Nikaragua’nın, İsrail’e siyasi, mali ve askeri destek vererek, Gazze’deki soykırıma yardım ve yataklık etmekle suçladığı Almanya aleyhinde Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı dava görülmeye başlandı.
Lahey’deki mahkeme tarafından yapılan açıklamada, Nikaragua davaya gerekçe olarak siyasi, mali ve askeri desteğin yanısıra, Berlin’in Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu’na (UNRWA) sağladığı fonları iptal etmesini gösterdi.
Birleşmiş Milletler'in en yüksek mahkemesi, dava için toplam 12 duruşma planlandığını ve kararın Nisan sonunda açıklanacağını duyururken, ilk duruşmada Nikaragua’nın suçlamalarının dinleneceğini, yarınki ikinci duruşmada ise Almanya’nın savunmasının gündeme geleceğini bildirdi.
Almanya suçlamaları asılsız olarak nitelendiriyor. Almanya Dışişleri Bakanlığı’ndan kaynaklar, "Nikaragua'nın açtığı davanın baştan usuli nedenlerle başarısızlığa mahkum olduğunu, yardım ve yataklık suçlamasının asli bir suçu öngören bir eylem olarak değerlendirildiğini ve bu suçun oluşabilmesi için önce soykırımın uluslararası olarak tanınması gerektiği" görüşünün, Almanya’nın mahkemedeki savunma çizgisi olacağını açıkladılar.
Nikaragua, Berlin’e yönelik geçici tedbirler istiyor
Nikaragua ise ilk duruşmada, Almanya’yı "soykırımın işlenmesini kolaylaştırmakla ve bunu önlemek için mümkün olan her şeyi yapma yükümlülüğünü yerine getirmemekle" suçladı.
Yapılan açıklamada, Almanya’nın 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve ek protokolleri ile diğer genel uluslararası hukuk normlarına aykırı hareket ettiğini de öne sürdü.
Nikaragua ayrıca mahkemeden davanın esasına ilişkin bir karar verilinceye kadar Berlin’e yönelik geçici tedbirler alınmasını talep etti. Bu tedbirler arasında Almanya’nın İsrail'e yaptığı askeri yardımı derhal durdurması da bulunuyor.
Berlin, silahların İsrail'in Hamas saldırısına karşı kendini savunabilmesi için verildiğini ve bunun da uluslararası hukuku ihlal etmediğini savunuyor.
Güney Afrika da İsrail’i mahkemeye vermişti
Berlin’in İsrail politikasını belirleyen Nazi döneminde yaşanan Yahudi soykırımı. Almanya, 1933-1945 yılları arasında Hitler döneminde 6 milyon Yahudi'nin sistematik olarak öldürülmesinden dolayı, İsrail'le olan ilişkilerini "devlet sorumluluğu" kavramı ile tarif ediyor.
İsrail'in varolma hakkının korunması ve savunulması, Alman dış politikasının en temel unsurlarından birini oluşturuyor.
Alman hükümeti de, İsrail-Filistin çatışmasında İsrail’in yanında olduğunu ve İsrail’in kendini savunma hakkını kullandığını defalarca kez açıkladı. Olaf Scholz başbakanlığındaki hükümet, Almanya’nın, Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail'e yöneltilen soykırım yargılamasına da İsrail lehine müdahil oldu.
Güney Afrika, 1948 Soykırım Sözleşmesi‘ni ihlal ettiği iddiasıyla Aralık ayı sonunda İsrail’i Uluslararası Adalet Divanına götürmüştü. Güney Afrika'nın başvurusunda, "Filistin halkının, ihlal edilmeye devam edilen soykırım sözleşmesi kapsamında haklarının korunması gerektiği" vurgulamıştı.
BM mahkemesi 26 Ocak 2024’te verdiği ara kararda, Güney Afrika’nın davada haklı olduğuna karar vermiş ve İsrail’in "soykırımı önlemek için koruyucu tedbirler almasına" hükmetmişti.
Forum