12 Eylül döneminde işkencelerle gündeme gelen Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi’nin iç güvenlik amiri yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’ın adının İzmir’de bir okula verilmesi tepki çekti. Karara dönemin mahkumları ve bazı siyasetçiler tepki gösterdi.
Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi’ndeki işkencelerin faili olarak anılan Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’ın adı İzmir’in Buca ilçesinde bir ilkokula verildi. Önceki adı Şehit Sadık Şen İlkokulu olan okulun adı Yıldıran’ın ailesinin de katıldığı törenle değiştirildi.
Buca Kaymakamlığı isim değişikliğini şu paylaşımla duyurdu:
“Kaymakamımız Sayın Mahmut Nedim Tunçer, Konak Kaymakamı Sayın Gökhan Görgülüarslan ve İlçe Protokolü, Belenbaşı ilkokulumuza ismi verilen Şehit Esat Oktay Yıldıran’ın eşi ve ailesi ile birlikte Şehidimiz adına lokma dökümü etkinliğine katılım sağlayarak Şehidimizin anısına okulumuzda yaptırılan Şehit Köşesi’ni ziyaret ettiler.”
Duyurunun ardından tepkiler yükseldi. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren tepkisini, “Bir yandan Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi’ni insanlığa karşı işlenen suçlar nedeniyle hafıza merkezine yani müzeye dönüştürme çalışmaları, diğer yandan söz konusu suçların faili olan kişinin ismini bir okula vermek. Nasıl olur diye şaşırmıyoruz” cümleleriyle dile getirdi.
Diyarbakır Barosu’nun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada ise ismin kaldırılması çağrısı yapıldı.
Yıldıran’ın isminin okula verilmesinin Diyarbakır Cezaevi’nin müzeye dönüştürülmesine yönelik çalışmaların samimiyetini sorgulattığı dile getirilen açıklamada şöyle denildi: “Diyarbakır Barosu olarak, insanlığa karşı işlenen suçların asli faili olan bir kişinin isminin ilkokula verilmesini, toplumsal hafızanın yitimi olarak görüyor ve bir an önce bu yanlıştan dönülmesini bekliyoruz.”
Siyasilerden tepki
Karara milletvekilleri de tepki gösterdi. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, AK Parti’yi suçlayarak, “Kürt sorunu nedir diyorsanız; 12 Eylül askeri darbesinden sonra Diyarbakır Cezaevi’nde binlerce kişinin işkence görmesinden sorumlu olan Esat Oktay Yıldıran'ın adının, 40 yıl sonra İzmir'de bir okula verilmesidir. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, bir kez daha halkımıza gerçek yüzünü göstermiş oldu” dedi.
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen de Cumhur İttifakı'na, “Cumhur ittifakı nedir? İşkenceci Esat Oktay Yıldıran’ın isminin bir okula törenle verilmesi, kimsenin biz ne yapıyoruz acaba diye sor(a)mamasıdır” cümleleriyle tepki gösterdi.
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu ise Milli Eğitim Bakanlığı’nı özür dilemeye çağırdı. Yeneroğlu, Bakan Yusuf Tekin’i X sosyal medya platformunda etiketleyerek, “12 Eylül darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi iç güvenlik komutanı olarak yüzlerce insanı işkenceden geçiren, en az 30 kişinin ölümüne sebep olan ve insanlık dışı muameleleriyle özellikle Kürt vatandaşlarımızın hafızalarından silinmeyen bir insanın adını bir okula vermek kesinlikle kabul edilemez. Bu tutum işkencecileri çocuklarımıza örnek göstermek manasına gelir ki böyle bir yaklaşım toplumsal yaralarımızın derinleşmesine neden olur. Milli Eğitim Bakanlığı bu durumu derhal düzeltmeli, ayrıca toplumdan özür dilemelidir" mesajını paylaştı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de tepki gösterenler arasındaydı. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Kılıç Koçyiğit, şunları söyledi:
“Diyarbakır Cezaevi’ni cehenneme çeviren işkenceci, katil, ırkçı Esat Oktay Yıldıran’ın adının tarihe utançla gömülmesi gerekirken her öğrencinin adını ömrü boyunca hatırlayacağı okuluna veriliyor! Çocuklara rol model diye işkencecileri göstermenize izin vermeyeceğiz.”
CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 9 Temmuz 2021'de Diyarbakır ziyaretinde söylediği, "Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevi’ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz" açıklamasını anımsatarak, “Bugün ise bir işkencecinin adı eğitim kurumuna veriliyor. Dün dündür, bugün bugündür geleneği” yorumunu yaptı.
Milli Eğitim Bakanlığı: “Tasvip edilemeyecek bir hata”
Milli Eğitim Bakanlığı da İzmir'deki okula Esat Oktay Yıldıran'ın isminin verilmesiyle ilgili açıklama yaptı.
Bakanlık, okula Esat Oktay Yıldıran adının verilmesiyle ilgili haberler çıkması üzerine inceleme yapıldığını, bu kararı onaylamanın mümkün olmadığını kaydetti.
Açıklamada şöyle denildi: “Öteden beri toplumun adalet duygusunu inciten ve vicdanını yaralayan hadiselerle birlikte anılan isimlerin caddelerden, okullardan kaldırılması şeklindeki uygulamalar göz önüne alındığında, böyle bir uygulamanın Bakanlığımızca tasvip edilemeyecek bir hata olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Hangi dönemde alınmış olursa olsun hafızalarımızdaki derin izlerini koruyan bir dönemin yanlışlarını bugüne taşıma anlamına gelen bu kararı tasvip etmemiz mümkün değildir.”
“Geçmişteki acıların ürünü olan yaraları sarmak için çaba sarf etmeye devam edileceğini” kaydeden Milli Eğitim Bakanlığı ayrıca MEB Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'ne göre ad verme yetkisi olan valiliğe (İzmir Valiliği) gerekli bilginin verildiğini bildirdi.
Dönemin tanıkları anlatıyor
Yıldıran’ın görev yaptığı yıllarda cezaevinde kalan Nuri Sınır, okula bu adın verilmesine tepki gösterdi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Sınır, Yıldıran’ın yaptıklarına bire bir tanık olduğunu söyledi. Olayı, Şeyh Said’in adının bir bulvara verilmesinin ardından yaşanmasının manidar olduğuna dikkat çeken Sınır, “İlkokul çocuklarının eğitim gördüğü bir yere bunun ismini vermek onun düşüncelerini paylaşmaktır. Onun düşüncelerini geleceğe yansıtmaktır ve işkencelerine ortak olmaktır. Bir bulvara Şeyh Sait adının verilmesi, cezaevinin müze olacağının açıklanması yönünde atılan adımlar, vahşi düşüncelere sahip insanları harekete geçirdi” dedi.
Dönemim tanıklarından Paşa Akdoğan ise, “İsmi ilk duyduğumda uykum kaçtı, sabaha kadar uyuyamadım” yorumunu yaptı.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akdoğan, Yıldıran’ın adının okula verilmesinin öğrencilere zulüm olduğunu savundu. Yıldıran’ın yaptıklarına bire bir tanık olduğunu dile getiren Akdoğan, “O Kemal Yamak tarafından özel getirilmişti. Özellikle Diyarbakır Cezaevi’nde bu vahşeti sadece Kürt siyasi tutuklulara değil, Kürt kimliği taşıyan kim varsa, kaçakçısı, hırsızı, kan davalısı, herkese aynı muameleyi yaptı. Hükümetin bir yanda bizimle oranın hafıza merkezi olması için çalışmalar yaparken, diğer yanda yerel bazda, Buca'da bir okula bir işkencecinin adını vermesi, o çocuklara büyük bir zulümdür” diye konuştu.
Esat Oktay Yıldıran kimdir?
Kıbrıs Barış Harekâtı'nda görev alan Esat Oktay Yıldıran, 12 Eylül darbesinden sonra yüzbaşı rütbesiyle Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nde İç Güvenlik Komutanı olarak atandı.
Cezaevinde 1981-1983 tarihleri arasında görev yapan Yıldıran’ın adı işkencelerle gündeme geldi. Cezaevinde 1980-84 yılları arasında, aralarında PKK'nın kurucularından Kemal Pir ve Mehmet Hayri Durmuş, PKK Merkez Komite Üyesi Mazlum Doğan gibi isimlerin de bulunduğu 30'dan fazla tutuklu öldü.
Görev süresi tamamlanan Yıldıran İstanbul’a 23. Piyade Tümeni'ne binbaşı rütbesiyle tabur komutanı olarak atandı. Yıldıran, 22 Ekim 1988 Ümraniye'de halk otobüsünde giderken, silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Saldırıyı PKK üstlendi.
Forum