Washington Post, Başkan Bush’un Amerika Merkezi İstihbarat Örgütü CIA’nın gizli cezaevlerini itiraf etmesini ve Pentagon’un tüm tutsaklara Cenevre Sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağı yönündeki açıklamasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor. Ancak gazete, tutukluların sorgulanması ve yargılanması süreçlerini düzenleyen yasa tasarısıyla ilgili sert eleştiriler getiriyor ve Bush’u seçim öncesinde, terörle mücadele konusunu istismar etmekle suçluyor.
" Öyle görünüyor ki yönetim uluslararası hukuka ve insani değerlere aykırı bütün pis işleri CIA’ye yaptırıp, Savunma Bakanlığı’nı temize çıkartmak istiyor. Elbette teröristlerin tutuklanmasını bir düzene bağlamak öncelikli bir iş. Ama tam da seçim döneminde, bir partinin diğerini teröre karşı yumuşak davranmakla suçladığı bir sırada, alelacele bir yasal düzenlemeye gitmek doğru değildir. Bu işi aceleye getirmektense doğru bir şekilde yapmak gerekir."
USA Today de Başkan Bush’un açıklamalarını Cumhuriyetçi Parti’nin ara seçimler öncesinde, terörle mücadele kozunu öne sürme stratejisinin bir parçası olarak yorumluyor. Bush yönetiminin tutsaklara yönelik politikalarının Amerika’nın imajına büyük zarar verdiğini hatırlatan gazete, zanlıların yargılanma sürecini belirleyecek düzenlemenin Amerika’nın temel değerlerine uygun biçimde çıkartılmasını istiyor.
"11 Eylül’den beş yıl sonra, artık belki de sonsuza kadar sürecek teröre karşı savaşta, zanlıların sorgulanması ve yargılanması konusunda ulusal birlik sağlanmalıdır. Adalet, hem Amerika’nın değerlerini yansıtan, hem de teröre meydan okuyan kurallarla ve dünyanın gözünde inandırıcılığı olan kararlarla sağlanabilir."
New York Times Çin, Güney Kore, Türkiye ve Meksika’nın Uluslararası Para Fonu IMF içindeki oy haklarının arttırılmasını destekliyor. Bu kararın alınmasında Bush yönetiminin etkili olduğunu hatırlatan gazete, Washington’un bu kararın ardından Çin’in artık daha sorumlu davranışlar sergilemesini beklediğini yazıyor.
"Çin, kendi para birimi Yuan’ı yapay bir biçimde düşük tutmaya devam ettikçe, ucuz ürünlerini satmaya çalışan diğer Asya ülkeleri de aynı şeyi yapacaktır. Ancak Amerika da kendi ekonomisini kurtarmak ve küresel istikrarı korumak için ticaret açığını ve bütçe açığını azaltmalıdır. "
Christian Science Monitor, Meksika’da iki ay önce yapılan seçimlerin ardından Felipe Calderon’un resmen devlet başkanı ilan edildiğini aktarıyor ve Calderon’un bundan sonra meşruiyetini sağlayacak politikalar izlemesi gerektiğini vurguluyor. Muhalefetin seçim sonuçlarına itiraz ettiğini hatırlatan gazete, Calderon’un birleştirici bir tavır sergilememesi durumunda bundan Meksika’nın zararlı çıkacağını belirtiyor.
"Calderon’un ülkedeki siyasi kargaşayı sona erdirmede göstereceği beceri, Meksika ekonomisini düzeltmek ve toplumsal eşitsizliği azaltmak konusunda yapacaklarının da bir göstergesi olacak. Kendi partisinin Kongre’de çoğunluk sağlayamadığı da düşünülürse, Calderon’un diğer partileri de ikna etmesi gerekecek. Bunu sağladığı ölçüde Meksika demokrasisi de kurumsallaşacak."
" Öyle görünüyor ki yönetim uluslararası hukuka ve insani değerlere aykırı bütün pis işleri CIA’ye yaptırıp, Savunma Bakanlığı’nı temize çıkartmak istiyor. Elbette teröristlerin tutuklanmasını bir düzene bağlamak öncelikli bir iş. Ama tam da seçim döneminde, bir partinin diğerini teröre karşı yumuşak davranmakla suçladığı bir sırada, alelacele bir yasal düzenlemeye gitmek doğru değildir. Bu işi aceleye getirmektense doğru bir şekilde yapmak gerekir."
USA Today de Başkan Bush’un açıklamalarını Cumhuriyetçi Parti’nin ara seçimler öncesinde, terörle mücadele kozunu öne sürme stratejisinin bir parçası olarak yorumluyor. Bush yönetiminin tutsaklara yönelik politikalarının Amerika’nın imajına büyük zarar verdiğini hatırlatan gazete, zanlıların yargılanma sürecini belirleyecek düzenlemenin Amerika’nın temel değerlerine uygun biçimde çıkartılmasını istiyor.
"11 Eylül’den beş yıl sonra, artık belki de sonsuza kadar sürecek teröre karşı savaşta, zanlıların sorgulanması ve yargılanması konusunda ulusal birlik sağlanmalıdır. Adalet, hem Amerika’nın değerlerini yansıtan, hem de teröre meydan okuyan kurallarla ve dünyanın gözünde inandırıcılığı olan kararlarla sağlanabilir."
New York Times Çin, Güney Kore, Türkiye ve Meksika’nın Uluslararası Para Fonu IMF içindeki oy haklarının arttırılmasını destekliyor. Bu kararın alınmasında Bush yönetiminin etkili olduğunu hatırlatan gazete, Washington’un bu kararın ardından Çin’in artık daha sorumlu davranışlar sergilemesini beklediğini yazıyor.
"Çin, kendi para birimi Yuan’ı yapay bir biçimde düşük tutmaya devam ettikçe, ucuz ürünlerini satmaya çalışan diğer Asya ülkeleri de aynı şeyi yapacaktır. Ancak Amerika da kendi ekonomisini kurtarmak ve küresel istikrarı korumak için ticaret açığını ve bütçe açığını azaltmalıdır. "
Christian Science Monitor, Meksika’da iki ay önce yapılan seçimlerin ardından Felipe Calderon’un resmen devlet başkanı ilan edildiğini aktarıyor ve Calderon’un bundan sonra meşruiyetini sağlayacak politikalar izlemesi gerektiğini vurguluyor. Muhalefetin seçim sonuçlarına itiraz ettiğini hatırlatan gazete, Calderon’un birleştirici bir tavır sergilememesi durumunda bundan Meksika’nın zararlı çıkacağını belirtiyor.
"Calderon’un ülkedeki siyasi kargaşayı sona erdirmede göstereceği beceri, Meksika ekonomisini düzeltmek ve toplumsal eşitsizliği azaltmak konusunda yapacaklarının da bir göstergesi olacak. Kendi partisinin Kongre’de çoğunluk sağlayamadığı da düşünülürse, Calderon’un diğer partileri de ikna etmesi gerekecek. Bunu sağladığı ölçüde Meksika demokrasisi de kurumsallaşacak."