Amerika’nın Arap dünyasıyla ilişkileri konusunda oluşturulan bir çalışma grubu, Arap ülkelerinde demokratik reform çabasının Amerika tarafından desteklenmesinin, teröre karşı savaşı kazanmak için şart olduğunu bildirdi.
Dış İlişkiler Konseyi adlı düşünce kuruluşunun oluşturduğu Çalışma Grubu’nun raporu, Washington’da, grubun ortak başkanları, eski Dışişleri Bakanlarından Madeleine Albright ve eski Kongre üyesi Vin Webber tarafından açıklandı.
Raporda, bundan sonraki nesiller için Amerikan dış politikasında başlıca öncelik konularından birinin Orta Doğu olacağı belirtiliyor. Madeleine Albright grubun, Bush yönetimi tarafından harcanan, Arap hükümetlerini demokratik reformları benimseye ikna etme çabasını desteklediğini söyledi:
“Demokrasiyi desteklemek, terörle mücadele açısından önemli bir araç. Bir ülkede istikrarın, demokratik istikrar olması da önemli. Ve, demokrasiyi desteklemek, Orta Doğu bölgesinde Amerika’nın, yeniden saygınlık kazanmasına yardım edecektir.”
Çalışma grubu, Amerika’nın, uzun dönemde demokratik kurumların gelişmesini teşvik etmesi gerektiğini ve demokrasinin bir ülkeye dışarıdan zorla benimsetilemeyeceğine inanıyor. Grubun üyeleri Amerika’nın Orta Doğu’da demokratik devrimi değil, demokratik evrimi savunması gerektiğini düşünüyor. Grubun eş-başkanı eski Kongre üyesi Vin Webber, Arap dünyasında siyasi, ekonomik ve sosyal değişimi teşvik etmenin her ülkeye göre ayrı bir strateji gerektirdiğini söyledi:
“Bölgede bize karşı haklı görülebilecek şüpheler mevcut. İnsanlar kendi hükümetlerinin ne derece değişim ve reform istediği konusunda ise daha da şüpheli... Orta Doğu’da her ülkenin ayrı özellikleri var. Biz, her ülkenin kendi reform çizgisini belirlemesi için Amerika’nın bu ülkelerin hükümetleriyle ayrı ayrı çalışması gerektiğini düşünüyoruz.”
Çalışma grubu, raporunda, İslamcı hareketlerin ve aynı çizgideki siyasi partilerin, daha demokratik hale gelmiş bir Orta Doğu’da daha fazla ağırlık sahibi olacağı sonucuna varılıyor. Eski Dışişleri Bakanı Albright, Amerika’nın, demokratik sürecin kurallarına uymaya hazır olan bütün grup ve partilerin siyasi sürece katılımını desteklemesi gerektiğini belirtiyor:
“Tabii, terör listesindeki grupları kastetmiyoruz ama, ‘barışçı İslamı savunan grupların, siyasi sürecin parçası olması önemlidir’ diyoruz. Siyasetçilerin, Hamas ve Hizbullah gibi silahlı grupların bile bugün kendi toplumlarında demokratik gruplar gibi hareket edebildiğini görmesi gerekiyor.”
Çalışma grubunun raporunda Amerika’nın Sesi Radyosu’nun birkaç yıl önce durdurulan Arapça yayınlarının yeniden başlatılması tavsiye ediliyor. Bu yayınların yerine, pop müziği ve kısa haberlerle gençlere yönelik Arapça yayın yapan Sawa adlı radyo kurulmuştu.
Çalışma grubu ayrıca demokratik gelişim gösteren Arap ülkeleriyle Amerika’nın ticaretini geliştirip, askeri bağlar kurması öneriliyor. Raporda, Washington’un, vatandaşının siyasi haklarını teslim etmeyi ısrarla reddeden hükümetlerden ise kendini uzaklaştırması gerektiği belirtiliyor.