Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Hariri suikastı soruşturması çerçevesinde, Suriye’yi tam işbirliğine çağıran kararı oy birliğiyle kabul etti. Güvenlik Konseyi’nin kararı Suriye’de öfkeyle Lübnan’da ise sevinç gösterileriyle karşılandı.
Eski Lübnan başbakanı Refik Hariri, Suriye’nin ülkesindeki siyasi ve askeri varlığına karşı çıkmasıyla tanınıyordu. Şubat ayında, Beyrut’ta, eski başbakanın otomobili geçerken patlayan bomba Refik Hariri’yle birlikte 15 kişinin de ölümüne sebep oldu. Suikasttan sonra tüm gözler Suriye’ye çevrildi ve Şam hükümeti, ısrarla olayda rolü olmadığını savunmasına rağmen, dış baskılara dayanamayarak Lübnan’daki 15 bin askerini geri çekmek zorunda kaldı.
Amerika, İngiltere ve Fransa’nın girişimiyle Birleşmiş Milletler suikastla ilgili soruşturma açtı. Alman savcı Delvet Mehlis, geçen hafta Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporda, suikasttan Suriye ve Suriye yanlısı Lübnanlı yetkilileri sorumlu tutuyor; Şam hükümetini soruşturmaya yardımcı olmamakla suçluyor.
Amerika, Fransa ve İngiltere tarafından Güvenlik Konseyi’ne sunulan ve kabul edilen karar tasarısında, Suriye’nin soruşturmayı yürüten Birleşmiş Milletler görevlileriyle işbirliği yapması isteniyor aksi takdirde ek önlem alınacağı uyarısı yapılıyordu.
Karar tasarısının ilk şeklinde, işbirliği çağrısına uymaması halinde Şam hükümetine yaptırım uygulanması istiyordu. Ancak bu koşul, Güvenlik Konseyi’nin bazı üyelerinin itirazı üzerine metinden çıkarıldı. Ancak kararda, Birleşmiş Milletler soruşturmasında adı geçen Suriyeli yetkililere seyahat yasağı uygulanması ve mal varlıklarının dondurulmasıyla ilgili bir bölüm var.
Yaptırım tehdidi metinden çıkarılmış da olsa Lübnanlılar karardan memnun. Mahmut adlı bir lokantacı “Hariri’nin katilleri bulununcaya kadar Birleşmiş Milletlerin arkasındayız” diyor. Jayson adlı başka bir Lübnanlı ise karara sevindiğini ancak Suriye’ye karşı yaptırım uygulanmasına istemediğini de söylüyor.
Lübnan basın yayın organlarında çıkan yorum ve köşe yazılarının çoğunda da Alman savcının soruşturmasından övgüyle söz ediliyor. Beyrut’ta yayınlanan “Daily Star” gazetesi “Suriye’ye son fırsat” manşeti atmış. Hariri’nin ailesine ait Müstakbel gazetesinin manşetinde ise “Dünya tek bir şey istiyor: Adalet” yazıyor.
Beyrut’taki Suriyeliler ise Güvenlik Konseyi’nin kararından hoşnut değil. Adını vermek istemeyen Suriyeli bir genç hem yemek yiyor hem de karanın arkasında Amerika’nın bulunduğunu söylüylor.
20 yaşlarındaki genç, kararın Amerika’nın baskısıyla alındığını, halbuki Araplarla ilgili kararları Arapların alması gerektiğini savunuyor. Adının Tamam olduğunu söyleyen başka bir Suriyeli ise, Birleşmiş Milletler’in, Irak’da olduğu gibi Suriye’de de iç savaş çıkarmaya çalıştığı görüşünde.
Amerika Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Suriye’nin işbirliği yapmaması durumunda ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalabileceğini uyarısında bulundu. Şam hükümeti ne Güvenlik Konseyi kararına ne de Bakanın uyarısına tepki gösterdi. Sadece hükümetin organı EL Tavra gazetesinin başmakalesinde Suriye’nin işbirliği yapmaya kararlı olduğu belirtiliyor. Devlet Başkanı Beşar Esat ise gazetenin aksine kararı sert bir dille kınadı ve Suriye’yi desteklediklerini göstermeleri için Arap ülkelerini zirve toplantısı yapmaya çağırdı.
