Erişilebilirlik

'Kıbrıslı Türklere Ayrımcılık Yapılıyor'


Mayıs ayında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne resmi bir ziyaret yapan Kongre heyetinin başkanı Cumhuriyetçi Partili Temsilciler Meclisi Üyesi Ed Whitfield, Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyona son verilmesi için çalışacağını söylüyor.

BARIŞ ORNARLI: “Kuzey Kıbrıs’a yaptığınız ziyaret şüphesiz tarihi önem taşıyor. En başta izlenimlerinizi almak istiyorum.”

ED WHITFIELD: “Kıbrıslı Türk liderlerin hepsiyle görüştük. Liderlerin Ada'nın yeniden bütünleşmesi hedefine bağlı olduklarını gördüm. Kıbrıslı Türkler büyük farkla birleşme yönünde oy kullandılar ve bugün buna hala bağlı olduklarını düşünüyorum. Ve bu nedenle, Kıbrıslı Türkleri hala cezalandırmak için bir sebep görmüyorum. Onlara yardım yapmamak için bir sebep yok. Sembolik önem taşıyan bir gezi düzenledik. Umarım bu gezinin meyvelerini almaya başlarız.”

BO: “Ankara’dayken Kıbrıslı Türkler'e uygulanan izolasyona son vermek için çalışacağınızı söylediniz. Atacağınız adımlar konusunda Washington’da nasıl bir tepki bekliyorsunuz?”

EW: “Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi gezimizi onayladıklarını açıkça gösterdiler, bizi bu geziyi yapmaya teşvik ettiler. Bu geziyi yapacağımızı önceden biliyorlardı; hatta biz Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret ederken heyetimizi destekleyen açıklamalar yaptılar. Bence buradakiler, Kıbrıslı Türklerin maruz kaldığı adaletsiz durumun farkındalar. Açıkça belirteyim: Herkesin bu sorunun çözümlenmesi konusunda kararlı olduğunu düşünüyorum. Kongreye gelince; Kongre üyeleri arasında Kıbrıs’ın birleşmesini istemeyenler var. Şu andaki gibi bölünmüş kalmasını isteyenler var. Hatta bunların çoğu, Kıbrıslı Türklerin Ada'dan gitmesini istiyor. Neticede, Amerikan Kongresi'nde bu konuda bir uzlaşma sağlanacağını zannetmiyorum. Bu konuda Kongrenin bir adım atmasını da pek beklemiyorum. Konuya farklı yollarla eğilmemiz gerekecek. Bunların başında da Avrupa Birliği’nin de dahil olduğu bir yol bulmak var. Ancak, Washington yönetiminin de Kuzey Kıbrıs’taki durumu hafifletecek adımlar atabileceğini düşünüyorum. Ve bunun Ada'nın kalıcı olarak birleşmesiyle sonuçlanmasını temenni ediyorum. Bence, bugün, Kıbrıslı Türklere karşı ayrımcılık yapılıyor. Kıbrıslı Türklerin eşit derecede ticari fırsatları bulunmuyor. Amerika’nın Kuzey Kıbrıs’la ekonomisinin gelişmesi için ticari ilişkilere başlaması gerekiyor.”

BO: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ziyaret ederek bir mesaj mı iletmek istediniz mi? Neydi bu mesaj?”

EW: “Türk halkına mesajımız şu: Amerika Türkiye’nin müttefikidir. Evet, Türk hükümetiyle, Türk halkıyla görüş ayrılıklarımız olabilir. Her konuda hem fikir olamayız. Önemli olan, temel konularda uzun zamandır müttefik, dost olmamızdır. Bunun böyle devam edeceğine inanıyorum. Unutmayalım, Türkiye bir NATO üyesidir. Türkiye’nin Avrupa kıtasının savunmasında önemli bir rolü vardır – ve biz buna değer veriyoruz. Kuzey Kıbrıslı Türklerin maruz kaldığı adaletsizliği ortadan kaldırmak için; onlara adil davranmak için elimizden gelen yapmak istiyoruz. Papadopulos ve Avrupa Birliği nezdinde Türklere ayrılan 250 milyon Euro’luk yardımın verilmesi için girişimlerde bulunabiliriz. Bu yardım hala verilmedi. Bu konuya eğilmemiz gerekiyor. Ayrıca, Ercan Havaalanı'yla Amerika ya da Avrupa arasında doğrudan uçuşların başlatılması doğru yönde atılmış bir adım olacaktır. Diplomatik açıdan da Ada'nın yeniden bütünleşmesi yönünde girişimleri sürdürmemiz ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın sorunun çözümü yönünde girişimleri yeniden başlatmasını sağlamamız gerekir.”

BO: “Sayın Whitfield, her ne kadar bu söyleşi Kıbrıs konusuna ayrılmış olsa da, geçtiğimiz günlerde Türk halkını yakından ilgilendiren bir gelişme oldu. Ermeni soykırımı tasarısı, Temsilciler Meclisi'nde sunuldu. Bu tasarıya nasıl bakıyorsunuz? Türk Amerikan Dostluk Gurubu nasıl önlem alacak?”

EW: “Öncelikle şunu belirtmeliyim: Ermeni tasarısı Kongre'de her yıl sunulur. En azından benim göreve başladığımdan beri, yani 11 yıldır her yıl sunuluyor. Ve Kongre bu tasarıyı kabul etmiyor. Ermeni Soykırımı tasarısının bu yıl da kabul edileceğini zannetmiyorum. Bunun nedeni şu: Tarihe göz attığınızda, tarih kitaplarına baktığınızda; resmi belgelere ve arşivlere baktığınızda, her iki taraftan da insanların öldüğünü görüyoruz. Örneğin, İstanbul’da da çok sayıda Ermeni yaşıyordu – onlara bir zarar gelmemişti. Ve soykırım sözcüğünden bahsettiğiniz zaman: Soykırım, örneğin dini inançları çerçevesinde veya bir başka şekilde farklı olarak tanımladığınız insanları yok etmek demek. Kongredeki Türk-Amerikan Dostluk Gurubu elbette bu tasarıya karşı çıkacaktır. Ve daha önce de belirttiğim gibi; Ermeni tasarısının başarısız olacağından eminim.”

BO: Kentucky Temsilciler Meclisi Üyesi Ed Whitfield, çok teşekkür ederiz...

XS
SM
MD
LG