New York Times, Irak savaşına yol açan istihbarat bilgileri konusunda Başkan Bush’a yönelik suçlamalarını sürdürüyor. Beyaz Saray’ın, savaş öncesinde, Saddam Hüseyin’i kitle imha silahları geliştirmek ve El Kaide’ye destek vermekle suçladığını hatırlatan gazete, bu iddiaların yanlışlığının zaman içinde ortaya çıktığını belirtiyor. Yorumda, ülkeyi savaşa sürükleyen bu yanlış istihbarat bilgilerinin nasıl elde edildiği konusunda kapsamlı bir soruşturma açılması gerektiği vurgulanıyor.
"Başkan Bush ve üst düzey danışmanları, o dönemde Irak’ın kitle imha silahları geliştirdiğine ciddi olarak inanmış olabilir. Ama ne Amerikan halkına ne de Kongreye gerekli bilgi verdiler. Bush’un, Saddam Hüseyin’in silahları ve terörle ilişkisi konusunda Amerikan halkını yanlış yönlendirdiği çok açık. Neler yaşandığını ve bunların nedenini öğrenmemiz gerekiyor."
Christian Science Monitor ise, Irak’ta 15 Aralık’ta yapılacak parlamento seçimlerinin bir dönüm noktası olabileceği görüşünde. Bu kez Sünnilerin de seçim süreci içinde yer aldığına dikkat çeken gazete, bunun direnişe verilen desteğin azalmasına yol açacağı yorumunda bulunuyor. Gazete, Irak’taki siyasi gelişmelere bağlı olarak Amerikan askerlerinin geri çekilmesi konusunda da daha net hedefler belirlenmesi gerektiğini de ileri sürüyor:
"Irak’ta ilerleme çok yavaş olabilir. Ancak hem siyasi hem de askeri açıdan bu ilerlemeyi ölçmenin bir yolu olmalı. Net hedeflerin olmaması Irak’ta sürekli işgal endişesine yol açtığı gibi, Amerika’da da Vietnam savaşının kötü anılarını çağrıştırıyor. Amerika’nın artık askeri hedeflerini açık bir biçimde tanımlamasının zamanı geldi. Böylece hem Iraklılar, hem Amerikalılar hem de müttefikler gerçek hedefin ne olduğunu öğrenme şansına kavuşabilir."
Washington Post, yıllardır hiçbir yargı kararı olmadan Küba’daki Guantanamo’da üssünde hapsedilen tutukluların hukuki durumuyla ilgili son gelişmeleri ele alıyor. Tutukluların yargılanma hakkı olup olmadığı, eğer böyle bir hakları varsa buna kimin karar vereceği ve nasıl yargılanacakları konusunda tam bir kargaşa yaşandığını kaydeden gazete, Kongrede tutukluların yargılanma hakkını kısıtlamaya yönelik girişimleri eleştiriyor.
"Aradan dört yıl geçmesine rağmen hiçbir tutuklu yargılanmadı. İçlerinden sadece dokuzu hakkında dava açıldı. Bush yönetimi bu kişilerin askeri komisyonlar tarafından yargılanmasını istiyordu. Ancak askeri mahkemeler dışında kurulacak bu özel komisyonların meşruluğu tartışma konusu. Yargı organlarının bu konuda karar vermesi şart. Süreç geciktikçe Guantanamo’daki zanlıların adalet önüne çıkarılması da gecikiyor. Kongre, tartışmaya taraf olacağına sorunun çözümüne katkıda bulunmalıdır."
Boston Globe ise, İran’ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerde gelinen son durumu değerlendiriyor. Gazete, İran’a uranyum zenginleştirme işlemini Rusya’da yapması koşuluyla sivil amaçlı nükleer faaliyet izni verilmesi yönündeki öneriyi destekliyor.
"İran’ın nükleer silah üretmesini güç kullanmadan önlemek çok önemli. Dolayısıyla Amerika’nın, mümkün olduğu kadar çok ülkeyle işbirliğine giderek Tahran’a karşı izlediği politikanın inandırıcılığını artırması gerekiyor. İran’a yapılan son öneri de çok adil bir öneri. Bu öneri uluslar arası toplum tarafından ne kadar çok desteklenirse, Tahran’ın buna hayır demesi de o kadar zor olacaktır."
"Başkan Bush ve üst düzey danışmanları, o dönemde Irak’ın kitle imha silahları geliştirdiğine ciddi olarak inanmış olabilir. Ama ne Amerikan halkına ne de Kongreye gerekli bilgi verdiler. Bush’un, Saddam Hüseyin’in silahları ve terörle ilişkisi konusunda Amerikan halkını yanlış yönlendirdiği çok açık. Neler yaşandığını ve bunların nedenini öğrenmemiz gerekiyor."
Christian Science Monitor ise, Irak’ta 15 Aralık’ta yapılacak parlamento seçimlerinin bir dönüm noktası olabileceği görüşünde. Bu kez Sünnilerin de seçim süreci içinde yer aldığına dikkat çeken gazete, bunun direnişe verilen desteğin azalmasına yol açacağı yorumunda bulunuyor. Gazete, Irak’taki siyasi gelişmelere bağlı olarak Amerikan askerlerinin geri çekilmesi konusunda da daha net hedefler belirlenmesi gerektiğini de ileri sürüyor:
"Irak’ta ilerleme çok yavaş olabilir. Ancak hem siyasi hem de askeri açıdan bu ilerlemeyi ölçmenin bir yolu olmalı. Net hedeflerin olmaması Irak’ta sürekli işgal endişesine yol açtığı gibi, Amerika’da da Vietnam savaşının kötü anılarını çağrıştırıyor. Amerika’nın artık askeri hedeflerini açık bir biçimde tanımlamasının zamanı geldi. Böylece hem Iraklılar, hem Amerikalılar hem de müttefikler gerçek hedefin ne olduğunu öğrenme şansına kavuşabilir."
Washington Post, yıllardır hiçbir yargı kararı olmadan Küba’daki Guantanamo’da üssünde hapsedilen tutukluların hukuki durumuyla ilgili son gelişmeleri ele alıyor. Tutukluların yargılanma hakkı olup olmadığı, eğer böyle bir hakları varsa buna kimin karar vereceği ve nasıl yargılanacakları konusunda tam bir kargaşa yaşandığını kaydeden gazete, Kongrede tutukluların yargılanma hakkını kısıtlamaya yönelik girişimleri eleştiriyor.
"Aradan dört yıl geçmesine rağmen hiçbir tutuklu yargılanmadı. İçlerinden sadece dokuzu hakkında dava açıldı. Bush yönetimi bu kişilerin askeri komisyonlar tarafından yargılanmasını istiyordu. Ancak askeri mahkemeler dışında kurulacak bu özel komisyonların meşruluğu tartışma konusu. Yargı organlarının bu konuda karar vermesi şart. Süreç geciktikçe Guantanamo’daki zanlıların adalet önüne çıkarılması da gecikiyor. Kongre, tartışmaya taraf olacağına sorunun çözümüne katkıda bulunmalıdır."
Boston Globe ise, İran’ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerde gelinen son durumu değerlendiriyor. Gazete, İran’a uranyum zenginleştirme işlemini Rusya’da yapması koşuluyla sivil amaçlı nükleer faaliyet izni verilmesi yönündeki öneriyi destekliyor.
"İran’ın nükleer silah üretmesini güç kullanmadan önlemek çok önemli. Dolayısıyla Amerika’nın, mümkün olduğu kadar çok ülkeyle işbirliğine giderek Tahran’a karşı izlediği politikanın inandırıcılığını artırması gerekiyor. İran’a yapılan son öneri de çok adil bir öneri. Bu öneri uluslar arası toplum tarafından ne kadar çok desteklenirse, Tahran’ın buna hayır demesi de o kadar zor olacaktır."