Irak’ta etnik ve mezhep çatışmalarına çözüm bulmaya çalışan bazı politikacılar, Şii, Sünni ve Kürtlere kendi bölgelerinde özerklik tanınmasını önerdi. Aralarında Amerikalı senatör Joseph Biden’ın da bulunduğu politikacılar Irak’ın bütünlüğünün, bu sayede korunabileceğini savunuyor. Erbil’de bulunan Amerika’nın Sesi muhabiri Brian Padden, bu fikre Kürt bölgesinde büyük destek olduğunu bildiriyor. Muhabirimizin gözlemleri şöyle:
"1991 yılındaki Körfez Savaşı sırasında ayaklanan Kürtleri Saddam Hüseyin gaddarca bastırdı. Amerika, Kürtler’e karşı yeni saldırıları önlemek için kuzeydeki bölgeyi Irak kuvvetleri için uçuşa yasak bölge ilan etti. Kürtler o zamandan bu yana fiili özerklik kazandılar.
Saddam’ın devrilmesiyle Kürt bölgesi nisbeten istikrarlı bir yer haline gelip gelişirken, diğer bölgelerde yaşam güçleşti ve tehlikeli bir hal aldı. Kürtler sınır güvenliği ve petrol gelirlerinin paylaşıldığı özerklik formülünü destekliyor.
Salahaddin Üniversitesi Siyaset Bilimi profesörü Cafer Hıdır, özerklik formülünün şimdiye kadar mümkün görünmeyen bir işi başarabileceğini ve Irak’ı barışçıl, güvenli ve farklı etnik yapıların oluşturduğu bir demokrasiye dönüştürebileceğini düşünüyor.
“Irak gibi bir ülkede demokrasi sağlanamıyorsa, tek çözüm onu daha küçük parçalara ayırmak olabilir. Bu da demokrasiyi daha başarılı kılabilir. Bu yüzden insanlar, küçük olsun benim olsun diyor.”
Ancak Hıdır, özerkliğin Irak’ı tamamen bölebileceğini ve etnik grupların petrol gelirleri için birbiriyle savaşabileceğini de belirtiyor.
Salahaddin Üniversitesi Tarih Profesörü Kadir Pişdari ise, tarihin Kürtlere, bağımsız zayıf bir devlet olmaktansa daha güçlü bir devletin parçası olmanın yararlı olduğunu öğrettiğini söylüyor.
Pişdari, "Iraklı liderler Federal bir Irak devletinin parçası olmanın, bir yıllığına bağımsızlıktan ve daha sonra her şeyi yitirmekten iyi olduğuna inanıyor." diyor ve dört tarafı düşmanlarla çevrili bağımsız bir Kürdistan’ın uzun ömürlü olmayacağını vurguluyor.