Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, gelecek yıl Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliği için aday olduğunu yineledi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşma yapan Erdoğan, Türkiye’nin Güvenlik Konseyi’nde 50 yıldır temsil edilmediğini hatırlattı; hem Avrupalı, hem de Asyalı kimliğiyle, farklı görüşleri uyumlu hale getirmek ve uzlaştırmakta yapıcı ve özgün bir rol oynayabileceğini savundu.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Genel Kurul toplantıları çerçevesinde çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla görüşmüş ve Güvenlik Konseyi üyeliği için bu ülkelerin desteğini aramıştı.
Başbakan konuşmasında, Türkiye’nin, bölgesel istikrar sağlanması amacıyla, birlik ve barış içinde, demokratik bir Irak’ın uluslararası konumuna yeniden kavuşturulması için çaba harcadığını açıkladı.
Erdoğan, Türkiye’nin Irak’a Komşu Ülkeler sürecinin son toplantısına, Kasım ayı başında ev sahipliği yapmaktan memnun olduğunu da belirtti.
Orta Doğu sorununu, önemli bölgesel istikrarsızlık kaynağı olarak niteleyen Erdoğan, Filistin sorununa kalıcı bir siyasi çözüm ve İsrail’le iki devletli sisteme dayalı kapsamlı bir barışın önemine işaret etti. Başbakan, Orta Doğu Barış Süreci’nin canlandırılması yönündeki çabalarda, taraflara her türlü desteği vermeye, Kasım ayındaki uluslararası toplantıya da katkıda bulunmaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.
Konuşmasında terör konusuna değinen Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin terör tecrübesini yaşadığını hatırlattı; terör odaklarının yeni teknolojilerden yararlandığına dikkat çekerek, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine yönelik çok taraflı işbirliği içinde olduğunu söyledi.
Erdoğan, hem Türkiye, hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, “Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler çatısı altında ve Genel Sekreter’in iyi niyet misyonu çerçevesinde” kapsamlı çözüm çabalarına desteğini sürdürdüğünü bildirdi. Kıbrıs sorununun tek çözüm zemininin Birleşmiş Milletler olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, Rum tarafını çözüm istiyor gibi görünüp, çözüme yanaşmamakla suçladı.
Erdoğan, “Bu anlayışla, Cumhurbaşkanı Sayın Talat’ın, Ada’da iki lider arasında 5 Eylül 2007 tarihinde yapılan görüşmede, 2008 yılı sonuna kadar kapsamlı çözüme ulaşılması için bir an önce özlü müzakerelere başlanması önerisi, ne var ki, Kıbrıs Rum tarafınca reddedilmiştir,” diye konuştu.
Türkiye’nin, kalkınma yolundaki ülkelerin sorunlarını aşabilmeleri için yardımcı olduğunu da belirten Erdoğan, geçen yıl resmi ve özel sektör kaynaklı toplam 1 milyar 700 milyon Dolar kalkınma yardımı verildiğini kaydetti.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşma yapan Erdoğan, Türkiye’nin Güvenlik Konseyi’nde 50 yıldır temsil edilmediğini hatırlattı; hem Avrupalı, hem de Asyalı kimliğiyle, farklı görüşleri uyumlu hale getirmek ve uzlaştırmakta yapıcı ve özgün bir rol oynayabileceğini savundu.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Genel Kurul toplantıları çerçevesinde çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla görüşmüş ve Güvenlik Konseyi üyeliği için bu ülkelerin desteğini aramıştı.
Başbakan konuşmasında, Türkiye’nin, bölgesel istikrar sağlanması amacıyla, birlik ve barış içinde, demokratik bir Irak’ın uluslararası konumuna yeniden kavuşturulması için çaba harcadığını açıkladı.
Erdoğan, Türkiye’nin Irak’a Komşu Ülkeler sürecinin son toplantısına, Kasım ayı başında ev sahipliği yapmaktan memnun olduğunu da belirtti.
Orta Doğu sorununu, önemli bölgesel istikrarsızlık kaynağı olarak niteleyen Erdoğan, Filistin sorununa kalıcı bir siyasi çözüm ve İsrail’le iki devletli sisteme dayalı kapsamlı bir barışın önemine işaret etti. Başbakan, Orta Doğu Barış Süreci’nin canlandırılması yönündeki çabalarda, taraflara her türlü desteği vermeye, Kasım ayındaki uluslararası toplantıya da katkıda bulunmaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.
Konuşmasında terör konusuna değinen Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin terör tecrübesini yaşadığını hatırlattı; terör odaklarının yeni teknolojilerden yararlandığına dikkat çekerek, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine yönelik çok taraflı işbirliği içinde olduğunu söyledi.
Erdoğan, hem Türkiye, hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, “Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler çatısı altında ve Genel Sekreter’in iyi niyet misyonu çerçevesinde” kapsamlı çözüm çabalarına desteğini sürdürdüğünü bildirdi. Kıbrıs sorununun tek çözüm zemininin Birleşmiş Milletler olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, Rum tarafını çözüm istiyor gibi görünüp, çözüme yanaşmamakla suçladı.
Erdoğan, “Bu anlayışla, Cumhurbaşkanı Sayın Talat’ın, Ada’da iki lider arasında 5 Eylül 2007 tarihinde yapılan görüşmede, 2008 yılı sonuna kadar kapsamlı çözüme ulaşılması için bir an önce özlü müzakerelere başlanması önerisi, ne var ki, Kıbrıs Rum tarafınca reddedilmiştir,” diye konuştu.
Türkiye’nin, kalkınma yolundaki ülkelerin sorunlarını aşabilmeleri için yardımcı olduğunu da belirten Erdoğan, geçen yıl resmi ve özel sektör kaynaklı toplam 1 milyar 700 milyon Dolar kalkınma yardımı verildiğini kaydetti.
