Türkiye’de 1 Nisan tarihinde yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ceza Kanunu beraberinde birçok yenilik de getiriyor.
Avrupa Birliği’ne uyum kriterleri ekseninde hazırlanan yeni yasalar, çocukların cinsel istismarının insanlık suçu sayılması, töre cinayeti işleyenlere müebbet hapis cezası, kişiler arası haberleşmenin gizliliğini ihlal edenlere 2 yıl hapis cezası, kapkaç suçuna 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası gibi çeşitli yeni uygulamalar getiriyor.
Ancak yargı ve emniyet çevreleri ile basın-yayın kuruluşları yeni yasalarla ilgili eleştirilerini sürdürmeye devam ediyor.
Yeni Türk Ceza Kanunu’yla basına getirilecek hapis cezalarına karşı çıkan basın çalışanları, yasayla “Türkiye’nin açık cezaevine döneceğini” düşünüyor. Yasada basın ve yayın yoluyla başkalarını intihara teşvik edenlere 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden gazeteci ve bir suçu veya suç işleyeni basın ve yayın yoluyla öven kimse dört yılı aşkın süre hapse girebiliyor. Ayrıca müstehcen görüntü, yazı ve sözleri basın ve yayın yoluyla yayımlayan veya aracılık eden kişiye 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası da öngörülüyor.
Yeni Türk Ceza Kanunu’yla habercilere yönelik keyfi hapis cezalarının gündeme gelmesinden endişe eden basın-yayın çalışanları, endişelerini bir raporla Ankara’ya iletmeye hazırlanırken bugün toplanan Bakanlar Kurulu’nda da bu konunun ele alınması bekleniyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nda hükümetin, bu çevrelerin endişelerini giderecek bazı tedbirler alması bekleniyor. Kurulda ayrıca Kıbrıs ve Avrupa Birliği ile ilgili konular da değerlendiriliyor. Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta İspanya’da bir araya geldiği Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’la yaptığı görüşme hakkında bakanları bilgilendirmesi bekleniyor.
Dışişleri Bakanlığı'ndan İnsan Hakları Gözlem Örgütü Raporuna Tepki
Bu arada Dışişleri Bakanlığı, merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları Gözlem örgütünün, Türkiye’de 1990’lı yıllarda terör nedeniyle yerlerinden olmuş vatandaşlarla ilgili yayınladığı raporun gerçekleri yansıtmadığını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan bugün yapılan yazılı açıklamada, “Türkiye’deki Yerlerinden Edilmiş Kürtlerin 2005 Yılındaki Durumuna Bakış” başlıklı raporun gerçekçi olmaktan uzak kalınarak yazıldığı belirtiliyor. Raporun kaleme alınış biçiminde ulusal bir konunun uluslararası bir sorun gibi takdim edildiği belirtilirken, raporda yer alan bazı ifadelerin Türkiye hakkında çeşitli çevrelerce dile getirilen art niyetli söylemlerle örtüştüğü de belirtiliyor.
Açıklamada ayrıca, Türkiye’nin ülke içinde yerlerinden olmuş vatandaşların sorunlarına tatmin edici ve kalıcı çareler bulma yönünde iyi niyetli çabalarınının kararlılıkla sürdürdüğü de belirtiliyor.
Örgüt raporunda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne sunduğu ‘köye dönüş’ projesiyle ilgili istatistiklerin gerçekleri yansıtmadığı, Kürtlerin çok azının terk ettiği bölgelere geri döndüğü vurguluyordu.
Avrupa Birliği’ne uyum kriterleri ekseninde hazırlanan yeni yasalar, çocukların cinsel istismarının insanlık suçu sayılması, töre cinayeti işleyenlere müebbet hapis cezası, kişiler arası haberleşmenin gizliliğini ihlal edenlere 2 yıl hapis cezası, kapkaç suçuna 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası gibi çeşitli yeni uygulamalar getiriyor.
Ancak yargı ve emniyet çevreleri ile basın-yayın kuruluşları yeni yasalarla ilgili eleştirilerini sürdürmeye devam ediyor.
Yeni Türk Ceza Kanunu’yla basına getirilecek hapis cezalarına karşı çıkan basın çalışanları, yasayla “Türkiye’nin açık cezaevine döneceğini” düşünüyor. Yasada basın ve yayın yoluyla başkalarını intihara teşvik edenlere 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden gazeteci ve bir suçu veya suç işleyeni basın ve yayın yoluyla öven kimse dört yılı aşkın süre hapse girebiliyor. Ayrıca müstehcen görüntü, yazı ve sözleri basın ve yayın yoluyla yayımlayan veya aracılık eden kişiye 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası da öngörülüyor.
Yeni Türk Ceza Kanunu’yla habercilere yönelik keyfi hapis cezalarının gündeme gelmesinden endişe eden basın-yayın çalışanları, endişelerini bir raporla Ankara’ya iletmeye hazırlanırken bugün toplanan Bakanlar Kurulu’nda da bu konunun ele alınması bekleniyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nda hükümetin, bu çevrelerin endişelerini giderecek bazı tedbirler alması bekleniyor. Kurulda ayrıca Kıbrıs ve Avrupa Birliği ile ilgili konular da değerlendiriliyor. Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta İspanya’da bir araya geldiği Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’la yaptığı görüşme hakkında bakanları bilgilendirmesi bekleniyor.
Dışişleri Bakanlığı'ndan İnsan Hakları Gözlem Örgütü Raporuna Tepki
Bu arada Dışişleri Bakanlığı, merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları Gözlem örgütünün, Türkiye’de 1990’lı yıllarda terör nedeniyle yerlerinden olmuş vatandaşlarla ilgili yayınladığı raporun gerçekleri yansıtmadığını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan bugün yapılan yazılı açıklamada, “Türkiye’deki Yerlerinden Edilmiş Kürtlerin 2005 Yılındaki Durumuna Bakış” başlıklı raporun gerçekçi olmaktan uzak kalınarak yazıldığı belirtiliyor. Raporun kaleme alınış biçiminde ulusal bir konunun uluslararası bir sorun gibi takdim edildiği belirtilirken, raporda yer alan bazı ifadelerin Türkiye hakkında çeşitli çevrelerce dile getirilen art niyetli söylemlerle örtüştüğü de belirtiliyor.
Açıklamada ayrıca, Türkiye’nin ülke içinde yerlerinden olmuş vatandaşların sorunlarına tatmin edici ve kalıcı çareler bulma yönünde iyi niyetli çabalarınının kararlılıkla sürdürdüğü de belirtiliyor.
Örgüt raporunda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne sunduğu ‘köye dönüş’ projesiyle ilgili istatistiklerin gerçekleri yansıtmadığı, Kürtlerin çok azının terk ettiği bölgelere geri döndüğü vurguluyordu.