Erişilebilirlik

AB Liderleri Avrupa Savunmasını ve Balkanlar’ı Tartıştı


Avrupa Birliği liderleri, 2 günlük gayriresmi zirvede, ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararı ve Fransa ile Avusturalya arasındaki denizaltı ihalesinin iptal edilmesine yol açan ABD-İngiltere-Avustralya anlaşmasıyla (AUKUS) yaşanan krizin ardından, "AB'nin uluslararası sahnedeki rolü" hakkında stratejik bir tartışma yaptı. AB liderleri, 20 yıla yakın süredir aday olmayı bekleyen 6 Batı Balkan ülkesine ise, "Bekleyin" dedi; ancak süre vermekten kaçındı.

AB Dönem Başkanı Slovenya'nın evsahipliğinde gerçekleşen resmi olmayan AB zirvesinde, ilk gece çalışma akşam yemeğinde bir araya gelen liderler, toplantının büyük bölümünü, "giderek alt üst olan jeopolitik bağlamda Avrupa'nın yeri" konusu üzerindeki tartışmaya ayırdı. Liderler, AB-Çin ilişkileri ile Avrupa'yı tehdit eden artan enerji fiyatları konusunu da ele aldı. AB liderleri, zirvenin ikinci gününde, AB'ye girmeyi bekleyen 6 Batı Balkan ülkesi lideriyle biraraya geldi.

Çalışma akşam yemeğinde gece yarısını geçen tartışmalarda, AUKUS’tan sonra Washington ile kriz yaşayan Fransa Cumhurbaşkanı’nın açıklamasını merakla bekleyen liderler, Macron'un konuya ilişkin açıklamalarını dinledi.

Macron, ABD'nin Afganistan'dan tek taraflı bir kararla çekilmesi ve Hint-Pasifik bölgesinde ABD, İngiltere ve Avustralya arasında imzalanan AUKUS anlaşmasına dikkat çekerek, "Bu yakın zamanda yaşadığımız krizlerden ders çıkarmalıyız. Çin ile rekabete yüzünü dönen ABD'nin yeni stratejik tercihleri karşısında akılcı olmalı ve naif olmaktan artık vazgeçmeliyiz. ABD ile büyük bir geçmişimiz var. Tarihin verdiği, bizi de aşan güçlü bir güvenim var. Ama ilerlemek için açıklığa kavuşturulması gereken noktalar var" dedi. Avrupa'nın kendi savunma, enerji gibi alanlarda kendi özerkliğini sağlaması gerektiğini vurguladı.

Hollanda Başbakanı Marc Rutte, "Avrupalılar’ı şaşırtan ve endişelendiren Paris ve Washington arasındaki krizin, Emmanuel Macron ve Joe Biden arasındaki görüşmeden bu yana yatışmasından memnuniyet duyduklarını" dile getirdi.

Rutte, "AUKUS dosyasının ABD tarafından yönetimini biraz beceriksiz" bulduğunu belirterek, "Masanın etrafında Fransa için pek çok sempati ifadesi vardı" dedi. Rutte, Avrupa'nın uluslararası camiada savunulacak güçlü bir pozisyonu olduğunu ancak bunun yeterince kullanılmadığını, Fransız, Alman ve İtalyanlar'ın dış politikalarını her zaman Avrupa düzeyinde yürütme eğilime sahip olmadıklarını" söyledi.

ABD ile ilişkilerde görüş ayrılığı

Elysee kaynaklarına göre AB üyeleri, "hiçbir şey olmamış gibi davranılmaması gerektiği ve tepki gösterilmesi" konusunda hemfikir oldular. Ancak, Almanya, Polonya, Baltık ülkeleri ve Kuzey ülkeleri Washington'a "uzun vadeli bir mesafe almaya ve transatlantik bir ortaklıktan vazgeçmeye hazır olmadıklarını" dile getirdi.

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, "Tartışmalar, uluslararası düzeyde daha güçlü bir birliğe doğru ilerlememize yardımcı oldu" dedi. Fransa'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Clement Beaune da konu üzerinde üyeler arasında "geniş bir yakınlaşma" olmasını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen toplantı öncesinde, Joe Biden'ın talebi üzerine ABD Başkanı ile telefonda görüştü. Beyaz Saray'dan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, Biden'ın "AB ile ortaklık ilişkisinin önemine vurgu yaptığı" belirtildi.

Toplantıda, Rusya'ya karşı ABD'yi bir koruma şemsiyesi olarak gören, ABD ve NATO ile ilişkilerin bozulmasını istemeyen Polonya, Kuzey ve Baltık ülkeleri bu açıklamalara mesafeli yaklaştı.

Letonya Başbakanı Arturs Krisjanis Kariņs içeride bu konuda bir görüş birliğine varılamadığını, diplomatik bir üslupla, "AB'nin stratejik özerkliğini nasıl güçlendirebileceği hakkında uzun uzun konuştuk, ancak belki her ülke bunu biraz farklı bir şekilde görüyor" diye değerlendirdi.

Konsey Başkanı Charles Michel, toplantının ardından, AB'nin son krizlerden ders aldığını belirterek, "Herkes, ABD'nin diğerleri gibi bir ortak olduğu ve bu nedenle AB'nin stratejik özerkliğini güçlendirmemiz gerektiği konusunda aşağı yukarı hemfikir" dedi.

Fransa'ya "şüpheli" yaklaşım

Fransa’nın uluslararası kamu kanalı TV5Monde haberinde, "AB içinde bazı başkentlerin, AB'nin ikinci gücü olan Fransa'nın, kendi siyasi ve endüstriyel çıkarları için Avrupa savunmasını desteklediğinden şüphelendiğini" yazdı. TV5 Monde, "Yunanistan'ın Fransız Naval Group tarafından inşa edilen üç fırkateyn satın alma kararına, Avrupa başkentlerinde verilen farklı tepkilerin kanıtladığı gibi, Paris'te yapılan stratejik işbirliği anlaşması Macron'un 'güçlü Avrupa egemenliği arzusunun' simgesi olarak sunuldu" ifadesine yer verdi.

Zirvede özetle, daha önce NATO konusunda yapılan tartışmalarda yaşanan "klasik bölünme" ortaya çıktı. Doğu ve Baltık ülkeleri, NATO ile güçlü ilişkiyi savunmaya devam ederken, Danimarka, İrlanda ve Hollanda, NATO ile "stratejik bir bağ kurulmasını" istedi. Le Monde gazetesi, bu görüş ayrılığını, "Açıkçası, Emmanuel Macron'un istediği güçlü bir Avrupa savunması fikri üzerinde hala oybirliği sağlanabilmiş değil" sözleriyle aktardı.

AB Savunması Mart zirvesinde

Zirvenin başladığı Salı günü Washington'da bulunan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa Savunması girişimlerini eleştirerek, "Kendi başımızın çaresine bakabiliriz diyerek alternatif bir yapı oluşturmak NATO'yu zayıflatır, Avrupa'yı da böler" uyarısını yineledi.

Sonuç bildirgesinde, "Avrupa'nın enerji, dijital, siber güvenlik, yarı iletkenler, sanayi politikası, ticaret alanlarında bağımlılıklarımızı azaltacağız ve tek pazarı güçlendireceğiz" ifadesine yer verilerek, NATO ya da Avrupa ordusundan söz edilmedi. Avrupa savunması konusu 2022'nin Mart ayında Fransa'nın dönem başkanlığındaki zirvede yeniden ele alınacak. Bu zirvenin ardından ve NATO'nun Haziran zirvesinden önce "yeni bir AB-NATO siyasi belgesi" formüle edilecek.

AB-Çin ilişkisi

Liderler zirvesinde, ABD ile Çin arasındaki rekabet arasında kalan AB liderleri, Brüksel'in Pekin yönetimi ile nasıl bir ilişki geliştirmesi gerektiği konusunu da tartıştı. Washington yönetimi, 2020 yılında Çin ile bir yatırım anlaşması imzalayan Brüksel'den, Pekin yönetimine karşı kendilerinin yanında yer almasını istiyor. Aralarında ihracatını korumak için endişeli olan Almanya ile serbest ticareti savunan İskandinav ülkelerinin de bulunduğu pek çok ülke ise bugüne kadar bu talebe direndi. "AB kendi içine kapanamaz" diyen İsveç Başbakanı Stefan Löfven, "Hem Çin hem de ABD ile işbirliği geliştirmek" gerektiğini savundu.

Balkan ülkelerine tam üyelik tarihi yok

AB liderleri Slovenya'nın başkenti Lübliyana'da düzenlenen zirvede, uzun süredir AB'ye girmek için bekleyen Arnavutluk, Bosna, Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Kosova lideriyle de biraraya geldi. AB-Balkan zirvesinde liderler, 6 Balkan ülkesi liderine yakın gelecekte birliğe katılma olasılığına ilişkin bir tarih vermedi.

Zirvede Avrupa Birliği liderleri, Batı Balkanlar'ın entegrasyonuna desteklerini yeniden teyit ettiler, ancak "daha fazla reform" ve "tarihi ihtilafların çözümü" için çağrıda bulunarak, bu ülkelere üyelik için bir takvim vermeyi reddettiler.

AB üyelerinin önemli bir bölümü, 6 Balkan ülkesinin gereken reformları yeterince yerine getirmediğinden ve demokratik standartları yükseltmediğinden şikayet ediyor. Fransa, Danimarka ve Hollanda, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile yürütülen üyelik müzakerelerini 2019 yılında dondurdu. Bulgaristan ise, Makedonya ile müzakerelerin başlamasını tarihi anlaşmazlıklar nedeniyle veto etti.

Balkan ülkelerine destek veren dönem başkanı Slovenya, "AB'nin 2030 yılına kadar üyeliği taahhüt etmesi" önerisi getirdi; ancak bu öneri kabul görmedi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Buradan açık bir mesaj göndermek istiyoruz: Sizin AB'de olmanızı istiyoruz, rotada kalın, pes etmeyin. Aynı tarihi, aynı kaderi paylaşıyoruz. Batı Balkanlar olmadan AB tam olarak bütünleşemez" dedi.

Rusya ve Çin korkusu

Tıkanıklıklarla karşı karşıya kalan Rusya ve Çin, bu stratejik bölgede piyonlarını ilerletiyor. Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Karadağ NATO üyesi. Moskova, Sırbistan gibi Ortodoks ülkelerle derin kültürel bağlarını koruyor. Pekin, Karadağ'ın ödemekte zorlandığı bir yol projesi için ihtiyacı olan 1 milyar dolarlık kredi de dahil, bu ülkeye büyük krediler verdi. Rusya ve Çin, pandemiyle savaşmaları için bu ülkelere milyonlarca doz aşı gönderdi.

Balkanlar’ı, Çin ve Rusya etkisine kaptırmak istemeyen AB, zirvede, bu ülkelere 7 yıl boyunca 30 milyar Euro değerinde bir yardım paketi açıkladı.

XS
SM
MD
LG