1963 yılına kadar Amerika ve diğer ülkeler, yerüstünde 500’den fazla nükleer deneme gerçekleştirdi. Amerika, nükleer denemelerinin çoğunu ülkenin batısındaki Nevada eyaletinde yaptı. Nükleer denemelerin yapıldığı bölgede yaşayan halk, sonradan radyoaktif serpintiye maruz kalırken, birçoğu da kansere ve radyasyonla ilintili diğer hastalıklara yakalandı. Aynı bölgede yaşayan halkın bugünlerde Amerikan hükümetinin nükleer denemelere yeniden başlayabileceği yönünde kaygıları olduğu bildiriliyor.
Amerika'nın Sesi yazarlarından Serena Parker, bölgede yaşayan halk ve uzmanlarla konuştu:
Preston Truman, Utah eyaletinin Enterprise kasabasında doğup büyüdü. Çiftçilikle geçinen 800 kişinin yaşadığı kasaba, Amerikan hükümetinin nükleer deneme gerçekleştirdiği alandan, yalnızca 160 kilometre uzakta.
Truman, "Hatırladığım ilk şey, babamın kucağına oturup, Nevada çölünde yapılan atom bombası denemesini izliyor olmamızdı," diyor ve Amerikan hükümetinin bu denemeleri yaptığı sırada, halkı özellikle radyasyon bulutları konusunda uyarabileceğini ancak bunu yapmadığını belirtiyor.
Preston Truman, yetkililerin, bölgede yaşayanlar hastalanmaya başladığında bile durumu ciddiye almadığını ve ısrarla denemelerin bir tehlike içermediğini söylediklerini anlatıyor:
"Nükleer denemelerin başladığı ilk birkaç yıl içinde, kasabada yaşayan çocuklarda kan kanseri hastalığı baş gösterdi. Daha sonra bu vakalar çevre kasabalarda da duyulmaya başladı ve sonuçta yetişkinler de, bu hastalıktan payını aldı."
Amerikan hükümeti 1963 yılından itibaren, yer üstündeki nükleer denemelere son verdi. Ancak yer altı denemeleri, 1970'lerde de devam etti. Nihayet 1990’da Amerikan Kongresi, nükleer deneme yapılan ve radyoaktif serpintilerden etkilenen bölgelerde yaşayan insanlara, tazminat ödemeyi kabul eden bir kararı onayladı.
Söz konusu kararla, Nevada Çölü’nde kurulan nükleer deneme bölgesi yakınındaki üç eyalette yaşayan ve radyasyona bağlı kansere yakalanan herkese, 50’şer bin Dolar tazminat ödenmesi öngörüldü.
Yetkililer, radyoaktif serpinti yüzünden kansere yakalanıp ölen Amerikalıların sayısını 11 bin olarak veriyor. Bazı durumlarda, ailelerin tamamının aynı hastalığa yakalandığı kaydediliyor. Arizona eyaletinde yaşayan Danielle Stephens, 31 üyeli ailesinin 26’sının kansere kurban gittiğini söylüyor.
Nükleer denemeye bağlı radyasyondan etkilenen bölgelerin sayısı kısıtlı tutulsa da, Amerika’nın diğer bölgelerinde de bu tarz radyasyona maruz kalan alanlar bulunuyor. Enerji ve Çevre Araştırma Enstitüsü Başkanı Arcun Makhicani, daha farklı alanlara da yayılan radyoaktif serpintinin, normalde hayvan sütlerine karışabilecek İyot-131 gibi zararlı maddeler de içerdiğini belirtiyor:
"Radyasyon taşıyan bulutların bıraktığı yağmurlar, inek sütlerine karıştı. En büyük tahribatı da, her gün taze süt içen çiftçilerin çocukları yaşadı. Bazen, Iowa, Kansas ve hatta kuzeydoğudaki Vermont gibi eyaletlerde bile, bu radyasyona maruz kalan alanlar bulabiliyorsunuz."
Henüz bu eyaletlerde yaşayan ve kansere yakalanan hastalar, Kongre’nin tazminat kararının kapsamına alınmamış. Ulusal Araştırma Konseyi adlı kuruluş, Kongre’nin söz konusu kararı diğer bölgelere ve başka kanser türlerine karşı da genişletmesi görüşünde. Bu tarz bir çalışmayı yürüten Doktor İsaf el Nebülsi, gelecek yıl Mart ayında Kongre’ye bu konulu bir rapor sunulacağını, raporun Nisan ayında da kamuoyuna açıklanacağını belirtiyor.
Preston Truman gibi, Utah eyaletinde yaşayıp da radyoaktif serpintiye maruz kalan insanlar, yeni raporun ayrıntılarını merak ediyor. Amerikan hükümetinin Nevada çölünde nükleer denemelerini sürdürmeyi planladığı yönündeki haberler de, kaygıları gittikçe artırıyor. Başkent Washington’da bulunan Ulusal Nükleer Güvenlik Dairesi sözcüsü Bryan Wilkes, şöyle diyor:
"Gelecekte nükleer deneme yapılmasına gerek duymuyoruz. Böyle bir plan da yapmıyoruz. Böyle bir konuyu tartışmıyoruz."
Wilkes, mevcut bütçede Nevada’daki deneme bölgesinin masraflarına ödenek ayırıldığını, ancak yeni nükleer silahların üretilip, bunların denenmesi gibi olasılıkların bulunmadığını belirtiyor: "Nükleer denemeye hazırlıklı olmamız için her yıl bütçeden bize ayrılan bir para mevcut. Ama bu para sadece Nevada’daki deneme alanının bakım masraflarını kapsıyor. Eğer bu deneme alanının bakımını yapmazsak, bu kez de nükleer deneme yapacak bir yerimiz olmayacak. Tabi ki önceden bilemem ama, ileride nükleer deneme yapma gereksinimi de yaşayabiliriz."
Bryan Wilkes, gerçek nükleer denemenin ancak güvenlik açısından gerekli olduğu zaman, yani bilgisayar simülasyonlarının yeterli olmadığı bir zaman yapılabileceğini belirtiyor. Ancak kendi devletleri tarafından ihanete uğradığını düşünen nükleer deneme kurbanı Amerikalılar, bu sözlere kolay kolay güvenmiyor.