Fransa’nın Romanlara yönelik olarak Temmuz sonunda devreye soktuğu sınırdışı politikasının yarattığı gerginlik sonunda Avrupa Birliği’nin zirvesine kadar ulaştı. Normal gündemleri stratejik ortaklıklar olan Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları kendilerini Romanlarla ilgili bir kavganın ortasında buldu.
Kapışmanın tarafları ise Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso oldu. Sarkozy, zirve öncesinde Fransa’nın politikasını sert şekilde eleştirip İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerin uyguladığı politikalarla bağlantı kuran Komisyon Başkan Yardımcısı Viviane Reding’le bir araya geldi. Diplomatik teamüllere uymayan bir atmosferde geçen bu toplantının ardından zirve sırasında Sarkozy ve Barroso arasında çok sert bir tartışma yaşandı.
Toplantıdan sonra basının karşısına çıkan Sarkozy oldukça kızgındı. Avrupalı ortakların aralarında böyle konuşulmayacağını ifade eden Sarkozy, Reding’in açıklamalarının kendilerini derinden yaraladığını söyledi. Sarkozy, “Cumhurbaşkanı olarak görevim Fransa’yı savunmaktı,” dedi.
Yaşanan onca tartışmaya ve yoğun tepkiye rağmen Fransa’nın mevcut politikasını değiştirme niyeti yok. Sarkozy, uygulanan politikanın Fransa hükümetinin hakkı değil görevi olduğunu söyledi.
Reding’i savunması nedeniyle Sarkozy’nin hışmına uğrayan Barroso da geri adım atmamakta kararlı olduğunu göstererek Paris hakkında yasal süreç başlatılabileceğinin işaretini verdi. Komisyon’un anlaşmaların koruyucusu olma görevini yerine getirdiğini belirten Barroso, Avrupa’da etnik azınlıklara ayrımcılık uygulanmasının kabul edilemez ve insan onuruna saygının kutsal bir değer olduğunu ifade etti.
Avrupa Birliği Zirvesi’nde yaşanan fırtınayı dindirmeye çalışmak ise Başkan Herman Van Rompuy’a düştü. Van Rompuy, Birlik kurumlarıyla üye devletler arasındaki ilişkilerin saygı temeline dayanması gerektiğini dile getirdi.
AB içinde yaşanan bu gerginliğin kalıcı olup olmayacağı merakla beklenirken zirvede yaşananlarla ilgili en ilginç yorum Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker'den geldi. Juncker, Sarkozy ile Barroso arasındaki tartışmayı, "testosteron düzeyi yüksek bir görüş alışverişi" olarak tanımladı.
