Bush yönetiminin mahkeme kararı olmadan Amerikalıların telefon ve elektronik posta yoluyla haberleşmesini izlemesiyle ilgili tartışmalar sürüyor.
Washington Post gazetesi bu uygulamanın yasalar çerçevesinde yapılması gerektiğini, yasal bir çerçeveye oturtulmadığı sürece istismara açık olduğunu vurguluyor.
"Yönetim, gerekli önlemleri aldığı konusunda kamuoyuna güvence veriyor. Ancak bu tür izleme faaliyetlerinde dışarıdan bir denetim olmadıkça temel özgürlüklere karşı duyarlı davranılmadığını geçmişte yaşananlardan biliyoruz. Ayrıca, yönetimin başına buyruk hareket etmedeki ısrarı nedeniyle, kongrenin onayı ve yargının denetimi altında yürütülecek bir izleme programı, kamuoyunda daha çok güven uyandıracaktır. Gerekli yasal düzenlemeleri yapmak yönetimi zayıflatmayacak, aksine güçlendirecektir."
USA Today de ülke içi casusluğun yasal dayanağının tartışmalı olduğunu belirtiyor ve Senato Adalet Komisyonunda konuyla ilgili olarak yapılacak oturumun meseleye açıklık getirmek açısından önemli bir fırsat olduğunu vurguluyor. Gazete, mevcut yasal düzenlemenin yeterli bulunması halinde yasaya uygun davranılmasını, yetersiz bulunması durumunda ise ihtiyaca göre değiştirilmesini öneriyor.
"Yönetim, ortaya bir ikilem koyuyor: “ya telefonları dinleyeceğiz ya da yeni saldırılara maruz kalacağız” diyor. Başkan Bush da, Birliğin Durumu konuşmasında “tekrar saldırıya uğramayı beklemeyeceğiz” diye konuştu. Oysa, El Kaide üyelerinin telefonlarının dinlenmemesi gerektiğini savunan kimse yok. Asıl mesele bunun, yasal çerçeve içinde ve temel özgürlüklere zarar vermeden nasıl uygulanacağı."
New York Times ise Amerika’nın petrole bağımlılığını azaltmak için Başkan Bush’un gündeme getirdiği önerileri yetersiz buluyor. Gazete, alternatif enerji kaynaklarının geliştirilmesi için ayrılan bütçenin düşük olduğunu ve petrol tüketimini azaltacak otomobiller konusunda Bush’un hiçbir somut adım atmadığını öne sürüyor.
"Hiçbir yeni teknolojiye ihtiyaç duymadan, motorlu araçların yakıt tüketimi yüzde 10-15 oranında azaltılabilir. Bu da, günde 2,5 milyon varil petrol tasarrufu sağlar. Yani, Ortadoğu’dan ithal ettiğimiz petrol miktarı kadar tasarruf sağlanabilir. Küresel ısınmaya karşı benzer bir kararlılıkla, elektrik santrallerimizde de temiz enerji üretimi sağlanabilir. Şu anda Kongrede petrol tüketimini azaltmayı, daha az yakıt kullanan otomobillerin üretimini ve alternatif enerji kaynaklarını teşvik etmeyi amaçlayan çeşitli öneriler var. Ve yönetim kabul etse de etmese de, yapılması gereken budur."
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun İran’ın nükleer programını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne havale etme kararını hatırlatan Washington Times, Almanya başbakanı Angela Merkel’in de Tahran hükümetiyle Hitler arasında benzerlik kurduğunu vurguluyor. Gazete, Merkel’in uyarısına rağmen İran’a karşı gereken kararlılıkla hareket edilmediğini ileri sürüyor.
"Zaman, İran’dan yana çalışıyor. Yaptırım kararı alınmadan geçen her gün, İran nükleer silah üretmeye biraz daha yaklaşıyor, füzelerini Avrupa’yı, İsrail’i veya bir başka bölgeyi vurabilecek biçimde daha da geliştiriyor. Ayrıca, İran’da rejim bütün silahları elinde tuttuğu için bir demokratik devrim ihtimali de zor görünüyor. Üçüncü olarak, Irak örneğinde de yaşadığımız gibi, uluslar arası topluluğun isteklerine aykırı davranan rejimler üzerinde yaptırımların fazla bir etkisi olmuyor."