Erişilebilirlik

22 Kasım 2005: İsrail'deki Siyasi Gelişmeler Değerlendiriliyor


İsrail başbakanı Ariel Şaron’un partisi Likud’dan istifa ederek erken seçim çağrısında bulunması, Amerikan gazetelerinde de geniş yer tutuyor.

New York Times, Likud Partisinin kurulduğundan bu yana aynı siyasi çizgiyi sürdürdüğünü hatırlatıyor ve değişenin Şaron olduğunu vurguluyor. Gazete, yapılacak seçimin İsrail’in geleceği ve Ortadoğu barışı açısından büyük önem taşıdığının da altını çiziyor.

"İsrail’deki kamuoyu yoklamaları Şaron’un ciddi bir desteğe sahip olduğunu gösteriyor. Şaron, Likud Partisi olmadan da İsrail’i gitmesi gereken yere götürebilecek bir inandırıcılığa sahip. Bunu başarıp başaramayacağını ise zaman gösterecek. Ancak kesin olan bir şey var. Şaron, Likud’da kaldığı sürece İsrail’i ulusal hedeflerine ulaştıramazdı."

Boston Globe da, Şaron’un partisinden istifa ederek ülkeyi seçime götürme kararı almasıyla İsrail-Filistin anlaşmazlığına adil ve kalıcı bir çözüm bulma şansının daha da arttığı görüşüne yer veriyor. Gazete, Şaron’un istifasının ardından İsrail’de barış yanlısı liberallerle merkez solun oluşturacağı bir koalisyon hükümetinin önünün açıldığı yorumunda bulunuyor.

"İsrail iç politikasında buzlar kırılıyor. Benzer bir gelişmenin Ocak ayındaki Filistin seçimlerinde de yaşanması ve barış yanlısı bir çoğunluğun seçimden başarıyla çıkması gerekiyor. Arap ülkelerinin görüşmelere destek vermesi ve İran’ın İslamcı gruplar aracılığıyla teröre verdiği desteği kesmesi gerekiyor. Ve belirli bir noktada, Amerikan başkanının ya da Dışişleri Bakanının görüşmelere yardımcı olmak gibi zor bir görevi üstlenmesi gerekiyor."

Washington Post ise Başkan Bush’un Asya gezisi sırasında Çin’e demokrasi konusunda yeterince baskı yapmamasını eleştiriyor. Bush’un Çin devlet başkanı Hu Şintao ile yaptığı görüşmenin ağırlıklı olarak ticari ilişkiler ve Kuzey Kore’nin nükleer programı konusunda odaklandığını hatırlatan gazete, Washington’un Pekin’le ilişkisinde ekonomi, güvenlik ve siyasi öncelikler arasında bir denge kurması gerektiğini savunuyor.

"Çin’in serbest ekonomiye geçişi ve hızlı büyümesinin ardından siyasi özgürlüklerin de geleceği düşünüldü. Amerika’nın Çin’e yönelik politikasını yıllarca bu düşünce belirledi. Ancak, bu beklenti henüz hayata geçmiş değil ve Çin devlet başkanı Hu, Bush’un özgürlük politikasına karşı bir direniş gösteriyor. Belki Bush’un bunu değiştirme imkanı olmayabilir. Ama en azından daha dürüst davranmalı ve bu uygulamaya açık bir biçimde karşı çıkmalıydı."

XS
SM
MD
LG