Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve iki hafta önce yürürlüğe giren ateşkes, Lübnan’da İsrail ve Hizbullah militanları arasında bir aydan fazla süren çatışmaları sona erdirdi. Çatışmaların durmasından bu yana yüz binlerce Lübnanlı evlerine dönmeye, bombardımanın yarattığı hasarı temizlemeye ve hayatlarını yeniden kurmaya başladı.
Ancak Amerika’nın Sesi muhabiri Margaret Basheer, İsrail bombardımanı sırasında saçılan patlamamış misket bombalarının geri dönenler için büyük tehlike oluşturduğunu belirtiyor.
Ateşkesin yürürlüğe girdiği 14 Ağustos gününden itibaren, Beyrut’taki okullarda ve park alanlarında yatıp kalkan Lübnanlılar, eşyalarını toplayıp güneydeki evlerine geri dönmeye başladı. Bu insanların bir kısmının yaşadığı köyler, İsrail bombardımanında ve topçu ateşinde tamamen harap oldu.
Silahların susmasına rağmen evlerine dönen Lübnanlıları yeni tehlikeler bekliyor. Bu tehlikeler arasında patlamamış bombalar, özellikle de İsrail uçaklarından atılan ve dört bir yana dağılan misket bombası parçacıkları oluşturuyor. Ateşkesin başladığı iki haftadan bu yana Lübnan’da resmi rakamlara göre, ikisi çocuk, 12 kişi, gecikmeli patlayan misket bombaları yüzünden hayatlarını kaybetti. 45 kişi de bu patlamalarda yaralandı.
Amerika Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Lübnan’daki sivil bölgelere Amerikan yapımı misket bombalarıyla saldırıp saldırmadığı yolundaki iddiaları araştırmak üzere soruşturma başlattı. Amerika bu bombaları İsrail’e verirken, kullanım alanlarını kısıtlamıştı.
Lübnan’da görevli İngiliz mayın temizleme örgütünün program müdürü Andy Gleeson, misket bombasının, büyük bir bombanın içinden saçılan ve her biri ayrı ayrı patlamaya hazır minik parçacıklardan oluştuğunu belirtiyor. Birleşmiş Milletler’in Lübnan’daki yardımlardan sorumlu koordinatörü David Shearer, ateşkesin ilan edildiği gün, Lübnan’ın güneyine dönmeye hazırlanan halkı, henüz patlamamış misket bombası parçacıklarına karşı uyarmıştı.
David Shearer, Lübnan’ın güneyine düşen top mermilerinin yaklaşık yüzde 10’unun patlamadığının tahmin edildiğini söyledi. Shearer ayrıca özellikle Nebatiye civarında yol kenarlarına saçılmış, çok sayıda misket bombaları bulunduğu yolunda haberler alındığını kaydetti.
Lübnan’ın güneyindeki Sur kentinde görevli Birleşmiş Milletler’in mayın temizleme birimi sözcüsü Dalya Farran, örgüt görevlilerinin şu ana kadar misket bombaları saçılan 380 yer belirlediğini ve sayının her gün arttığını söyledi:
Dalya Farran, misket bombalarının büyük tehlike oluşturduğunu ve bu duruma acilen çözüm bulunması gerektiğini belirtti. Farran, Birleşmiş Milletler yetkililerinin, günde ortalama 30 yeni yeri, misket bombaları açısından tehlikeli nokta olarak belirlediğini de sözlerine ekledi.
Örgüt yetkilisi, 14 Ağustos'tan bu yana yaklaşık 2 bin misket bombası parçasının imha edildiğini kaydetti. Bombacıkların büyük bir kısmı evlerin bahçelerinde, balkonlarda ve çatıların üzerinde bulundu. Dalya Farran’a göre bombacıkların bir kısmına hastane çatılarında bile rastlandı.
Patlamamış bomba parçaları, savaş sonrasında siviller için büyük tehlike oluşturuyor. Özellikle de çocuklar, patlamayan bombaları oyuncak sanıyor.
Birleşmiş Milletler’in yanısıra Lübnan ordusu ve sivil toplum örgütleri halkı misket bombası tehlikesine karşı sürekli bilinçlendirmeye çalışıyor.
Ancak Amerika’nın Sesi muhabiri Margaret Basheer, İsrail bombardımanı sırasında saçılan patlamamış misket bombalarının geri dönenler için büyük tehlike oluşturduğunu belirtiyor.
Ateşkesin yürürlüğe girdiği 14 Ağustos gününden itibaren, Beyrut’taki okullarda ve park alanlarında yatıp kalkan Lübnanlılar, eşyalarını toplayıp güneydeki evlerine geri dönmeye başladı. Bu insanların bir kısmının yaşadığı köyler, İsrail bombardımanında ve topçu ateşinde tamamen harap oldu.
Silahların susmasına rağmen evlerine dönen Lübnanlıları yeni tehlikeler bekliyor. Bu tehlikeler arasında patlamamış bombalar, özellikle de İsrail uçaklarından atılan ve dört bir yana dağılan misket bombası parçacıkları oluşturuyor. Ateşkesin başladığı iki haftadan bu yana Lübnan’da resmi rakamlara göre, ikisi çocuk, 12 kişi, gecikmeli patlayan misket bombaları yüzünden hayatlarını kaybetti. 45 kişi de bu patlamalarda yaralandı.
Amerika Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Lübnan’daki sivil bölgelere Amerikan yapımı misket bombalarıyla saldırıp saldırmadığı yolundaki iddiaları araştırmak üzere soruşturma başlattı. Amerika bu bombaları İsrail’e verirken, kullanım alanlarını kısıtlamıştı.
Lübnan’da görevli İngiliz mayın temizleme örgütünün program müdürü Andy Gleeson, misket bombasının, büyük bir bombanın içinden saçılan ve her biri ayrı ayrı patlamaya hazır minik parçacıklardan oluştuğunu belirtiyor. Birleşmiş Milletler’in Lübnan’daki yardımlardan sorumlu koordinatörü David Shearer, ateşkesin ilan edildiği gün, Lübnan’ın güneyine dönmeye hazırlanan halkı, henüz patlamamış misket bombası parçacıklarına karşı uyarmıştı.
David Shearer, Lübnan’ın güneyine düşen top mermilerinin yaklaşık yüzde 10’unun patlamadığının tahmin edildiğini söyledi. Shearer ayrıca özellikle Nebatiye civarında yol kenarlarına saçılmış, çok sayıda misket bombaları bulunduğu yolunda haberler alındığını kaydetti.
Lübnan’ın güneyindeki Sur kentinde görevli Birleşmiş Milletler’in mayın temizleme birimi sözcüsü Dalya Farran, örgüt görevlilerinin şu ana kadar misket bombaları saçılan 380 yer belirlediğini ve sayının her gün arttığını söyledi:
Dalya Farran, misket bombalarının büyük tehlike oluşturduğunu ve bu duruma acilen çözüm bulunması gerektiğini belirtti. Farran, Birleşmiş Milletler yetkililerinin, günde ortalama 30 yeni yeri, misket bombaları açısından tehlikeli nokta olarak belirlediğini de sözlerine ekledi.
Örgüt yetkilisi, 14 Ağustos'tan bu yana yaklaşık 2 bin misket bombası parçasının imha edildiğini kaydetti. Bombacıkların büyük bir kısmı evlerin bahçelerinde, balkonlarda ve çatıların üzerinde bulundu. Dalya Farran’a göre bombacıkların bir kısmına hastane çatılarında bile rastlandı.
Patlamamış bomba parçaları, savaş sonrasında siviller için büyük tehlike oluşturuyor. Özellikle de çocuklar, patlamayan bombaları oyuncak sanıyor.
Birleşmiş Milletler’in yanısıra Lübnan ordusu ve sivil toplum örgütleri halkı misket bombası tehlikesine karşı sürekli bilinçlendirmeye çalışıyor.