Kırgızistan’daki devrimi değerlendiren Washington Post, gelişmelerin hızının muhalefet liderlerini bile şaşırttığını yazıyor. Başbakanlığa getirilen Kurmanbek Bakiyev’in geçmişte Rusya ile iyi ilişkiler içinde olduğunu hatırlatan gazete, yeni yönetimin de devrik devlet başkanı Asker Akayev gibi hareket etmesi durumunda Kırgızistan’ın Batılı ülkelerce tecrit edileceği uyarısında bulunuyor.
"Avrupalı gözlemciler geniş tabanlı bir hükümet kurulabilmesi için parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinde görev üstlenebilir. Ancak diğer ülkelerin bu konuda işbirliğine yapıp yapmayacağı henüz belli değil. Akayev’in seçim yolsuzluğunu destekleyen ve AGİT’in demokrasi yanlısı faaliyetlerine karşı çıkan Rusya, Bakiyev’i başka bir yola girmeye zorlayabilir. Çin, Kazakistan ve Özbekistan gibi komşu ülkeler, Orta Asya’da gerçek bir demokrasiye pek hoş bakmıyor. Ancak devrim, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasiyle sonuçlanırsa Kırgızistan, hala baskıcı rejimlerin hüküm sürdüğü eski Sovyet cumhuriyetlerine güzel bir örnek oluşturabilir."
Washington Times ise Hazar Enerji Danışmanlığı Başkanı Rob Sobhani’nin Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığı ile ilgili bir makalesine yer veriyor. Anlaşmazlığın temelinde Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’daki işgalinin yattığını vurgulayan yazar, Ermenilerin Rusya’dan aldıkları silahları El Kaide militanlarına sattığını da iddia ediyor.
"Kongre, Ermenistan’a özel bir ilgi gösterirken, Azerbaycan’ı da özel bir dışlamaya maruz bıraktı. Ermenistan 1992-2003 yılları arasında Amerika’dan 1milyar 336 milyon dolar destek alırken Azerbaycan aynı dönemde sadece 335 milyon dolarlık yardım aldı. Kongrenin bu adaletsiz tavrına rağmen, Azerbaycan Amerika’nın sadık bir müttefiki olarak kaldı. Bush yönetimi Dağlık Karabağ sorununa adil ve dengeli bir çözüm bulmak için daha etkin bir politika izlemelidir."
New York Times ise Bush yönetiminin Pakistan’a F-16 savaş uçakları satma kararını eleştiriyor. Bu kararın Pakistan ile Hindistan arasındaki silahlanma yarışını artıracağını belirten gazete, Pakistan’ın kaynaklarını silahlanmaya harcamasının bu ülkedeki demokratik gelişmeyi ve kalkınmayı engellediğini, İslamcı akımlara güç verdiğini savunuyor.
"Silah satışını savunanlar, her zamanki gibi yine, “Amerika satmazsa, başka ülkeler satacaktır” görüşünü dile getirecek. Bu düşünce muhtemelen gerçeği yansıtıyor ancak silahlanma yarışını körüklemeyi haklı çıkartmıyor. Her iki hükümetin de Amerikan silahlarını almak istemesinin nedeni, hem kendi halklarına hem de bütün dünyaya Washington yönetiminin askeri harcamalarına destek verdiğini göstermektir. Sadece bu bile, Bush’un kararının yanlış olduğunu ortaya koyuyor."
Boston Globe ise Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın örgüt için hazırladığı reform paketini ele alıyor. Reformların kabul edilmesi için genel kurulda üyelerin üçte ikisi tarafından kabul edilmesi gerektiğini hatırlatan gazete, Birleşmiş Milletler’in çağın gereklerine uygun bir dönüşümü sağlayamaması halinde meşruluğunun daha da azalacağı görüşüne yer veriyor.
"Birleşmiş Milletler 1945 yılında kuruldu. Yapılacak her türlü reform Birleşmiş Milletler’de eski ve yeni güçler arasında denge sağlamalı, üye ülkelerin dünyanın artık değiştiğini görmelerine mümkün kılmalıdır.Teknoloji sayesinde düşünceler ve değerler sınırları kolayca aşarken, dünyadaki güç kavramı da bir ülkenin gücünden veya büyüklüğünden giderek daha bağımsız hale geliyor. Küreselleşen dünyada, Birleşmiş Milletler’in özgürlüğü, siyasi hakları, serbest Pazar ekonomisini ve ekonomik büyümeyi destekleme görevi giderek daha da kolaylaşıyor."
