Siyasi Ekonomik Toplumsal Araştırmalar Vakfı’nın (SETA) Washington şubesi ve Yeni Amerika Vakfı tarafından düzenlenen telekonferansta İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un Büyükelçi Oğuz Çelikkol’a davranışıyla patlak veren diplomatik kriz ve Türkiye - İsrail ilişkileri değerlendirildi.
1981 – 1983 yılları arasında İsrail’in Ankara Maslahatgüzarı olan Büyükelçi Alon Liel, Danny Ayalon’ın Büyükelçi Çelikkol’a davranışından utandığını söyledi. “Bir diplomat olarak diplomatik teamüllere yakışmayan bu davranışın utanç verici olduğunu” vurgulayan Liel, ancak ‘Türkiye - İsrail ilişkileri konusunda gerçek mesele bu değil’ dedi. Büyükelçi Liel, Türkiye’deki hükümeti göstererek ikili ilişkilerde ciddi bir kriz yaşandığını belirtti.
Liel Türkiye’de iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin Türkiye - İsrail ilişkilerini Ortadoğu sorununa, Arap -İsrail sorununa endekslediğini söyledi.
Telekonferansta söz alan İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi ve SETA Vakfı uzmanı Bülent Aras ise bunun Erdoğan hükümetine özgü bir şey olmadığını savundu. Aras, Türkiye’de tüm kesimlerin Filistin sorununa hassasiyet gösterdiğini hatırlattı ve 1967, 1973 savaşlarının da tepki topladığını ancak bunun hiçbir zaman Yahudi aleyhtarlığına dönüşmediğini vurguladı.
Aslında Büyükelçi Liel da Türkiye - İsrail ilişkilerinin inişli çıkışlı olduğunu belirtti. 61 yıllık Türkiye - İsrail diplomatik ilişkilerini özetleyen Liel Türkiye’nin İsrail’i tanıyan ilk ülkelerden biri olduğunu ve ilişkilerin ilk 25 yılının sessizce geliştirildiğini söyledi. Ancak Liel, Kıbrıs, 1967 ve 1973 savaşlarından Türk- İsrail ilişkilerinin de zarar gördüğünü belirtti. 80’li yılların ikinci yarısında ilişkilerin iyileşmeye başladığını söyleyen Liel, 1992 – 2002 yılları arasında Türkiye- İsrail ilişkilerinde balayı yaşandığını vurguladı. Ancak emekli diplomat Alon Liel 2002 seçimlerinden sonra ilişkilerin bozulmaya başladığının işaretlerinin görüldüğünü, 2007 Gazze savaşının da bir dönüm noktası olduğunu kaydetti. Liel, Türkiye – İsrail ilişkilerinin gidişatının hep Türkiye tarafından belirlendiği görüşünü de savundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e karşı kişisel bir kampanya yürüttüğünü ileri süren Liel başbakanın Hamas’a da sempati duyduğunu ve Ortadoğu’daki çözümsüzlükten sadece İsrail’i sorumlu tuttuğunu savundu.
Liel, şayet Ortadoğu sorununda bu yıl da bir ilerleme kaydedilemezse Büyükelçi Çelikkol’un yıl sonunda geri çekilebileceğini ileri sürdü.
Prof. Dr. Bülent Aras ise daha iyimser bir tablo çizdi. Aras çözüm için İsrail üzerinde daha fazla baskı oluştuğunu ve Gazze konusunda İsrail’in adım atmasının beklendiğini kaydetti.
Konferanstan çıkan sonuca göre, Davos ya da Ayalon – Çelikkol krizleri şeklinde kamuoyuna yansıyan Türkiye - İsrail ilişkilerinin düzelmesi, ister istemez Ortadoğu barış sürecinde ilerleme sağlanmasına bağlı olacak.
Haberi dinlemek için sağ üst köşedeki Windows Media bağlantısına tıklayabilirsiniz.