New York Times Anayasa Mahkemesinin Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunu iptal etmesinin ardından AKP hükümetinin aldığı erken seçim kararını dinin rolü konusunda bir referandum olarak değerlendiriyor. Sabrina Tavernise’ın haberinde AKP yandaşlarının, Anayasa Mahkemesi’nin kararını hukuki olmaktan çok siyasi bir karar olarak nitelendirdiği belirtiliyor.
"Seçimlerin öne çekilmesi kararını açıklayan Başbakan Erdoğan’ın kendisine olan güveni, AK Partinin Türk toplumundaki güçlü taban çalışmasından kaynaklanıyor. Bazı uzmanlar, Erdoğan’ın seçimden daha da güçlenerek çıkmasını bekliyor. Salı gecesi, cevabı merak edilen bir başka soru da Türk ordusunun bir tavır alıp almayacağı idi. Türkiye’deki siyasi gözlemciler, ordunun Anayasa Mahkemesi kararının ardından bir zafer kazandığı düşüncesinde olduğunu ve müdahale etmesinin beklenmediğini belirtiyor. Ancak aynı gözlemciler, laik partilerin kendilerine verilen desteği abarttığını da ekliyor."
Los Angeles Times Anayasa Mahkemesinin kararını, AKP’nin eski bir İslamcıyı Çankaya köşküne çıkartma planını bozan bir gelişme olarak yorumluyor. Laura King imzalı haberde, polisin 1 Mayıs göstericilerine uyguladığı şiddetin ülkedeki kargaşa havasını daha da artırdığı kaydediliyor.
"Kamuoyu yoklamaları, seçime gidilmesi durumunda iktidardaki AKP’nin bundan kazançlı çıkacağını gösteriyor. Siyasi İslam’dan kaynaklanan, ancak bugün kendisini muhafazakar demokrat olarak tanımlayan AKP, güçlü bir taban örgütlenmesine sahip. Bu nedenle seçim takviminin erkene çekilmesi, laik muhalefetten çok AKP’nin işine yarayabilir."
Washington Post Avrupa’ya yerleştirilecek füze savunma sistemi konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tepkisini abartılı buluyor. Ancak gazete, Bush yönetiminin bu konuda izlediği tavrın da yanlış olduğunu vurguluyor ve Kongre’nin bu konudaki müdahalesine destek veriyor.
"Füze savunma sistemine Avrupa’nın desteğini kazanmak ve bu sistemin NATO’nun planlarına entegrasyonunu sağlamak için daha fazla zaman ve çaba gerekiyor. Dört milyar dolar tutacak olan bu projenin maliyetine Avrupa’nın da katılımını istemek gerekiyor. Ayrıca, bağımsız gözlemciler sistemin işleyeceğini onaylayıncaya kadar hiçbir yeni füze savunma sistemi yerleştirilmemelidir. Kongre, bu ayakları yere basmayan projenin gerçekçi bir zemine oturmasını sağlamakta son derece önemli bir rol oynayabilir."
Amerika’da başkanlık seçimi yarışının giderek hız kazandığına dikkat çeken Christian Science Monitor bütün adayların Irak savaşı sonrasına ilişkin kapsamlı bir dış politika vizyonunu ortaya koyması gerektiğini yazıyor. Gazete, seçmenlerin, Amerika’nın dünya politikasındaki rolüne ilişkin kaygılarının giderek arttığını ifade ediyor.
"Önümüzdeki yıl bugünlerde Cumhuriyetçiler ve Demokratlar önseçimler sonunda başkan adaylarını belirlemiş olacak. Aynı günlerde, Irak’a yapılan askeri takviyenin işe yarayıp yaramadığı da ortaya çıkacak. Böyle bir ortamda, Amerika, 11 Eylül sonrasında ikinci başkanını seçecek. Bu başkan, belki de sekiz yıl sürecek görevi boyunca Irak savaşı sonrasındaki dünyayı şekillendirecek. Adayların Irak savaşı konusundaki görüşleri, aralarındaki farkı ortaya koymak açısından önemli olsa da, tek kriter bu olmamalıdır. Adayların dış politikaya bir bütün olarak yaklaşımları, önümüzdeki on yıl açısından çok daha önemlidir."
"Seçimlerin öne çekilmesi kararını açıklayan Başbakan Erdoğan’ın kendisine olan güveni, AK Partinin Türk toplumundaki güçlü taban çalışmasından kaynaklanıyor. Bazı uzmanlar, Erdoğan’ın seçimden daha da güçlenerek çıkmasını bekliyor. Salı gecesi, cevabı merak edilen bir başka soru da Türk ordusunun bir tavır alıp almayacağı idi. Türkiye’deki siyasi gözlemciler, ordunun Anayasa Mahkemesi kararının ardından bir zafer kazandığı düşüncesinde olduğunu ve müdahale etmesinin beklenmediğini belirtiyor. Ancak aynı gözlemciler, laik partilerin kendilerine verilen desteği abarttığını da ekliyor."
Los Angeles Times Anayasa Mahkemesinin kararını, AKP’nin eski bir İslamcıyı Çankaya köşküne çıkartma planını bozan bir gelişme olarak yorumluyor. Laura King imzalı haberde, polisin 1 Mayıs göstericilerine uyguladığı şiddetin ülkedeki kargaşa havasını daha da artırdığı kaydediliyor.
"Kamuoyu yoklamaları, seçime gidilmesi durumunda iktidardaki AKP’nin bundan kazançlı çıkacağını gösteriyor. Siyasi İslam’dan kaynaklanan, ancak bugün kendisini muhafazakar demokrat olarak tanımlayan AKP, güçlü bir taban örgütlenmesine sahip. Bu nedenle seçim takviminin erkene çekilmesi, laik muhalefetten çok AKP’nin işine yarayabilir."
Washington Post Avrupa’ya yerleştirilecek füze savunma sistemi konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tepkisini abartılı buluyor. Ancak gazete, Bush yönetiminin bu konuda izlediği tavrın da yanlış olduğunu vurguluyor ve Kongre’nin bu konudaki müdahalesine destek veriyor.
"Füze savunma sistemine Avrupa’nın desteğini kazanmak ve bu sistemin NATO’nun planlarına entegrasyonunu sağlamak için daha fazla zaman ve çaba gerekiyor. Dört milyar dolar tutacak olan bu projenin maliyetine Avrupa’nın da katılımını istemek gerekiyor. Ayrıca, bağımsız gözlemciler sistemin işleyeceğini onaylayıncaya kadar hiçbir yeni füze savunma sistemi yerleştirilmemelidir. Kongre, bu ayakları yere basmayan projenin gerçekçi bir zemine oturmasını sağlamakta son derece önemli bir rol oynayabilir."
Amerika’da başkanlık seçimi yarışının giderek hız kazandığına dikkat çeken Christian Science Monitor bütün adayların Irak savaşı sonrasına ilişkin kapsamlı bir dış politika vizyonunu ortaya koyması gerektiğini yazıyor. Gazete, seçmenlerin, Amerika’nın dünya politikasındaki rolüne ilişkin kaygılarının giderek arttığını ifade ediyor.
"Önümüzdeki yıl bugünlerde Cumhuriyetçiler ve Demokratlar önseçimler sonunda başkan adaylarını belirlemiş olacak. Aynı günlerde, Irak’a yapılan askeri takviyenin işe yarayıp yaramadığı da ortaya çıkacak. Böyle bir ortamda, Amerika, 11 Eylül sonrasında ikinci başkanını seçecek. Bu başkan, belki de sekiz yıl sürecek görevi boyunca Irak savaşı sonrasındaki dünyayı şekillendirecek. Adayların Irak savaşı konusundaki görüşleri, aralarındaki farkı ortaya koymak açısından önemli olsa da, tek kriter bu olmamalıdır. Adayların dış politikaya bir bütün olarak yaklaşımları, önümüzdeki on yıl açısından çok daha önemlidir."