Erişilebilirlik

'Türkiye İçin İyimserim'


Dünya Ticaret Örgütü, 1960’lı yıllardan bu yana yürürlükte olan tekstil ithalat kotalarının 1 Ocak 2005 tarihinde kaldırılmasını kararlaştırmıştı. 1 Ocak’tan önce, gelişmekte olan ülkelerden ithal edilen tekstil ürünleri, kotalarla sınırlandırılıyordu.

Tekstil ve giyim ürünlerine uygulanan kotalar, ülkeler arasında ikili olarak belirleniyordu. Buna göre, belirli ürünlerin ithalatı ülkenin endüstrisini tehdit etmeye başladığında, o ürün için kota konuluyordu.

1 Ocak 1995 tarihinde varılan aşamalı antlaşma uyarınca, tekstil kotaları 1 Ocak 2005 tarihinde tamamıyla kaldırılacaktı.

Tekstil kotalarının kaldırılmasının amacı, tekstil ve giyim sanayiinde rekabetin sağlanması ve bu rekabet sayesinde tekstil fiyatlarının düşürülmesiydi. Washington’da bulunan Progressive Policy Enstitüsü, Ticaret ve Dünya Piyasaları Projesi Direktörü Edward Gresser, tekstil kotalarının kaldırılmasının tüketicilere yansımasını şöyle anlattı: “Amerika’da giyim çok pahalı. Bunun sebebi, yüksek gümrük vergisi olması ve bunun yanı sıra; bugüne kadar uygulanan kota sisteminin, tekstil üretimini yapay olarak daha verimsiz üreticilere yönlendirmesiydi. Kota sistemi – bir araştırmaya göre – Amerika’da elbise fiyatlarını yüzde 48 oranında arttırdı. Kota sistemi kaynaklı fiyat artışının yüzde 15-40 arasında olduğu tahmin ediliyor.”

Ancak, kotaların kaldırılması tüketicilere olumlu yönde yansısa bile, bazı üreticileri olumsuz etkileyeceği şüphesiz. Antlaşmanın yapıldığı dönemde, Çin’in bu endüstride yapacağı atılım ve Dünya Ticaret Örgütüne üye olacağı öngörülmemişti. Çin, 11 Aralık 2001 tarihinde Dünya Ticaret Örgütüne üye olmasıyla, 1 Ocak’ta yürürlüğe giren antlaşmanın kapsamına alındı. Çin’de özellikle işçiliğin ucuz olması sayesinde tekstil üretiminin maliyeti diğer ülkelere oranla düşük. Örneğin, Çin’de bir tekstil işçisi saatte ortalama 68 sent maaş alıyor. Türkiye’deyse bir tekstil işçisi saatte ortalama 2 dolar 13 sent kazanıyor – Yani, bir Türk tekstil işçisi, Çin tekstil işçisinden üç kat daha fazla kazanıyor.

Çin’de tekstil üretiminin düşük maliyeti, özellikle Amerikan piyasalarına yakınlığı ve giderek artan kalitesi sayesinde dünya tekstil talebinin diğer ülkelere nazaran Çin tarafından karşılanacağı endişesini uyandırdı.

Edward Gresser, tekstil kotalarının kaldırılmasının, bu sebeplerden dolayı, başta Çin olmak üzere, büyük Asya devletlerine yarar sağlayacağının hesaplandığını vurguluyor. Gresser Çin’in kotaların kaldırılmasından ne derece yararlanacağını şöyle açıkladı: “Amerika’da şu anda satılan tekstil ürünlerinin altıda biri, Çin tarafından üretiliyor. Birkaç ay önce Dünya Ticaret Örgütü bir araştırma yaptı. Araştırmaya göre, Çin’e uygulanan kotaların tamamıyla kaldırılması durumunda, Çin, Amerika’da tüketilen tekstil ürünlerinin yüzde 50’sini karşılayacak. Bu da Çin tekstil endüstrisinin düşük maliyetini ve verimli altyapısını yansıtıyor.”

Ancak Gresser, Amerikalı Tekstil üreticilerinin yoğun baskısı sonucu bazı ürünlerde – örneğin iç çamaşırlarda – acil kotalar uygulandığını belirtiyor. Bunun yanı sıra, Çin’e uygulanan kotaların 3 yıl daha uzatılması yönünde talepler var ve bu da Dünya Ticaret Örgütü tarafından değerlendiriliyor. Dolayısıyla Gresser, Çin’e uygulanan kotaların bir süre daha uzatılabileceği ihtimalinin olduğunu söylüyor. Ancak kesin olan, tekstil kotalarının er yada geç kaldırılacağı....
Edwar Gresser, tekstil kotalarının kaldırılmasıyla Türk tekstil endüstrisini nasıl etkileneceğini ise şöyle anlattı: “Türkiye’nin gelişmiş bir tekstil endüstrisi var. Kaliteli mal üretiyor. Ben, Türkiye’ye olası etkileri konusunda iyimserim. Özelikle daha kalitesiz ürün sağlayan ülkelere kıyasla konumu daha iyi bence.”

Gresser, Filipinler veya Bangladeş gibi kalitesi daha düşük olan ve piyasalara ucuz ürün sürerek ithalat yapan ülkelerin yeni düzende sıkıntı çekeceğini söylüyor. Uzman, Türkiye’nin konumunun özellikle Avrupa’da iyi olacağını ve Amerika’ya da daha pahalı moda ürünlerini satarak konumunun fazla zarar görmeyeceğini savunuyor.

Gresser, Türkiye’nin ayrıca Avrupa’da önemli bir avantajı olduğuna dikkati çekiyor ve Çin’in ucuz ve kaliteli ürününün karşısında bile diğer ülkeler kadar sıkıntı çekmeyeceğini vurguluyor.

Gresser şöyle konuştu: “Avrupa Birliğinde de kotalar kalkacak. Ve Türkiye Avrupa piyasalarına gümrüksüz ürün satabilecek. Yani kotaların kalkmasıyla Avrupa’dan önemli bir yarar sağlayacak. Avrupa’da gümrük vergileri Amerika kadar yüksek değil – yüzde 10-12 civarında – Ancak yinede diğer ülkelere kıyasla önemli bir avantaj.”

Tabii, Gresser, Türkiye’nin Amerika’ya ihracatı konusunda – özelikle Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerle ciddi bir rekabetle karşı karşıya kalacağını söylüyor.

Uzman Edward Gresser, ayrıca Türkiye’nin Çin’e ihracat yaptığına dikkati çekiyor. Çin’in büyüyen ekonomisi ve artan ihracatı sayesinde ham madde talebinin de artacağını hatırlatan Gresser, Türk üreticilerin bundan yararlanabileceğini düşünüyor.

Edward Gresser, “Türkiye’nin ticaret politikası doğru yolda, ancak ihracatını çeşitlendirilmesi gerekiyor” diyor. Uzman, “Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği yolundaki politikası kesinlikle doğru bir adım. Bu sayede, Türkiye, en büyük tüketici piyasalardan biri olan Avrupa’da kalıcı bir avantaj oluşturacaktır. Bunun yanında piyasalarını liberalleştirerek, ihracatını çeşitlendirebilir” şeklinde konuştu.

Progressive Policy Enstitüsü, Ticaret ve Dünya Piyasaları Projesi Direktörü Edward Gresser, tekstil kotalarının kalkmasıyla rekabetin birkaç ay içerisinde başlayabileceğini ve etkilerinin pek yakında hissedilebileceğini belirtti.

XS
SM
MD
LG