Erişilebilirlik

14 Haziran 2004 - 2004-07-14


Amerika’da muhtemel bir terör saldırısı durumunda seçimlerin ertelenmesiyle ilgili tartışmalar sürüyor. Washington Post, iç güvenlik bakanı Tom Ridge’ın konuyla ilgili açıklamasının çeşitli spekülasyonları da beraberinde getirdiğini belirtiyor ve seçimlerin ertelenmesi konusunda karar mekanizmasının yürütmede değil yasama organında olması gerektiğini savunuyor. Ancak gazete, konunun gündeme gelmesinin hazırlıklı olmak açısından bazı faydaları olduğunu da ifade ediyor.

"İç savaş sırasında olduğu gibi veya kasırga, sel, yangın gibi doğal felaketler durumunda olması gerektiği gibi başkanlık seçiminin belirlenen tarihte yapılması konusunda güçlü duygusal ve siyasi argümanlar var. Bu konuda ısrarlı olmanın tek nedeni, saldırı düzenleyebilecek insanları cesaretlendirmemek değil. Ertelenmiş bir seçimin meşruluğu, bir terör saldırısının yol açtığı sorunların gölgesinde gerçekleşen bir seçimden daha fazla olmayacaktır. Kongre, sorunlu bir seçimin sonuçlarını iyi düşünmelidir ancak seçimin Kasım ayının ilk Salısı dışında bir tarihte yapılmasının sonuçlarını da çok iyi hesaplamalıdır."

New York Post ise, Bush yanlısı tavrını bu konuda da sürdürüyor ve Demokratların bütün eleştirilerine rağmen, Bush yönetiminden kimsenin aslında seçimin ertelenmesi önerisinde bulunmadığını ileri sürüyor. Gazete, Bush yönetiminin sadece en kötü senaryoya hazırlandığını savunuyor.

"Seçimlerin ertelenmesinin, sadece 11 Eylül’den bile daha büyük bir felaketin gerçekleşmesi halinde söz konusu olacağından hiçbir şüphemiz yok. Amerika şimdiye kadar başkanlık seçimini hiç ertelemedi. Ne iki dünya savaşı sırasında, ne de ülkenin kendisinin bir savaş alanı olduğu iç savaş sırasında. Ve El Kaide ne kadar çaba harcarsa harcasın, bu sonbaharda da böyle bir şey olmayacak. Ancak bu, gerekli olması halinde neler yapılabileceğini araştırmamak anlamına gelmez. Bir acil durum planı yapmak sorumsuzluk değil tam tersine günümüzün acı gerçeklerine hazırlıklı olmak anlamına gelir."

Washington Times, Nir Boms ve Erick Stakelbeck isimli iki uzmanın Ortadoğu’daki demokratik reform tartışmalarıyla ilgili görüşlerine yer veriyor. Ortadoğu’daki yöneticilerin, dış baskıyla sağlanacak reformlara karşı çıkmasına rağmen, bu ülkelerde reformlarla ilgili yoğun tartışmalar yaşandığını vurgulayan yazarlar, bölgenin artık geri dönülmez bir değişim sürecine girdiğini savunuyor.

"Arap liderlerin reformdan bahseden konuşmaları hala sadece zevahiri kurtarmaktan ibaret olsa da, bu durum bölgede gerçek bir değişimin desteklenmesine zemin hazırlıyor. Bu tartışmanın bütün Ortadoğu’ya yayıldığı gerçeği hesaba katılırsa, reformların içeriden mi dışarıdan mı gerçekleşeceği tartışması ikincil derecede bir tartışmadır. Ve bu durum Amerika ile demokratik müttefiklerine, özgürlüğün yasaklandığı ülkelerde özgürlüğü geliştirmek için eşsiz bir olanak sağlamaktadır."

Boston Globe ise, Arap ülkelerindeki gelişmeleri değil, İsrail’deki siyasi pazarlıkları mercek altına alıyor. Ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin, iktidarın büyük ortağı Likud Partisi ile koalisyon pazarlığına girmesini olumlu bir gelişme olarak yorumlayan gazete, iki partinin hükümet kurma konusunda uzlaşması halinde Gazze’den çekilme planının hayata geçebileceğini belirtiyor.

"Eğer İşçi Partisi, İsrail’i Filistin sorununda iki devletli bir çözüme ulaştırmak istiyorsa, başbakan Şaron’un Gazze’deki yerleşimleri boşaltma planını mümkün kılacak bir hükümette yer almalıdır. İsraillilerin çoğu Gazze’deki yerleşim birimlerinin sökülmesi ve bir Filistin devleti kurulmasından yana. Bazı fanatik Yahudiler ise, Gazze’yi gerçekten terk etmek zamanı geldiğinde gerekirse şiddete de başvurarak direnmeye hazırlanıyor. Böyle marjinal bir grubun isyanıyla başa çıkabilmek için İsrail’in mecliste büyük çoğunluğa sahip ve İsrail halkının çoğunluğunun iradesini yansıtan bir hükümete ihtiyacı var."

XS
SM
MD
LG