USA Today, Beyaz Saray yönetimince hazırlanan son ulusal istihbarat raporunda, El Kaide’nin 11 Eylül öncesi gücüne ulaştığı ve Amerika için büyük bir tehdit oluşturduğu görüşünün yer aldığını hatırlatıyor. Irak savaşının dikkatleri başka yöne çevirdiğini savunan gazete, Bush yönetimine El Kaide’yle mücadeleye ağırlık vermesi çağrısında bulunuyor.
"Irak’la El Kaide arasında hiçbir bağlantı yoktu ama artık böyle bir bağlantı oluştu. Daha da kötüsü, Irak savaşı Amerika’yı ikiye böldü ve 11 Eylül saldırıları sonrasında oluşan birlik ve bütünlük ruhu kalmadı. Bu görüş ayrılıkları yok sayılmamalı, ama yine de bizim asıl hedefe odaklanmamızı engellememelidir. Yapılması gereken şey, Amerika’ya saldırmış olan düşmanı yenme çalışmalarına odaklanmaktır. Afganistan’a daha fazla asker ve para göndermek, Usame bin Ladin ve komutanlarının saklandığı düşünülen Pakistan’a karşı daha akılcı politikalar geliştirmek atılacak ilk adım olabilir."
Washington Post da El Kaide’nin Pakistan’daki aşiret bölgesinde konumlandığı yönündeki bilgileri hatırlatıyor ve Bush yönetiminden Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref’e daha fazla baskı yapmasını istiyor. Gazete, Müşerref’in El Kaide’ye karşı gerekli adımları atmaması halinde, Amerika’nın doğrudan devreye girmesini istiyor.
"Eğer Pakistan El Kaide kamplarını yok edemezse veya etmeye yanaşmazsa, Başkan Bush Amerikan güçlerinin belirlenen hedeflere yönelik açık veya gizli operasyonlar düzenlemesi emrini vermelidir. Bu tür operasyonlar, Pakistan’ı daha da büyük bir istikrarsızlığa sürükleyebilir. Ancak böyle bir riski göz önüne alıp-almama konusunda, Amerika topraklarında gerçekleştirilebilecek bir saldırının sonuçları da hesaba katılmalıdır. Amerika, daha önce yaptığı hatayı tekrarlamamalıdır."
New York Times, Cumhuriyetçiler’in Senato’da, Demokratlar tarafından önerilen Irak’tan asker çekme tasarısını engellemesini eleştiriyor. Gazete, Cumhuriyetçilerin tavrını, Başkan Bush için zaman kazanma stratejisi olarak yorumluyor.
"Irak konusunda ülke tam anlamıyla ikiye bölünmüş durumda ve bu savaşı Amerika’nın gereksiz yere can ve mal kaybı olarak görenlerin sayısı giderek artıyor. Cumhuriyetçiler, Irak konusunda atılacak bir adımı Eylül ayı sonrasına bırakarak, bütün gece boyunca süren oturumu tam bir alaca karanlık kuşağına çevirdi. Aslında, Başkan Bush’a bu anlamsız savaşı sona erdirmek için baskı uygulamalarını isteyen seçmenlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeyen Cumhuriyetçiler, bu tavırlarıyla kendilerini bir alaca karanlık kuşağına hapsettiler."
Christian Science Monitor Rusya’nın Avrupa Konvansiyonel Güçler Anlaşması ile Orta Menzilli Nükleer Silahlar Anlaşması’ndan çekilme tehdidini hatırlatıyor ve bunun yeni bir silahlanma yarışına yol açabileceğini vurguluyor. Yapılan yorumda Batı’nın Rusya’yla ilişkilerinde daha yumuşak bir tavır izlemesi gerektiği belirtiliyor.
"Rusya, Amerika ve İngiltere arasındaki şüphe ve güvensizlik azalmıyor artıyor. Bu da, söz konusu anlaşmaların sürdürülmesi gerektiği anlamına geliyor. Günümüz dünyasında, silahsızlanma anlaşmaları, özellikle de nükleer silahsızlanma anlaşmaları büyük önem taşıyor. Bu noktada, Batı’nın dikkat etmesi gereken en önemli husus, Rusya’nın meydan okumasıyla gerçek ihtiyaçlarının ayırt edilmesi konusudur. Kabadayılığa ve tehditlere prim verilmemeli ancak meşru kaygılar da anlayışla karşılanmalıdır. Bu noktada sağlanacak bir denge silahsızlanma anlaşmalarının sürdürülmesini veya yeniden gözden geçirilmesini de sağlayacaktır. "