Avrupa Parlamentosu birliğin genişleme sürecini tartışırken aşırı sağcı ve bazı muhafazakar milletvekilleri Türkiye’nin üyeliğine karşı çıktı. Avrupa Birliği dönem başkanlığını yürüten İsveç’in başbakanı Carl Bildt ise Türkiye’nin üyeliğini savundu.
Lizbon Antlaşması, Avrupa Birliği Başkanı’nın belirlenmesi, iklim değişikliğiyle mücadele derken sıra sonunda bir kez daha Brüksel’in en başarılı ancak bir o kadar da tartışmalı konusu olan genişlemeye geldi. İtalyan parlamenter Gabriele Albertini tarafından hazırlanan genişleme konulu rapor Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda masaya yatırıldı.
Tabii konu genişleme olunca Türkiye de ister istemez tartışmaların odağına yerleşti. Katılımın oldukça düşük olduğu oturumda aşırı sağ kanatlara üye parlamenterler Türkiye’yi ve üyelik sürecini oldukça sert, sert olduğu kadar da temelden yoksun bir yaklaşımla eleştirdiler. Bu eleştirileri göğüslemek ise Avrupa Birliği Dönem Başkanı İsveç’in Dışişleri Bakanı Carl Bildt’e düştü. Bildt, Avrupa Birliği antlaşmalarında “büyük, karmaşık ve Müslüman olan” ülkelerin üye olamayacağına dair bir ifade olmadığını hatırlatarak Türkiye’nin üyeliğine destek verdi.
Türkiye’deki gelişmeleri de değerlendiren Bildt özellikle Kürt açılımına dikkat çekti. Bildt, bu konuda başarı sağlanmasının büyük önem taşıyan alanlarda Türkiye’yi Avrupa standartlarına daha da yakınlaştıracağını söyledi.
Türkiye’nin enerji güvenliği ve medeniyetler arası diyalog konusunda kilit role sahip olduğunu belirten Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn de özellikle iki konuyu öne çıkardı. Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkileri normalleştirme konusundaki taahhüdünün tarihi nitelikte olduğunu ifade eden Rehn, aynı durumun Kürt sorununun çözümü amaçlı demokratik açılım için de geçerli olduğunu söyledi.
Rehn, bu iki alandaki gelişmelerden oldukça memnun olsa da Ankara’nın performansından tam anlamıyla tatmin olmuş değil. Türkiye’nin önünde hala uzun bir yol olduğunu kaydeden Rehn, reformların yanı sıra Türk limanlarının Rum bandıralı gemilere açılmasını öngören Ek Protokol’ün tam olarak uygulanmasını da beklediklerini ifade etti.
Oturumda dikkat çeken konuşmalardan birinin sahibi de Avrupa Birliği-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Helene Flautre’du. Müzakere sürecinin amacının tam üyelik olduğunu söyleyen Flautre, bu sürecin sonunda üyeliğin gerçekleşeceğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde söylenmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’deki gelişmelere genişçe bir paragrafta yer verilen rapor, perşembe günü yapılacak oylamanın ardından nihai halini alacak.