BM 61. Genel Kurulu çalışmaları için New York’ta bulunan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İranlı meslektaşı Manuçer Muttaki ile görüştü. Muttaki, Türkiye’ye nükleer anlaşmazlığın diplomatik yollarla çözümlenmesi gereğini desteklediği için teşekkür etti.Bu arada Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin son açıklamaları Türk dışişleri heyetinde tepki yarattı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, New York’ta yoğun bir diplomasi trafiği sürdürmeye devam ediyor. Gül’ün görüşmelerinin en önemlilerinden biri de İran Dışişleri Bakanı Manuçer Muttaki ile oldu. İki bakan, ağrılıklı olarak Irak, PKK ve İran’ın nükleer tesisleri konuları üzerinde durdular.
Abdullah Gül, Türkiye ile İran’ın yüzyıllardır komşu olduğunu, iki ülkenin birbirine saygı duyduğunu söyledi. Her ülkenin nükleer programını barışçı olması halinde gelişmeye hakkı olduğunu belirten Gül; ancak İran’ın bu konuda uluslararası kamuoyu ile işbirliği içinde olması gerektiğine inandığını vurguladı. İran Dışişleri Bakanı Manuçer Muttaki ise Gül’e, AB'nin Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana ile İran'ın nükleer baş müzakerecisi Ali Laricani arasındaki görüşmeleri kısaca anlattı. Muttaki bu görüşmelerden bir sonuç çıkacağını beklediğini de sözlerine ekledi.
Solana-Laricani görüşmelerinin amacı, BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ve Almanya ile İran arasında nükleer programı konusundaki görüşmeler yapılması için ortak zemin oluşturmaya yönelikti.
Bu arada yine BM Genel Kurulu için New York’ta bulunan Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin Newsweek dergisine verdiği demeçte, terör örgütü PKK'yı saldırılarını durdurması yönünde ikna ettiklerini ve birkaç gün içinde ateşkes ilan edeceğini söylemesi Türk heyeti içinde sert rüzgarlar estirdi. Dışişleri Bakanlığı heyetinin bu konudaki tutumu “PKK terrorist bir örgüttür, bir terrorist örgütle ateşkes kabul edilemez, tek kabul edilebilir olan, PKK’nın koşulsuz şartsız silah bırakmasıdır,” yönünde. Dolayısıyla Talabani’nin PKK’yı ateşkese ikna ettiklerini söyleyerek örgütü muhatap aldıklarını kabul etmesini, Dışişleri Bakanlığı kaynakları, “vahim” olarak nitelendirdi.
Bu sert rüzgarların ardından Talabani bu sefer de New York’ta NPR radyosuna yaptığı ikinci bir açıklamada komşu ülkeleri Irak'ın içişlerine karışmakla suçlayarak, bundan vazgeçilmesi çağrısında bulundu. Talabani ayrıca bu durumun devam etmesi halinde "başka ülkelerdeki muhalif gurupları destekleyeceklerini" ve "o ülkelerin Irak'a yaptığı gibi, o ülkelerde de sorun çıkmasına çalışacaklarını" söylemişti.
Talabani’nin bu sözlerine cevap, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan’dan geldi. Tan, "Türkiye, siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü koruyan, komşularıyla barışık bir Irak’ı bölgenin istikrarı için vazgeçilmez bir unsur olarak değerlendirmektedir," dedi.
Tan, ayrıca Türkiye’nin Irak’a yönelik siyasetinin şeffaf olduğunu ve Ankara’nın Irak’taki bütün siyasi gruplarla temsalarını sürdürdüğünü söyledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, "Irak’ın güvenlik ve istikrarına yönelik yapıcı katkılarımızın bütün tarafların yararına sunulmakta olduğu, bilinen ve gerek Irak’ta, gerek uluslararası camiada takdir edilen bir husustur" diye konuştu.
