Washington Post, Clinton döneminin Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın Irak’la ilgili bir yorumuna yer veriyor. Irak’taki savaşın hedefinin hala net olmadığını savunan Albright, Bush yönetiminin bu savaşla Amerika’nın başına yeni bir bela açtığını söylüyor. Ancak Albright, Bush yönetiminin hatasını itiraf etmesi durumunda bile savaşın kısa sürede bitmesinin beklenmemesi gerektiğini vurguluyor:
"Balkanlar; Amerika, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in ortak çabası sonucunda bugün barış içinde. Benzer bir strateji Irak’ta da uygulanmalıdır. Böyle bir stratejiyi hayata geçirmek hala mümkün olabilir. Bunun için Başkan Bush, bütün dünyanın bildiği bir gerçeği itiraf etmeli ve savaş öncesinde getirilen birçok eleştirinin doğru olduğunu kabullenmelidir. Böyle bir itiraf, Avrupalı ve Arap liderlerin yardımını kolaylaştırabilir."
Boston Globe, Kuzey Kore’nin nükleer programı konusunda yürütülen diplomatik çabaların umut verici bir gelişme kaydettiğini belirtiyor. Gazete, Kuzey Kore’nin nükleer programını durdurması ve denetimi kabullenmesi karşılığında Amerika’nın da Pyongyang’a yönelik yaptırımları kaldırmayı ve Kuzey Kore’yi terörist ülkeler listesinden çıkartmayı kabul ettiğini kaydediyor:
"Kuzey Kore ile müzakereleri yürüten altı ülke arasında sadece Japonya, nükleer silahsızlanma anlaşmasının kabulü konusunda isteksiz davranıyor. Başkan Bush’un da Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Hill’i yürüttüğü müzakereleri desteklemesi olumlu bir işarettir. Başkan Bush, Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü zirvesinde, Japonya Başbakanı Shinzo Abe’den anlaşmanın önünde engel oluşturmamasını istedi. Keşke, Amerika, kararlılık politikası ile diplomatik becerisinin birleşiminin bir ürünü olan bu başarıyı, güvenlikle ilgili diğer konularda da uygulayabilseydi."
New York Times, ünlü yazar George Orwell’in hayatı boyunca İngiliz polisi tarafından takip edildiğinin ortaya çıkmasının aslında bir sürpriz olmadığını yazıyor. “Büyük Birader” tiplemesinin yaratıcısı olan Orwell’in garip giyimi yüzünden komünist olarak fişlendiğini hatırlatan gazete, Orwell hakkındaki raporların Orwell’dan çok onu izleyenlerin ruh halini yansıttığı düşüncesinde:
"Orwell’in, Orwell’ci denecek bir biçimde izlenmesi aslında tam bir ironi oluşturuyor. Bu, Orwell’in yaşadığı döneme damgasını vuran bir anlayıştı. Orwell’in dosyasını okumanın orijinial bir şey olduğunu söylemek aslında çekici bir şey. Ama elbette ki o dönemin politika anlayışına özlem duymak pek mümkün değil. Çünkü onun döneminin de bizim çağımızın da kötülükleri o netameli günlerden kaynaklanıyor."
Los Angeles Times, Adalet Bakanı Alberto Gonzales’in bazı yargıçların siyasi nedenlerle görevden alındığı iddiası konusunda yanlış bilgi verdiğini savunuyor ve bu konunun daha kapsamlı araştırılması çağrısında bulunuyor. Gazete, Gonzales’in görevden ayrılacak olmasının, gerçekleri ortaya çıkarma çabasını engellememesi gerektiğini vurguluyor:
"Gonzales’in çok geç kalmış istifa kararı olumlu bir gelişme olarak kabul edilse de, istifa açıklaması Gonzales’in Kongre’yi ne kadar yanılttığı yönündeki haklı soruları cevaplamaya yetmiyor. Bu konuda yapılacak soruşturma bütün gerçekleri açığa çıkarmalıdır. Gonzales’in görevden ayrılması, Amerikan halkını doğru cevaplardan mahrum etmemelidir."