Christian Science Monitor gazetesi muhabiri Fred Weir, Kırgızistan devriminin eski Sovyet Cumhuriyetleri ile Rusya üzerindeki etkisini inceliyor.. Kırgızistan devriminden sonra Beyaz Rusya ve Rusya Federasyonuna bağlı İnguşetya’yla Başkırdistan’da da benzer gösteriler yapıldığını vurgulayan muhabir, gelişmelerin Moğolistan’da bile yankı bulduğunu aktarıyor. Haberde, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Tacikistan ve Kazakistan’da da önümüzdeki dönemde seçimler yapılacağının altı çiziliyor ve bu ülkelerdeki yönetimlerin yolsuzluklar nedeniyle büyük tepki topladığı ifade ediliyor:
"Bazı uzmanlara göre, sırada komşu Kazakistan var. Eski Sovyet Politbüro üyesi Nursultan Nazarbayev de, Akayev yönetimine benzer yarı-demokratik ve iddialara göre yolsuzluğa bulaşmış bir rejimin başında bulunuyor.. Bir başka eski Komünist Parti liderinin, İslam Kerimov’un demir yumrukla yönettiği Özbekistan’ın durumu ise daha kaygı verici. Bazıları ise, devrim dalgasının Rusya’yı da sarmasının an meselesi olduğunu savunuyor. Ülkedeki 20 etnik cumhuriyetin bir çoğunda Kırgızistan’dakine benzer bir şekilde, iktidarı tekeline alarak ve hatta bazen yolsuzluklara bulaşarak yıllardır yöneticilik yapan kişiler var."
New York Times ise, petrol karşılığı gıda programındaki yolsuzluk iddialarını ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın durumunu araştıran bağımsız komisyonun kararını ele alıyor. Komisyonun Annan’ı, oğlu hakkındaki suçlamalardan dolayı akladığını belirten gazete, buna karşılık Annan’ın konuyla ilgili ciddi bir soruşturma yapmamasının eleştirildiğini vurguluyor. Gazete, yolsuzluk iddiasının hem Birleşmiş Milletler’e hem de Genel Sekretere zarar verdiğinin altını çiziyor:
"Eğer Annan 1999 yılında daha dikkatli davranmış olsaydı bütün bunların yaşanmasına gerek kalmayacaktı. Komisyon, Birleşmiş Milletler’de çıkar çatışmalarının çözülmesi konusunda daha iyi kurallar konmasını istemekte son derece haklı. Düşüncesiz bir davranış bu soruna yol açtı ve şimdi Kofi Annan’ın hatasından ders aldığını ve Birleşmiş Milletler’in büyük bir ihtiyaç duyduğu güçlü liderliği hala yapabileceğini göstermesi gerekiyor."
USA Today ise, Endonezya açıklarında meydana gelen deprem sonrasında ilgili ülkelerin sunami ihtimaline karşı çok çabuk harekete geçtiğini vurguluyor. Aralık ayında 175 binden fazla insanın ölümüne neden olan felaketten gerekli dersin alındığını kaydeden gazete, şimdi daha kalıcı önlemler alınması için çaba harcanması gerektiğini belirtiyor:
"Bölge ülkeleri, gelecek yıl çok modern bir uyarı bir sistemi kurmaya çalışıyor. Ama felaket haberleri azaldıkça, genellikle ilgi de azalır. Bu, bir başka konu için de geçerli. Sunami sonrasında, uluslar arası topluluk, felaketten etkilenen ülkelere 6 buçuk milyar dolar yardım vaadinde bulundu. Birleşmiş Milletler’e göre şu ana kadar bunun sadece 2 milyar 200 milyon doları ödendi. Bu iyi bir başlangıç ancak yeniden yapılanma uzun vadeli bir mücadeledir."
Washington Post ise Zimbabve’de yarın yapılacak parlamento seçimlerini mercek altına alıyor. Seçimlere daha şimdiden büyük yolsuzlukların karıştığını savunan gazete, devlet başkanı Robert Mugabe’nin 25 yıllık iktidarını korumak için muhalefete yoğun bir baskı uyguladığını öne sürüyor. Gazete, Güney Afrika devlet başkanı Thabo Embeki’nin bu yolsuzluklara karşı çıkmamasını da eleştiriyor:
"Afrika’ya bu yıl yapılacak yardımın artırılmasında sorumluluğu İngiltere üstlenmiş durumda. İngilizler, bu yardımın önce ikiye, ardından da üçe katlanmasını istiyor. İngilizler, Güney Afrika ve Nijerya’nın demokratik liderlerini, demokrasinin Afrika’da kök salmasının ve Afrikalıların kendi sorunlarını çözecek bir yola girmesinin kanıtı olarak gösteriyor. Ancak Embeki’nin tavrı, onun Afrika’da daha geniş bir siyasi reformun itici gücü olarak görülmesini engelliyor."