Amerika’da tıp alanındaki araştırmalar her gün yeni bir gelişmeyi beraberinde getiriyor. Son bir haber böbrek hastalarını sevindirdi. Doktorlar laboratuarda ürettikleri yapay idrar kesesini ameliyatla hastaya nakletti. Böylece ilk kez bir insan organı baştan sona yapay olarak üretilmiş oldu.
Kaitlyne McNamara yeni bir idrar kesesine sahip. 16 yaşındaki genç kız, yapay keselerin nakledildiği ilk yedi hastadan biri. Doğuştan idrar keselerinde rahatsızlık olan bu kişilerde, idrarın dışarı atılması sırasında meydana gelen baskı böbreğe zarar veriyordu. McNamara’nın böbrekleri ameliyattan önce neredeyse işe yaramaz hale gelmişti. McNamara’ya yaklaşık 5 yıl önce yapay kese nakledildi ve şu anda böbrekleri gayet iyi durumda.
Hastaların yapay idrar keselerini belli aralıklarla boşaltmaları gerekiyor. Önceleri idrarlarını tutamayan bu hastalar, şimdi saatlerce tuvalete gitmeden durabiliyor.
Laboratuar ortamında geliştirilen bu keseler, insandan alınan normal idrar torbası dokusu kullanılarak üretildi. Doktorlar, bu dokuyu çoğaltarak, yapay kese ve onu çalıştıracak kasları geliştirdi. Çalışmayı yürüten Wake Forest Tıp Bilimleri Enstitüsü Başkanı Dr. Anthony Atala, yapay keseler hakkında şu bilgiyi veriyor: "Bu organı üretmek için bir kalıp çıkardık. İdrar torbası şeklindeki üç boyutlu kalıba dokudan aldığımız hücreleri yerleştirdik. Her seferinde bir kat hücre koyduk. Yani, bir nevi kat kat kekli pasta yapmak gibi... Daha sonra ise, bunu, fırına benzetebileceğiniz bir kuluçka makinesine koyduk. Birkaç hafta sonra yapay torba hastaya nakledilmek üzere hazır bir şekilde bizi bekliyordu."
Doktorlar, yeni buluşun dünyada milyonlarca böbrek hastasına yardımcı olabileceği görüşünde. Wake Forest Tıp Bilimleri Enstitüsü’nden Dr. Wayne Meredith, ameliyatı yapan ekibin başındaydı.
"Bir insandan gerçek hücreler alıp, ondan yapay organ üretmek gelecek için çok daha büyük imkanları gündeme getiriyor" diyen Meredith'e göre bu gelişmenin günümüzde büyük bir sorun olan organ nakli konusuna da çözüm getireceğine inanıyor. Dr. Anthony Atala da aynı yöntemle diğer organların onarılmasının ya da değiştirilmesinin mümkün olabileceğine dikkat çekiyor. "Enstitümüzde başta damar, nefes borusu, kalp ve karaciğer olmak üzere birçok organ ve doku üretimi konusunda çalışmalar yapıyoruz." diyen uzman, hepsinin kendine göre bir zorluğu olduğunu, ancak sonuçta başarılı olacaklarına inandıklarını belirtiyor.
Felç Hastalarına Umut Dağıtan Yeni Alet
Bir bardağı tutmak, kalemle yazı yazmak veya saç taramak çoğu insanın zorlanmadan yapabildiği gündelik işler arasında. Oysa felç geçirenlerin bu işleri aynı kolaylıkla yapması mümkün değil. Fizik-tedavi başlangıçta bu hastalara yardımcı oluyor ancak bir yıl sonra bu yöntem de yetersiz kalıyor. Yeni geliştirilen bir aygıt, felçlilere yeniden hareket kabiliyeti sağlıyor. Üstelik bu aygıt etkileri zamanla etkisini de yitirmiyor.
Carleen Gehling 16 yıl önce felç geçirince sol kolunu hareket ettiremez olmuş. "Daha önce yaptığım sıradan işleri yapamamak beni çok üzüyor" diyen genç kadının yardımına H-200 adlı yeni cihaz koştu. Bu yeni aletin içindeki elektrodlar, Carleen’in eline hafif elektrik vererek canlandırıyor; kol kaslarını güçlendiriyor.
Cincinnati Üniversitesi araştırmacılarından Stephen Page, aygıt çalıştığı zaman, hastanın MRI görüntülerinde hemen bir farklılık oluştuğunu söylüyor. Page şöyle konuşuyor: "Bu aygıtı kullanan hastalara belirli hareketleri tekrarlattırıyoruz. Bu şekilde beyni harekete geçiriyor; beyin hücrelerine kolun yeniden eskisi gibi çalışmak istediği mesajını gönderiyoruz. Bunu sekiz-on hafta sürekli yaparsak, beyin yeniden kola sinyal göndermeye başlıyor. Hasta da bu şekilde hareket kabiliyetini yeniden kazanıyor." Carleen'e hareket etmesine yardım eden bu aletin birçok felç hastasına umut vereceği tahmin ediliyor.