Dışişleri Bakanlığı’ndan bu sabah yapılan açıklamayla, dün Avrupa Birliği ülkelerinin üzerinde anlaşmaya vardığı karşı deklarasyonla ilgili rahatsızlık dile getirildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan tarafından yapılan yazılı açıklamada, deklarasyonun yayınlanmış olmasının üzüntüyle karşılandığı belirtildi. Açıklamada, “Tek taraflı ve siyasi nitelikle olan bu deklarasyon Kıbrıs ile ilgili Birleşmiş Milletler çözüm sürecinde zaafiyete neden olabilecektir” denildi.
Deklarasyonun Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 40 yılı aşkın süren geleneksel işbirliğinin ruhu ile bağdaşmayan bir üslupta olduğuna da dikkat çeken Dışişleri, deklarasyonun içinde bazı haksız yaklaşımlar ve haksız yeni unsurlar olduğunu belirtti.
Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki politikasının açık ve net olduğunu ifade eden Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, bu durumun Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada da bir kez daha ortaya konulduğunu hatırlattı.
Türkiye’nin Ankara Anlaşması ve Ek Protokol’den kaynaklanan yükümlülüklerini tüm üyelere ayırım yapmadan uygulayacağını birçok kez açıkladığını belirten Namık Tan, aslında Ankara Anlaşması ve ilgili Ortaklık Konseyi Kararları’nda uygulamada çıkabilecek sorunların görüşülebilmesi için çeşitli mekanizmalar öngörüldüğünü ve bu nedenle protokolün uygulanmasının takibi konusunda yeni unsurlar getirilmek istenmesinin izahının zor olduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ayrıca, Kıbrıs Türk halkının varlığının, statüsünün, haklarının ve beklentilerinin gözardı edilmesinin vahim bir haksızlık olduğunu da belirtti.
Açıklamada, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs konusunda yerine getirmesi gereken sorumluluk ve yükümlülükler de sıralanıyor. Bunlar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin kapsamlı çözüm çabalarının aktif bir şekilde desteklenmesi, Kıbrıs Türklerine yönelik tüm ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması ve Türkiye’nin sunduğu Ada’da kısıtlamaların eş zamanlı olarak kaldırılmasına ilişkin öneri paketinin desteklenmesi olarak belirtiliyor.
Türkiye, Temmuz ayı sonunda Gümrük Birliği Anlaşması’nın Avrupa Birliği’ne geçtiğimiz yıl katılan 10 yeni üyesine uyarlanmasına ilişkin Ek Protokolü imzalamış, ancak bu protokolü imzalarken eş zamanlı olarakta “Kıbrıs Cumhuriyetini” tanımadığını duyuran bir deklarasyon yayınlamıştı. Bu deklarasyona karşı çıkan Avrupa Birliği ülkeleri ise üzerinde uzun süredir çalışılan karşı bir deklarasyonu dün yayınladı. Ancak karşı deklarasyonda Türkiye’nin tüm üyeleri müzakere sürecinde tanıması ve bunun en kısa sürede gerçekleşmesi gerektiği gibi Ankara nın hoşuna gitmeyen bazı ifadelere yer verildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan tarafından yapılan yazılı açıklamada, deklarasyonun yayınlanmış olmasının üzüntüyle karşılandığı belirtildi. Açıklamada, “Tek taraflı ve siyasi nitelikle olan bu deklarasyon Kıbrıs ile ilgili Birleşmiş Milletler çözüm sürecinde zaafiyete neden olabilecektir” denildi.
Deklarasyonun Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 40 yılı aşkın süren geleneksel işbirliğinin ruhu ile bağdaşmayan bir üslupta olduğuna da dikkat çeken Dışişleri, deklarasyonun içinde bazı haksız yaklaşımlar ve haksız yeni unsurlar olduğunu belirtti.
Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki politikasının açık ve net olduğunu ifade eden Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, bu durumun Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada da bir kez daha ortaya konulduğunu hatırlattı.
Türkiye’nin Ankara Anlaşması ve Ek Protokol’den kaynaklanan yükümlülüklerini tüm üyelere ayırım yapmadan uygulayacağını birçok kez açıkladığını belirten Namık Tan, aslında Ankara Anlaşması ve ilgili Ortaklık Konseyi Kararları’nda uygulamada çıkabilecek sorunların görüşülebilmesi için çeşitli mekanizmalar öngörüldüğünü ve bu nedenle protokolün uygulanmasının takibi konusunda yeni unsurlar getirilmek istenmesinin izahının zor olduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ayrıca, Kıbrıs Türk halkının varlığının, statüsünün, haklarının ve beklentilerinin gözardı edilmesinin vahim bir haksızlık olduğunu da belirtti.
Açıklamada, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs konusunda yerine getirmesi gereken sorumluluk ve yükümlülükler de sıralanıyor. Bunlar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin kapsamlı çözüm çabalarının aktif bir şekilde desteklenmesi, Kıbrıs Türklerine yönelik tüm ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması ve Türkiye’nin sunduğu Ada’da kısıtlamaların eş zamanlı olarak kaldırılmasına ilişkin öneri paketinin desteklenmesi olarak belirtiliyor.
Türkiye, Temmuz ayı sonunda Gümrük Birliği Anlaşması’nın Avrupa Birliği’ne geçtiğimiz yıl katılan 10 yeni üyesine uyarlanmasına ilişkin Ek Protokolü imzalamış, ancak bu protokolü imzalarken eş zamanlı olarakta “Kıbrıs Cumhuriyetini” tanımadığını duyuran bir deklarasyon yayınlamıştı. Bu deklarasyona karşı çıkan Avrupa Birliği ülkeleri ise üzerinde uzun süredir çalışılan karşı bir deklarasyonu dün yayınladı. Ancak karşı deklarasyonda Türkiye’nin tüm üyeleri müzakere sürecinde tanıması ve bunun en kısa sürede gerçekleşmesi gerektiği gibi Ankara nın hoşuna gitmeyen bazı ifadelere yer verildi.