Erişilebilirlik

Özbekistan'da Durum Sakinleşti


Özbekistan’ın Andican kenti, iki gün süren ve yaklaşık 500 kişinin öldüğü sanılan ayaklanmanın ardından sakin bir gün geçirdi.

Kentin bazı bölgeleri askerler tarafından giriş-çıkışa kapatılmış durumda.

Görgü tanıkları, halkın çoğunun evlerinden dışarı çıkmadığını, bazılarınınsa, gösterilerde öldürülen yakınlarının kimliklerini belirleyebilmek amacıyla cesetlerin bulunduğu yere gittiklerini belirtti.

Çatışmaların ardından, Andican’da binlerce kişi, Kırgızistan sınırına kaçtı. Kentte halka ateş açılmasını protesto eden bazı gruplarsa, sınır bölgesindeki bazı küçük şehir ve kasabalarda, polis araçlarını ateşe verdi ve hükümet binalarını işgal etti.

Olayın ardından açıklama yapan Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov, askerlere ateş açılması yönünde emir verilmediğini söylerken, olaylardan aşırı dinci örgüt Hizbül Tahrir’i sorumlu tuttu. Hizbül Tahrir örgütü, suçlamayı reddederken, gösterilere, ekonomik etkenlerin ve Kerimov rejiminin baskıcı politikalarının yol açtığını ileri sürdü.

Cuma günkü ayaklanma, bir grup silahlı saldırganın, Andican’da bir cezaevini basarak, hapisteki 23 işadamını serbest bırakmasıyla başladı. Özbek devleti, bu işadamlarını aşırı dinci örgüt üyesi olmakla suçluyor. Ancak taraftarları, bu işadamlarının yoksulluğun kasıp kavurduğu Fergana Vadisi’nde halka iş sağladığını söylüyor. Fergana Vadisi, aynı zamanda Özbek muhaliflerin bir hayli yoğunlukta olduğu bir bölge...

Hapsedilen işadamlarına yönelik muamele, bir süre önce gösterilere yol açmıştı.

Kalabalık bir güruh, Cuma günkü cezaevi baskınının ardından kentin ana meydanına giderek, Devlet Başkanı İslam Kerimov’u protesto etti. Görgü tanıkları, daha sonra askeri araçların meydana geldiğini ve askerlerin kalabalığın üzerine ateş açtığını duyurdu.

Ayaklanmanın bastırılmasının ardından binlerce kişi, Kırgızistan sınırına kaçtı. Mart ayında Kırgızistan’da patlak veren benzeri bir ayaklanma, Asker Akayev rejimine son vermişti.

Sınır bölgesinde Özbek birlikleri ve silahlı gruplar arasında hala çatışmalar olduğu bildiriliyor. Ölenler arasında askerler de var.

Aralarında Amerika’nın da bulunduğu yabancı devleler, daha fazla kan dökülmemesi çağrısında bulundu. Bu olayların Amerika’yı yakından ilgilendiren tarafı, bu ülkenin 2001’den bu yana, Özbekistan’da bir askeri üs bulunduruyor olması. Ancak üssün bulunduğu bölge, ayaklanma bölgesinden oldukça uzakta.

İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, askerlerin halka ateş açmasından dolayı Özbek hükümetini kınadı.

BBC’ye açıklama yapan Straw, insan haklarının açıkça ihlal edildiğini söyledi; Özbek hükümetine, durumun yakından incelenmesi için, yabancı gözlemcilere ve Kızılhaç gibi uluslararası yardım örgütlerine ülkeye giriş izni vermesi çağrısında bulundu.

Özbekistan Dışişleri Bakanlığı’ysa, Jack Straw’un açıklamalarını, “yanlış bilgilendirilme” diye niteledi.

Rusya ise, radikal İslamcıları istikrarsızlık yaratmakla suçlayarak, İslam Kerimov rejimine destek verdi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, olaydan, Afganistan’daki Taleban örgütü de dahil, bölgede faaliyet gösteren aşırı İslamcı örgütleri sorumlu tuttu.

Rusya Parlamentosu Güvenlik Komitesi başkanı Vladimir Vasilyev, Moskova’nın bölgedeki olayları yakından izlediğini; olayların alacağı şekle göre, Rus hükümetinin bir karara varacağını söyledi.

İnsan hakları örgütleri, Kerimov rejimini, cezaevlerinde sistematik işkence ve gerekçesiz gözaltı gibi bir dizi ihlalden sorumlu tutuyor. Örgütler, yoksulluk ve baskıcı politikalar gibi etkenlerin, ileride daha fazla ayaklanmalara yol açabileceğine de dikkat çekiyor.

New York merkezli İnsan Hakları Gözlem örgütü, baskıcı politikaları ve ekonomik durumu protesto eden göstericilerin üzerine ateş açıldığını; Özbek hükümetinin bu durumu savunmak için, “Terörle Savaş” gerekçesini kullanma hakkı olmadığını bildirdi.

XS
SM
MD
LG