olmayan birçok ülkenin de bulunduğu 57 ülkenin yer aldığı, Soğuk Savaş sırasında bir Doğu-Batı diyalog platformu olarak kurulan AGİT’in toplantısında, AB üyesi olup NATO üyesi olmayan Avusturya, İsveç, Finlandiya, İrlanda gibi ülkeler de yer alıyor. Üçlü toplantılarda hedef, AB'nin tüm bileşenlerinin, Rusya’yla ilk tur tartışmalara dahil edilmesini sağlamak.
Rusya'nın, Avrupa Birliği’yle değil, doğrudan ABD ve NATO’yla müzakereleri yürütmesi, AB içerisinde müzakerelerden dışlanma endişesi yaratıyor. Elysee Sarayı'nda basın toplantısı düzenleyen AB Dönem Başkanı Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "AB olmadan Avrupa güvenliği hakkında hiç bir karar alınamaz. AB'den geçmeyen bir çözüm olamaz" değerlendirmesini yaptı.
Le Figaro'ya konuşan bir AB diplomatı da "Biz bu konuda son derece serinkanlıyız. Çünkü ABD ve NATO, Avrupa güvenliği hakkında Avrupa olmadan hiçbir müzakere ya da anlaşma olmayacağı konusunda bize güvence verdi" diyerek bu sözleri destekledi. AB'nin kaygılarını bilen Wendy Sherman, ortaklarına güvence verme amacıyla, "Washington'un özellikle bu güvenlik mimarisi üzerinde Avrupalı müttefiklerle yakın işbirliği içinde çalışma isteğini" yeniden teyit etti.
AB'nin Savunma Bakanları bugün dönem başkanı Fransa'nın Brest kentinde "Avrupa savunmasını" konuşacakları 2 günlük gayrı resmi toplantıda, Rusya ile başlayan müzakereleri de ele alacak. Avrupa ve Amerika, müzakereler boyunca Rusya karşısında birlik görüntüsü verme stratejisini izliyor. Rusya'ya karşı son derece temkinli duran Doğu Avrupa ülkeleri, müzakere sürecinin derhal sona ermesini ve Rusya'ya karşı daha kararlı bir çizgi izlenmesini istiyor. Ancak şimdilik ABD ve Batı Avrupa ülkelerinin "müzakereye şans verilmesi, en azından Rusya'yı geçici bir çözüme ikna etme" çağrılarına kulak veriyorlar.
ABD ve NATO’ysa, "Rusya'nın endişelerini anlamaya hazır olduklarını" ancak Rusya'nın sunduğu biçimden farklı bir formatta, "Trump döneminde kaldırılan yapıların yeniden inşa edilmesini sağlayarak" ilerlemek istiyor. Wendy Sherman, Pazartesi günü Cenevre'deki temaslarda, "silahların kontrolu anlaşması" da dahil, bu yönde adım atacaklarının işaretlerini de verdi.
Ancak Ruslar'ı bazı anlaşmaları yeniden yazmaya götürebilecek bu müzakereye, Moskova'nın tavrı ve nereye kadar ilerleneceği önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak. Sergei Ryabkov, Moskova'nın haftalardır açıkladığı gibi, "Rusya'nın Ukrayna'ya saldırma niyetinin olmadığını" söylüyor ancak, "Aylar veya haftalardan bahsetmiyoruz, hızlı bir yanıta ihtiyacımız var" diyerek zaman konusunda da uyarıda bulunuyor.