Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin üç günlük Cezayir gezisinin merkezine ‘sömürgecilik’ ve ‘ayrımcılık’ tartışmaları oturdu. Cezayirlilerin « Fransa’nın sömürgesi olduğu ve bağımsızlık savaşı yürüttüğü yıllar boyunca işlediği katliamlardan özür dilemesi” talebine Sarkozy, acı tarihi iki ülkenin ortak tarihçilerinin yazmasını istedi.
Ermeni soykırımı iddialarını Parlamentosu’ndan geçirdiği yasa ile kabul eden Fransa, iddialar kendisine yönelince Türkiye’nin soykırım tezlerine verdiği yanıtın aynısını Cezayir’e karşı kullandı. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin üç günlük Cezayir gezisi, Fransa tarihinin belki de en karanlık dönemlerinden birisine, sömürge dönemi tartışmalarına sahne oldu.
Daha Sarkozy Cezayir’e gitmeden ülkede Fransa ve Cezayir arasında yaşanan bu karanlık dönemin tartışmaları alevlendi. Cezayir Savaş Gazileri Bakanı Muhammed Şerif Abbas, ‘Musevi kökenli Sarkozy’nin Fransız ekonomisine hakim yahudi lobisinin adamı olduğu için seçimleri kazandığını’ söylemesi iki ülke arasında tansiyonu yükseltti. Üstelik bakan Abbas, cezayir ile işbirliğine kalkışmadan önce Fransa’nın sömürgesi yaptığı ve bağımsızlık savaşı boyunca işlediği ‘soykırımlardan’ dolayı Cezayir halkından özür dilemesini de istedi. Bu sözler iki ülke arasında diplomatik kriz yaratırken, gerginlik, Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Bouteflika’nın « Fransa dost bir ülkedir ve ben bir dostumu ağırlayacağım” sözleriyle aşıldı. Ancak Abbas ne sözlerini geri aldı ne de Sarkozy’yi karşılamaya gelen bakanlar kurulu üyelerinin yanında yer aldı. Sarkozy Abbas’ın sözlerine, Fransız ve Cezayirli iş adamlarına hitap ederken yanıt verdi. Konuşmasında Cezayir’e ‘nostalji yapmak için’ değil, ‘gelecek için dayanışmak üzere’ geldiğini vurgulayan Sarkozy, Avrupa’nın hafıza çalışması yapmayı başardığını, bunu Cezayir halkının da yapabileceğini söyledi.
Sömürge rejiminin ciddi oranda adaletsiz olduğunu ve Fransa’nın temeli olan ‘eşitlik, özgürlük ve kardeşlik’ ilkelerine tamamen aykırı olduğunu söyledi. “Korkunç suçların iki tarafta da işlendiğini savunan Sarkozy, tarihin bu acı sayfasını yazma işini Cezayirli ve Fransız tarihçilere bırakma zamanı geldiğini söyledi. Cezayir’in 1954-1962 yılları arasında yaşanan bağımsızlık savaşı boyunca, her iki taraftan da yaşamını yitirenler olduğunu dile getiren Sarkozy, 1962 yılında 7 yaşında olduğuna vurgu yaptı ve “O gün 7 yaşında bir çocuk olarak bugün, her iki tarafta da yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum » dedi. Ancak Sarkozy, Cezayirli bakan ve bazı kitle örgütlerinin beklediği gibi özür dilemedi. Cezayirli Bakan Abbas’ın, ‘yahudi lobisi’ sözlerini de yanıtlayan Sarkozy, « Fransa’da ve her yerde antisemitism gibi, islamafobi gibi bütün ayrımcılıklara, ırkçı yaklaşımlara karşı durulması gerektiğini, zira yahudi düşmanlığı ile islam karşıtlığı arasında bir fark olmadığını da sözlerine ekledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Cezayir’e elinde 5 milyar dolarlık ticari anlaşma paketiyle gitti. Soykırım tartışmalarının ardından asıl gündemine geçen Sarkozy, Cezayir ile 2019’a kadar Fransa’nın gaz ihtiyacını karşılayacak önemli bir ikili anlaşmaya imza attı. Yalnızca bu anlaşmanın kapasitesi 1 milyar doları buluyor. Ayrıca nükkleer enerji üretiminde işbirliği, Cezayir’e araba yedek parçası üretim fabrikaları kurulması gibi çok sayıda yatırım anlaşmasına imza atıldı. Anlaşmalarla 7 bin kişiye yeni iş alanı sağlanacağı belirtiliyor.
Ermeni soykırımı iddialarını Parlamentosu’ndan geçirdiği yasa ile kabul eden Fransa, iddialar kendisine yönelince Türkiye’nin soykırım tezlerine verdiği yanıtın aynısını Cezayir’e karşı kullandı. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin üç günlük Cezayir gezisi, Fransa tarihinin belki de en karanlık dönemlerinden birisine, sömürge dönemi tartışmalarına sahne oldu.
Daha Sarkozy Cezayir’e gitmeden ülkede Fransa ve Cezayir arasında yaşanan bu karanlık dönemin tartışmaları alevlendi. Cezayir Savaş Gazileri Bakanı Muhammed Şerif Abbas, ‘Musevi kökenli Sarkozy’nin Fransız ekonomisine hakim yahudi lobisinin adamı olduğu için seçimleri kazandığını’ söylemesi iki ülke arasında tansiyonu yükseltti. Üstelik bakan Abbas, cezayir ile işbirliğine kalkışmadan önce Fransa’nın sömürgesi yaptığı ve bağımsızlık savaşı boyunca işlediği ‘soykırımlardan’ dolayı Cezayir halkından özür dilemesini de istedi. Bu sözler iki ülke arasında diplomatik kriz yaratırken, gerginlik, Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Bouteflika’nın « Fransa dost bir ülkedir ve ben bir dostumu ağırlayacağım” sözleriyle aşıldı. Ancak Abbas ne sözlerini geri aldı ne de Sarkozy’yi karşılamaya gelen bakanlar kurulu üyelerinin yanında yer aldı. Sarkozy Abbas’ın sözlerine, Fransız ve Cezayirli iş adamlarına hitap ederken yanıt verdi. Konuşmasında Cezayir’e ‘nostalji yapmak için’ değil, ‘gelecek için dayanışmak üzere’ geldiğini vurgulayan Sarkozy, Avrupa’nın hafıza çalışması yapmayı başardığını, bunu Cezayir halkının da yapabileceğini söyledi.
Sömürge rejiminin ciddi oranda adaletsiz olduğunu ve Fransa’nın temeli olan ‘eşitlik, özgürlük ve kardeşlik’ ilkelerine tamamen aykırı olduğunu söyledi. “Korkunç suçların iki tarafta da işlendiğini savunan Sarkozy, tarihin bu acı sayfasını yazma işini Cezayirli ve Fransız tarihçilere bırakma zamanı geldiğini söyledi. Cezayir’in 1954-1962 yılları arasında yaşanan bağımsızlık savaşı boyunca, her iki taraftan da yaşamını yitirenler olduğunu dile getiren Sarkozy, 1962 yılında 7 yaşında olduğuna vurgu yaptı ve “O gün 7 yaşında bir çocuk olarak bugün, her iki tarafta da yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum » dedi. Ancak Sarkozy, Cezayirli bakan ve bazı kitle örgütlerinin beklediği gibi özür dilemedi. Cezayirli Bakan Abbas’ın, ‘yahudi lobisi’ sözlerini de yanıtlayan Sarkozy, « Fransa’da ve her yerde antisemitism gibi, islamafobi gibi bütün ayrımcılıklara, ırkçı yaklaşımlara karşı durulması gerektiğini, zira yahudi düşmanlığı ile islam karşıtlığı arasında bir fark olmadığını da sözlerine ekledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Cezayir’e elinde 5 milyar dolarlık ticari anlaşma paketiyle gitti. Soykırım tartışmalarının ardından asıl gündemine geçen Sarkozy, Cezayir ile 2019’a kadar Fransa’nın gaz ihtiyacını karşılayacak önemli bir ikili anlaşmaya imza attı. Yalnızca bu anlaşmanın kapasitesi 1 milyar doları buluyor. Ayrıca nükkleer enerji üretiminde işbirliği, Cezayir’e araba yedek parçası üretim fabrikaları kurulması gibi çok sayıda yatırım anlaşmasına imza atıldı. Anlaşmalarla 7 bin kişiye yeni iş alanı sağlanacağı belirtiliyor.