Erişilebilirlik

Türkiye - AB İlişkileri: 2009 Yılı Kritik


Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu, Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin geldiği aşamayı masaya yatıran bir rapor yayımladı. Raporda 2009 yılının ilişkilerin geleceği açısından kritik öneme sahip olduğu vurgulanıyor. 2009’un “ya tamam ya da devam yılı” olarak nitelendirildiği belgede her iki tarafa da ciddi uyarılarda bulunuluyor.

Raporda öne çıkan tespitlerin başını Türk hükümetinin reform süreci konusunda yetersiz performans sergilediği çekiyor. Geçen iki yıl boyunca meydana gelen iç krizlerin ulusal reformları yavaşlattığı, yeni bir anayasa vaatlerine ihanet ettiği ve katılım müzakerelerini sürdürmek için gerekli siyasi iradenin altını oyduğu raporda yer verilen vurgular arasında yer alıyor.

“Türk liderler, en azından 2009 yerel seçimlerinden önce bu gidişin değişeceği yolunda yetersiz işaretler vermektedir” ifadelerinin kullanıldığı belgede, AB üyelerinin de reform sürecinin canlandırılması için yeterli baskıyı uygulamadığı belirtiliyor.

Raporda hükümete yönelik eleştiri dozunun yüksekliği de dikkat çekiyor. AKP'nin reform sürecine döneceğini defalarca dile getirdiğine ancak bu alanda çok az şey yapıldığına dikkat çekilen raporda, "Bunun sonucu olarak AKP, içeride ve uluslararası alanda inandırıcılığını kaybetti” deniliyor. Özellikle yeni anayasa konusunda yaşanan gecikmelerin AKP liderliğinin reformları sürdürmemeye karar verdiğini gösterdiğinin vurgulandığı belgede, "Reform sürecindeki ilerleme eksikliği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın icadı olan Ankara kriterlerinin Kopenhag kriterlerinin yerini tutamayacağını gösterdi" ifadeleri kullanılıyor.

Dış politika açılımlarının değil tam bir demokrasinin Türkiye'nin AB üyeliği için çalıştığı konusunda ikna edici olabileceğinin vurgulandığı raporda, reformlar konusundaki isteksizliğin Türkiye'nin itiraz ettiği imtiyazlı ortaklık için gerekli ortamı güçlendirdiği belirtiliyor.
Raporda, Türk hükümetine AB'nin yapılmasını istediği reformlarla ilgili taahhüdün yürütmenin en üst kademesinde yinelenmesi, Kıbrıs'taki çözüm müzakerelerine tam destek verilmesi, Kürtlere yönelik açılım politikası uygulanması, dini özgürlüklerin geliştirilmesi ve yeni bri anayasa hazırlanması tavsiyelerinde bulunuluyor.

AB'ye yönelik tavsiyeler ise Türkiye'nin, tüm kriterleri karşılaması durumunda üye olabileceğinin kararlı ve sık bir şekilde dile getirilmesi, müzakere başlıklarının açılmasıyla ilgili gayriresmi engellerin kaldırılması, Kıbrıs müzakerelerine daha fazla ve tarafsız ilgi gösterilmesi, Türk dış politika inisiyatiflerine destek verilmesi ve PKK'nın Avrupa'dan finanse edilmesi konusunda daha kararlı ve sert bir tavır takınılması olarak sıralanıyor.

Uluslararası Kriz Grubu Türkiye uzmanı Hugh Pope Barış Ornarlı'nın sorularını yanıtladı. Söyleşiyi yukarıdaki bağlantıya tıklayarak dinleyebilirsiniz.

Raporun Türkçe özetine ulaşmak için tıklayın.

XS
SM
MD
LG