Hizbullah’ın güçlü İsrail ordusu karşısında direnip ayakta kalması, Arap dünyasında zafer olarak görülüyor. İsrail kamuoyunun savaşın yönetiliş biçimine duyduğu öfke de giderek büyüyor. İsrailli askerler Başbakan Ehud Olmert’in istifasını istiyor. Amerika’nın Sesi’nden Judith Latham savaşın İsrail politikalarını ne şekilde etkilediği konusunda, İsrailli ve Arap basın mensuplarıyla görüştü.
Jerusalem Post gazetesinin Washington muhabiri Nathan Guttman, İsrail halkının savaşın bitmesinden memnun olmakla birlikte sonucu zafer olarak görmediğini söylüyor.
“Bazıları İsrail’in Hizbullah karşısında yenilgiye uğradığını, bazıları ise sonucun berabere bittiğini söylüyor. Ancak halk, dev İsrail ordusunun Hizbullah’la başa çıkamamasından ötürü tepkili. Lübnan’dan dönen askerler, planlama ve malzeme yetersizliğinden ötürü savaş meydanında büyük karışıklık yaşandığını söylüyor. Şikayetlerden biri, savaş devam ederken hedefin birkaç kez değiştirildiğini belirtiyor. Hizbullah’ı silahsızlandırıp ortadan kaldırma şeklinde, başlangıçta konmuş olan amaca ulaşılamadı. Hizbullah’ın gücü zayıflatıldı. Lübnan’a uluslararası kuvvet gönderilecek. Bu açılardan bakılırsa, bazı kazanımlar elde edildi. Fakat hükümetin başlangıçta koyduğu hedefe ulaşılamadı.”
Tel Aviv’de yayınlanan Ha’aretz gazetesinin muhabiri Akiva Eldar ise, İsrail kamuoyunun Lübnan savaşını, büyük bir hayal kırıklığı olarak gördüğünü söylüyor:
“Halk hükümetin bu savaşı neden başlattığını ve hangi sebeplerle son verdiğini, savaşın amacını ve kazanıp kazanılmadığını anlayamadı. Kafalar karıştı. Üstelik, ordunun ve hükümetin tutumu da büyük hoşnutsuzluk yarattı. Hem cepheye gidenler hem de geride kalan halk hükümetin beceriksiz olduğu hükmüne vardı. Başbakan kabahatin kendinde olmadığına inanıyor. Lojistikte ve komuta zincirinde problemler yaşandı.”
United Press International haber ajansının editörlerinden Lübnan doğumlu Claude Salhani ise, bu savaşın kesin galibi ve mağlubu olmadığını düşünüyor:
“Hizbullah Ortadoğu’nun en güçlü ordusuna karşı büyük bir zafer kazandığına inanıyor. Fakat bu çok pahalı bir başarı oldu, çünkü Lübnan’ın alt yapısı ağır hasar gördü ve ekonomi çöküntünün eşiğine geldi.”
Jerusalem Post’un yazarlarından Nathan Guttman savaşın uzun vadeli sonucunun ise Kadima Partisi’nin ve Filistin topraklarından çekilme politikasının zayıflaması olacağına işaret ediyor:
"Kadima partisi ile Ehud Olmert, Batı Şeria’dan çekilme politikasını savunarak iktidara geldi. Olmert savaştan sonra artık Batı Şeria’dan çıkma planını ortadan kalktığını açıkladı. Olmert ile Savunma Bakanı Amir Peretz İsrail kamuoyunda büyük itibar kaybetti. İsrail siyasi sistemi şu anda büyük bir başı bozukluk içinde. Kadima’nın halk nezdinde kayba uğraması, öteki partilerin kazançlı çıkması anlamına geliyor. Ayrıca seçimde ikinci olan İşçi Partisi de şu andaki hükümetin içinde yer alıyor. İşçi Partisi de kayba uğramış durumda. Böyle olunca da, geriye bir tek Likud partisi kalıyor. Şimdiki durumda Likud ve lideri Benjamin Netanyhu Olmert’e çok nazik davranıyor. Fakat, Likud-İşçi partisi ortaklığına karşı eleştiriler giderek artarsa, Likud, yapılacak ilk seçimden kazançlı çıkar. Ayrıca şu anda yapılan soruşturmalar sonucunda hükümet kusurlu bulunursa, Likud daha da güçlenir.”
Claude Salhani ise Lübnan ve İsrail’de savaşın politik sonuçlarının birbirinden tamamen farklı olduğuna işaret ediyor:
“Olmert’in koalisyon hükümetinin sarsılmasına karşın Lübnan da Başbakan Siniora savaştan önce çok zayıf bir lider olarak görülürken şimdi oldukça güçlü bir müzakereci olarak sivrildi. Bu da, savaşın bir başka beklenemedik sonucu oldu.”
İsrailli gazeteciler Salhani’nin görüşüne katılıyor. Ha’aretz muhabiri Akiva Eldar, Kadima partisinin artık tarih olduğu ve siyaset sahnesine yeni parti ve isimlerin çıkabileceğini ve Batı Şeria’dan çekilme politikasının da ilerde yeniden gündeme gelebileceğini belirtiyor.