Türk Amerikan Konseyi toplantılarının açılışında Türk – Amerikan ilişkileri konusunda bir oturum düzenlendi. Oturumlarda söz alan Amerika’nın eski Anakara Büyükelçisi ve eski Dışişleri Bakan Yardımcılarından Marc Grossman ilişkilerde sorunlar yaşandığını kabul ediyor; ancak, ilişkilerin öneminin gözden çıkarılmaması gerektiğini vurguluyor. Grossman Barış Ornarlı'nın sorularını yanıtladı.
MARC GROSSMAN: Öncelikle ilişkilerin olumlu yanlarına odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Türk – Amerikan ilişkilerini güçlendirmek için ve Türklerle Amerikalılara bu ilişkinin önemini hatırlatmak gayret gösteriliyor. İkili ilişkiler bazen pek doğal gözükmüyor; bu nedenle, çalışmamız gerekiyor. İş çevreleri, devlet yetkilileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ve basın, Türk - Amerikan ilişkilerine önem vermelidir. Bence, bu kişiler ilişkilerimize önem verirse, o zaman modern ve işe yarar bir ilişki kurabiliriz.
BARIŞ ORNARLI: Amerika’nın Türkiye’deki imajı sizce ne kadar ciddi bir sorun oluşturuyor? Türkiye’de bir Amerikan aleyhtarlığının doğduğu açıkça görülüyor…
MG: Evet buna şüphe yok: Üç hafta kadar önce Türkiye’deydim. Amerika’nın Türkiye’deki imajı konusunda çok çalışmamız gerekiyor. Ancak, bunu tek başımıza yapamayız. Bu konuda Türklerin de çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bence, Amerika’nın Türkiye’deki imajını düzeltmesi için atabileceği en önemli adımlardan biri, PKK’ya karşı harekete geçmektir. Türk liderler de Türk - Amerikan ilişkilerini destekleyen açıklamalarda bulunmalıdır; çoğulculuk, hoşgörü ve demokrasiyi savunan açıklamalar yapmalıdır; ve son birkaç ayda tanık olduğumuz bu aşırı Amerikan aleyhtarlığına karşı görüş belirtmelidir.
BO: Tecrübelerinize dayanarak soruyorum, Amerika PKK’ya karşı ne zaman harekete geçebilir?
MG: Bilemiyorum. Artık bir devlet yetkilisi değilim, o bakımdan bu konuda bir görüş belirtemem. Ancak, zaten kimse, gidin, yarın Kuzey Irak’ta konuşlanmış 4500 PKK militanının çaresine bakın demiyor… Örneğin, Abdullah Öcalan’ın kardeşi Kuzey Irak’ta; ve belki de ona karşı bir girişimde bulunulabilir. Gördüğümüz kadarıyla, PKK bölgede serbestçe hareket edebiliyor. Irak hükümeti, Amerikalı ve Türk yetkililerle işbirliği yaparak, PKK tehdidine karşı fiilen bir önlem alabilir diye düşünüyorum.
BO: Son olarak sormak istiyorum, sayın Grossman: Bölgesel gelişmeler, İran, Suriye gibi konularda Amerika’nın Türkiye’den beklentisi hangi yönde?
MG: Bence burada iki konu var. Öncelikle - sadece devlet yetkilileri değil - bütün Amerikalılar, Türkiye’nin, kendi çıkarları için Irak’ta başarıya ulaşmamızın öneminin farkına varmasını bekliyor. Irak’ın yeni hükümetini desteklemesini; orada yatırım yapmasını; ve Irak’taki Amerikan birliklerine destek olmasını bekliyor. Bence, Irak çok önemli bir konu. İkinci olarak, umarım ki Türkler ve Ameriaklılar, İran konusunda danışmalara ve stratejik diyaloğa hız verirler. Çünkü, bence nükleer silaha sahip bir İran, Türkiye için de tehdit oluşturacaktır. Bir arada çalışarak, Türkler ve Amerikalılar; NATO ittifakı ve diğer mütefiklerimiz; buna son verebilirler. Türkiye ve Amerika’nın İran konusunda çok şey yapabileceğini düşünüyorum.
BO: Çok teşekkür ederim, sayın Grossman.
MG: Ben de teşekkür ederim.