Wall Street Journal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nun kazanmasına ayırdığı ve ”Türkiye'de Demokratik Yaşamın İşaretleri” başlığını attığı başyazısında, seçimlerin sonucunu değiştirmeye çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendine yeni bir rakip yarattığını yazıyor. Gazete, İstanbul seçmeninin belediye seçimlerinde ülkenin kuşatılmış demokratlarına umut verdiğini kaydediyor.
Wall Street Journal'ın başyazısı özetle şöyle devam ediyor:
”Bu seçimlerin sonucu, İmamoğlu'nun Mart'ta yapılan belediye başkanlığını az farkla kazanmasından sonra İstanbul seçiminin sonucunu değiştirmeye çalışan Erdoğan'a verilen son ders. İmamoğlu'nun Pazar günkü seçimlerde aradaki oy farkını yaklaşık 13 binden 700 bine çıkarmasıyla birlikte darbe girişimi geri tepti.”
”Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partisi AKP, belediye meclisinde çoğunluğa sahip. Erdoğan, yeni belediye başkanını topal ördek durumuna düşürmeye söz vermişti. Ancak İmamoğlu şimdi Türk siyasetinde eşi benzeri görülmemiş bir avantaja sahip.”
”İmamoğlu'nun işinin ehli bir lider olarak kendini ispatlaması gerekiyor. Ancak İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı yarışında Erdoğan'a meydan okuyacak en iyi muhalefet adayı olabilir.”
“İstanbul mağlubiyeti Erdoğan’a otoriter tavrını yumuşatması için uyarı”
”İslamcı AKP Türkiye'nin kırsal kesimlerinin büyük çoğunluğunda popülaritesini sürdürüyor. Mart'taki yerel seçimlerde toplam oyların yüzde 50'sinden fazlasını almış olsa da AKP, 81 ilin 48'ini kontrol ederken bu sayı şimdi 39'a düştü.”
”Takip edilmesi gereken bir mesele, Erdoğan'ın Rus S-400 füze savunma sistemi satın alma konusunda fikir değiştirip değiştirmeyeceği. Erdoğan'ın ısrarcı olması durumunda Amerika, yaptırım uygulama yoluna gidebilir ve Türkiye'yi F-35 savaş uçağı programından çıkarabilir. Bu da Türk ekonomisine yönelik baskıyı arttırır. İstanbul mağlubiyeti, Erdoğan'a, otoriter tavrını yumuşatması için bir uyarı. Ancak Erdoğan yenilgiyi hiç bir zaman iyi karşılamadı.”
Washington Post: “Erdoğan kumar oynadı kaybetti”
Washington Post ise ”Erdoğan İstanbul'da yeniden seçime gitmede ısrar ederek kumar oynadı ve kaybetti” başlıklı haberinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adayının İstanbul'da belediye başkanlığı seçimini kaybetmesini, Türkiye'de siyasi bir deprem ve bir demokrasi zaferi olarak niteliyor.
Habere göre bir hesaplaşma olarak görülen seçimlerde Erdoğan, kendine sadık seçmenlerin bazılarının bile oylarını almayı başaramadı. Gazete, bu yeni iyimserlik ortamında bile Gezi davasıyla Türk halkına siyasi özgürlüklerin risk altında olduğu hatırlatması yapıldığını yazıyor.
“AKP’nin sonuçları kabullenmesi demokrasi korkularını yatıştırdı”
Uzmanlar ise seçim sonuçlarının Erdoğan'ın siyasi itibarını kötü şekilde zedelediğini söylüyor. Sonuçlara göre alt etmesi güç bir siyaset makinası olan AKP, kalesi olarak bilinen bölgelerde bile kazanmayı başaramadı. Erdoğan'ın ateşli seçim konuşmalarıysa İmamoğlu'nun uzlaşmacı söyleminin sesinin daha yüksek çıkmasını sağladı.
Gazeteye göre hala dört yıl daha cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturacak olmasına rağmen seçim sonucu, Erdoğan'ın özellikle ekonomi politikalarını ve otoriter liderlik tarzını eleştirilere daha açık hale getirdi.
Öte yandan AKP'nin seçim sonuçlarını kolayca kabullenmesi, Türkiye'de demokrasinin tehlike altında olduğu korkularını yatıştırdı. Ancak Türkiye'nin kurumları, özellikle de yargı, gazeteye göre Gezi davasının başlamasıyla yeni bir kritik sürece daha girdi.
New York Times: “Gül hareketi ve Babacan’ın partisi”
New York Times ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, partisinin İstanbul'da belediye başkanlığı seçimlerinde yenilgiye uğramasından sonra bir çözülmeyle karşı karşıya olduğunu yazıyor. Gazete, İstanbul'da alınan yenilginin boyutları daha net ortaya çıktıkça Erdoğan'ın kendi partisi içinde karşılıklı suçlamaların yaşandığını kaydediyor.
Habere göre Erdoğan şimdi siyasi kariyerinin bu en büyük yenilgisinin sonuçlarını kontrol altına almakla uğraşacak. Mart'taki seçimlerde alınan yenilgiden ve İstanbul'da seçimin iptal edilmesinden sonra Erdoğan'ın partisi içindeki şikayetler zaten artmaya başlamıştı.
Siyaset uzmanlarıysa Erdoğan'ın alınan yenilginin hemen ardından iç siyasette daha düşük profilli bir lider tablosu sergileyeceğini öngörüyor.
Gazete ayrıca Erdoğan'ın karşı karşıya kalacağı en büyük zorluğun eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün liderliğini yaptığı bir hareket ve eski Maliye Bakanı Ali Babacan'ın kurmayı planladığı bir parti olacağını kaydediyor.
“Erdoğan imajını yükseltmek için yurtdışında saldırgan tutum takınabilir”
Ulusal bir lider açısından İstanbul'daki belediye başkanlığı seçimleri nispeten önemsiz gibi görünse de Erdoğan'ın ilerisi için karşı karşıya olacağı riskler oldukça yüksek. Bunun nedeni, Erdoğan'ın partisinin, iş dünyasındaki destekçilerinin finansmanına ve belediye ihalelerinden faydalanan şirketlere bağlı olması. Şimdi hem Erdoğan bu kaynaklara erişimi kaybetmiş olacak, hem de İmamoğlu Cumhurbaşkanı'nın destekçilerinin yararlandığı israf ve kayırmacılığın belgelerine erişmiş olacak.
Öte yandan gazete, hükümet yanlısı köşe yazarlarının şimdiden dikkatleri ve yenilgi havasını dağıtmak için harekete geçtiğini ve Erdoğan'ın imajını yükseltmek için dış ilişkilere odaklanacağını yazdığını kaydediyor. Bu, Erdoğan'ın böylesi bir yenilgiden sonra tavrını yumuşatmak yerine yurtdışında daha saldırgan bir tutum takınabileceği anlamına gelebilir.