Erişilebilirlik

AB, UCM’nin Netanyahu için tutuklama emri talebine destek konusunda bölündü; İsrail 'medeni ülkeleri' kararı reddetmeye çağırdı


Fransa, Belçika ve Slovenya, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Gazze savaşı nedeniyle İsrail ve Hamas liderleri için tutuklama emri çıkarılması talebini destekledi.
Fransa, Belçika ve Slovenya, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Gazze savaşı nedeniyle İsrail ve Hamas liderleri için tutuklama emri çıkarılması talebini destekledi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı’nın Gazze’deki savaş nedeniyle bazı İsrail ve Hamas liderleri için tutuklama emri çıkarılması talebine Fransa dahil üç Avrupa Birliği ülkesi destek verdi.

Belçika, Slovenya ve Fransa Pazartesi günü, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve üç Hamas liderini Gazze Şeridi ve İsrail'de savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekle suçlayan Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı Kerim Han'ın kararını desteklediklerini açıkladı.

AB, UCM’nin Netanyahu için tutuklama emri talebine destek konusunda bölündü
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:58 0:00

Pazartesi gecesi arama emri talepleriyle ilgili bir açıklama yapan Fransa, "Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni, bağımsızlığını ve her durumda cezasızlıkla mücadeleyi desteklediğini" belirtti.

Büyük bir Yahudi toplumuna ve İsrail ile yakın ticari ve diplomatik bağlara sahip olan Fransa'dan yapılan açıklamada, "Fransa aylardır uluslararası insani hukuka sıkı bir şekilde uyulması gerektiği, özellikle Gazze Şeridi'ndeki sivil kayıpların kabul edilemez olduğu ve insani erişimin yetersiz olduğu konusunda uyarıda bulunuyor" denildi.

Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib de Pazartesi günü sosyal medya platformu X'te yaptığı paylaşımda "Gazze'de işlenen suçlar, failleri kim olursa olsun en üst düzeyde yargılanmalıdır" dedi.

Salı günü Fransa'ya giden İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın buradaki temasları, tutuklama emirlerinin çıkarılması durumunda ülkelerin bunu nasıl ele alacakları ve İsrailli liderler için bu durumun bir tehdit oluşturup oluşturmayacağı konusunda belirleyici olabilir.

İsrail hala en büyük müttefiki ABD'nin ve karara karşı çıkan diğer Batılı ülkelerin desteğine sahip. Ancak tutuklama emirleri, çıkarılmaları halinde, İsrail'in Uluslararası Ceza Mahkemesi üyesi olmaması nedeniyle herhangi bir kovuşturma riskiyle karşı karşıya olmasalar bile, Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın uluslararası seyahatlerini zorlaştırabilir.

Almanya sadece Hamas liderleri için tutuklama emrini destekledi

Almanya’daysa bir hükümet sözcüsü, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Hamas liderleri için tutuklama emri talep etmesinin mantıklı olduğunu ve haklarında tutuklama emri talep edilen İsrail başbakanı ve savunma bakanı ile karşılaştırma yapılamayacağını söyledi.

Sözcü Salı günü yaptığı açıklamada, "Başsavcının suçlamaları ciddidir ve kanıtlanmalıdır" dedi. Sözcü, Almanya'nın İsrail'in demokratik sistemi ile güçlü ve bağımsız bir yargıya sahip hukuk devletinin, yakalama emrinin çıkarılıp çıkarılmayacağına karar veren yargıçlar tarafından dikkate alınacağını varsaydığını da sözlerine ekledi.

Yakın zamanda herhangi bir tutuklama yapılmayacak olsa da bu açıklama, Gazze'deki savaş nedeniyle en yakın müttefiklerinin bile eleştirilerine maruz kalan İsrail'in küresel arenada uğradığı tecriti derinleştiriyor. Tutuklama kararlarına üç Avrupa Birliği ülkesinden gelen destek, Batı'nın İsrail'e yaklaşımındaki bölünmeleri de gözler önüne seriyor.

İsrail'den "medeni dünya ülkelerine" kararı reddetme çağrısı

İsrail, Salı günü "medeni dünya uluslarını" Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının liderleri hakkında tutuklama emri talep etmesine karşı çıkmaya ve tutuklama emirlerini yok sayacaklarını ilan etmeye çağırdı.

İsrail hükümet sözcüsü Tal Heinrich, "Medeni ve özgür dünyanın uluslarını, teröristleri ve onları destekleyen herkesi hor gören ulusları, İsrail'in yanında durmaya çağırıyoruz. Bu adımı açıkça kınamalısınız" dedi.

Heinrich ayrıca "Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin nerede durduğunuzu anladığından emin olun. Savcının kararına karşı çıkın ve tutuklama emri çıkartılsa bile bunu uygulamak niyetinde olmadığınızı ilan edin. Çünkü bu liderlerimizle ilgili değil. Bu bizim hayatta kalmamızla ilgili” şeklinde konuştu.

Heinrich, tutuklama emri çıkarılması halinde Netanyahu ya da Gallant'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf ülkelere seyahat etmekten kaçınıp kaçınmayacağı sorusuna ise "Bekleyelim ve görelim" yanıtını verdi.

İsrail Savunma Bakanı Gallant X'te yaptığı paylaşımda, "Savcı Kerim Han'ın İsrail Devleti'nin meşru müdafaa ve rehinelerini serbest bırakma hakkını reddetme girişimi elimizin tersiyle itilmelidir" ifadelerini kullandı.

Başsavcı Kerim Han, Hamas liderleri Yahya Sinvar, Muhammed Deif ve İsmail Haniye için de yakalama emri talep etmişti. Hamas, Batı tarafından uluslararası bir terör örgütü olarak kabul ediliyor. Hem Sinvar hem de Deif'in Gazze'de saklandığına inanılıyor. Ancak İslamcı militan grubun en üst düzey lideri Haniye Katar'da bulunuyor ve sık sık bölgeye seyahat ediyor. Katar da İsrail gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi üyesi değil.

Netanyahu ve diğer İsrailli liderler Başsavcı Kerim Han’ın hamlesini utanç verici ve antisemitik olarak nitelendirerek kınamıştı. ABD Başkanı Joe Biden da savcıyı eleştirdi ve İsrail'in Hamas'a karşı kendini savunma hakkını destekledi. İngiltere, mahkemenin davada yargı yetkisine sahip olmadığını söyleyerek bu hamleyi "işe yaramaz" olarak nitelendirirdi. İsrail'in müttefiki Çek Cumhuriyeti de Başsavcı Han’ın kararını "dehşet verici ve asla kabul edilemez" olarak tanımladı.

İsrail Savunma Bakanı Gallant: ”Başsavcı’nın bana ve Netanyahu’ya yönelik hamlesi utanç verici”

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant Salı günü yaptığı açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının kendisi ve Başbakan Benyamin Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkarılması talebini Gazze savaşına müdahale etmeye yönelik "utanç verici" bir girişim olarak nitelendirdi.

Netanyahu mahkemenin bu hamlesini reddetti ve savcının Filistinli İslamcı silahlı grup Hamas'ın liderleri hakkında da tutuklama emri istemesini eşdeğerlik olarak algılayan Washington'dan destek buldu.

Gallant, "Savcı Kerim Han'ın İsrail Devleti'nin meşru müdafaa ve rehinelerini kurtarma hakkını inkar etme girişimi elden geldiğince reddedilmelidir" dedi.

İsrail'in kendi halkını savunma hakkına sahip olduğunu vurgulayan Başsavcı Han, Pazartesi günü yaptığı açıklamada "Ancak bu hak İsrail'i ya da herhangi bir devleti uluslararası insani hukuka uyma yükümlülüğünden muaf tutmaz" dedi.

Kerim Han, İsrail'in Gazze'de ulaşmak istediği askeri hedefler ne olursa olsun, savcılığın bu hedeflere ulaşmak için kullandığı araçların, yani "kasıtlı olarak sivil halkın ölümüne, aç kalmasına, büyük acılar çekmesine ve vücut ya da sağlıklarının ciddi şekilde zarar görmesine neden olmanın" suç teşkil ettiğine inandığını söyledi.

ABD'nin İsrail Büyükelçisi Jack Lew ise "burada demokratik bir hükümet tarafından gerçekleştirilen eylemler ile bu koşulları yaratacak şekilde savaşan bir terör örgütünün davranışlarının" karşılaştırılamayacağını savundu.

İsrail Demokrasi Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunun evsahipliğinde düzenlenen bir konferansta konuşan Lew, "Açlık çeken insanlara nasıl insani yardım ulaştırılabileceği konusunda Başbakan, Savunma Bakanı ya da onların yakın çevresinden biriyle çalışmadığım bir gün olduğunu sanmıyorum" dedi.

“Tutuklama emri çıkarılması İsrail ve müttefikleri arasındaki ilişkileri karmaşık hale getirebilir”

Üç yargıçtan oluşan bir heyet, tutuklama emrinin çıkarılıp çıkarılmayacağına ve davanın devam edip etmeyeceğine karar verecek. Yargıçların bu tür kararlar alması genellikle iki ay sürüyor.

Uzmanlar, herhangi bir tutuklama emrinin İsrail ile bu hamleyi kınayan müttefikleriyle bile arasındaki ilişkileri zora sokabileceği uyarısında bulundu.

İsrail Adalet Bakanlığı'ndan eski üst düzey yetkili Yuval Kaplinsky, Netanyahu ya da Gallant'ın mahkeme üyesi olan ülkeleri ziyaret etmeleri halinde bu ülkelerin İsrailli liderleri tutuklamak zorunda kalacağını, ancak bu ülkelerden bazılarının bundan kaçınmalarına yardımcı olabilecek yasal boşluklar bulabileceklerini söyledi.

Batı Şeria’da şiddet tırmanıyor

İsrailli liderler Uluslararası Ceza Mahkemesi kararıyla yüzleşirken bölgede şiddet devam etti. Filistinli sağlık yetkililerine göre İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da Cenin mülteci kampına ve bitişiğindeki Cenin şehrine düzenlediği bir baskında aralarında bir doktorun da bulunduğu en az yedi Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu, güçlerinin operasyon sırasında militanları vurduğunu söylerken Filistinli militan grup İslami Cihat da savaşçılarının İsrail güçleriyle çatıştığını bildirdi.

Cenin Devlet Hastanesi Müdürü Wissam Ebu Bekir'e göre, hastanenin cerrahi uzmanı Ossayed Kemal Ceberin de ölenler arasındaydı. Ebu Bekir, Ceberin'in işe giderken öldürüldüğünü söyledi.

Militanların yuvası olarak görülen Cenin ve mülteci kampı, İsrail'in Gazze'de Hamas'la savaşı başlamadan çok önce de sık sık İsrail saldırılarının hedefi oluyordu.

Savaşın başlamasından bu yana Batı Şeria'daki çatışmalarda çoğu militan olmak üzere, askerlere taş ya da patlayıcı madde atan yaklaşık 500 Filistinli öldürüldü. Çatışmalarda yer almayanlar da öldürüldü.

İsrail, Filistinliler’in İsrailliler’e yönelik saldırılarındaki artışa işaret ederek bölgede artan militanlığı bastırdığını söylüyor. İsrail, Gazze'deki savaşın başlamasından bu yana 3 binden fazla Filistinli’yi tutukladı

Forum

XS
SM
MD
LG