İSTANBUL - Sekiz gündür Silivri Cezaevinde bulunan Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesi bugün, Yanardağ'ın tutuklama kararının kaldırılması yönündeki talebinin reddine ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Mahkeme kararın gerekçesinde, “Şüphelinin üzerine yüklenen suça ilişkin suç şüphesini gösteren olguların mevcudiyeti, şüphelinin tutuklulukta kaldığı süre, tutukluğunun devamının ölçülü olması, şüphelinin kaçma ve saklanma şüphesini uyandıran somut olguların bulunması” maddelerini sıraladı.
Yanardağ’ın avukatı Bilgütay Hakkı Durna, 27 Haziran’da İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimi tarafından tutuklanan Yanardağ’ın tutukluluk haline önceki gün itiraz etmiş ve tahliyesini talep etmişti.
Bugünkü karar öncesi VOA Türkçe'ye konuşan Durna, tutuklamanın hukuki değil siyasi gerekçelerle yapıldığını ve Yanardağ'ın tahliye edilmek konusunda umutlu olmadığını söyledi.
Avukat Durna: “Bu siyasi bir dosya, Yanardağ tahliye beklentisini yüksek tutmuyor”
Dün ve önceki gün Merdan Yanardağ ile görüşen Avukat Bilgütay Hakkı Durna, bu yargılamanın hukuki değil siyasi bir çerçevesi olduğu, bu nedenle kararın siyasi saiklerle verileceği görüşünde.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Durna, “Aslında gözaltına alındığından itibaren bu dosyanın siyasi bir dosya olduğunun farkındaydı Merdan Yanardağ. Tabi biz hukukçular da bunun farkındaydık. Sonraki süreçlerde bunu gördük. Gözaltında bir gece tutulması ve savcılık ve sorgu aşamalarında gördüklerimiz, bunların siyaset arenasına yansımaları da bu dosyanın politik siyasi bir dosya olduğunu teyit etmiş oldum. ‘Tahliye edilecek mi?’ hukukun her maddesi tahliye ediyor. Ama edilecek mi? Tutuklama siyasi bir karar ise ne yazık ki serbest bırakılma olasılığı varsa bu da siyasi bir karar olacak. Merdan Yanardağ bunun çok iyi farkında. O açıdan da beklentiyi çok yüksek tutmuyor” diye konuştu.
Yanardağ tutuklanmasına sebep olan sözleri 20 Haziran’da Tele 1 televizyonunda yayınlanan “4 Soru 4 Yanıt” programında sarf etmişti.
Bu sözler 25 Haziran’dan sonra sosyal medyada tartışılmaya başlandı ve Yanardağ çevresine göre “sosyal bir linçe” dönüştü. AKP ve MHP hesaplarından getirilen eleştirilere İYİ Parti’li yöneticilerinden de katılımlar oldu. Aynı gün RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Tele 1 televizyonu hakkında inceleme başlatıldığını duyurdu.
“Çok defa hedef gösterildi, Merdan Yanardağ’ın tutuklanması beklediğimiz bir şeydi”
Bir gün sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattığını açıkladı ve 26 Haziran’da sözlerini açıklamak için özel yayın yapan Merdan Yanardağ, gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Avukat Bilgütay Hakkı Durna sürecin kendilerini şaşırtmadığını söyledi. Durna, şunları ifade etti:
“Merdan Yanardağ’ın tutuklanması bizim beklediğimiz bir şeydi. 2017 yılında Tele 1’in kurulması sonrası hakkında çok sayıda dava açıldı. Birçok tazminat davası var, istinafta olan davalar var. Çok defa hedef gösterildi. Her savcılık ifadesi öncesi ‘bu kez tutuklama olur mu olmaz mı?’ diye aramızda konuşuyorduk. Burada söylediğiniz gibi AKP, MHP ve İYİ Parti’nin hep birden hedef göstermesi önemli. Milliyetçilik siyaset yapmanın konforlu olduğu bir alan. İnsanları dışarı itebildiğiniz bir alan.”
Yanardağ’ın avukatından Bahçeli’ye yanıt: “TMK bunun suç olmadığını söylüyor”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün TBMM grup konuşmasında “Anayasa Mahkemesi Kandil’in düzmece mahkemesi, zilletin arka bahçesi değildir, asla da olamayacaktır” sözleriyle HDP’nin kapatılması çağrısını yinelerken, Öcalan’la devlet arasında ne görüşüldüğünün anlaşılması için İmralı adasındaki hükümlünün yakınlarıyla görüşmesine izin verilmesi gerektiğini söyleyen Merdan Yanardağ’a da tepki gösterdi.
Avukat Durna, MHP liderinin “Bir televizyon kanalında bebek katilini övmek, çok kitap okuduğundan bahisle filozof mertebesine çıkarmak, bununla yetinmeyip hak gaspına uğradığını iddia etmek suçtur, bu suça montaj diyerek destek çıkmak katmerli suçtur” sözlerinin yasalarla örtüşmediğini söyledi.
Yanardağ’ın avukatı, “Biz demiyoruz Terörle Mücadele Yasası’nın yedinci maddesinin ikinci fıkrası bunun suç olmadığını söylüyor. O fıkra 2013 yılında değiştirildi. O zaman Devlet Bahçeli'nin de Mecliste olması gerekir. Parti olarak karşı çıkmış olabilirler ama en azından şu anki ortaklarının hazırladığı yargı paketlerini birini sonucuydu. Yasa maddesi açık, yapacak bir şey yok. Terör propagandası ancak örgütün tehdit cebir şiddet içeren yönlere dair bir propagandayla mümkün oluyor. Burada o yok, birincisi bu. İkincisi sonuçta biz bu sözlerin bu haliyle Merdan Yanardağ tarafından söylemediğini ifade ediyoruz. Kendisinin aksi bir görüşe sahip olmasını sağlayan elinde bir veri varsa paylaşsın. Kelimeler Yanardağ’ın ama montajla oluşturulan cümleler ona ait diyemezsiniz. Yeni bir fikir ortaya çıkarılmıştır. Bizim montajlama dediğimiz budur ve kabul edilebilir bir şey değildir” diye konuştu.
“Yanardağ’ın tutuklanmasıyla topluma ‘aynı kaderi yaşamayın’ mesajı veriliyor”
Cezaevinden yolladığı mesajlarla gazetecilere dayanışmalarından ötürü teşekkür eden Merdan Yanardağ’a Bağımsız Medya ve Gazeteciler Birliği, "Yılın En Başarılı Genel Yönetmeni" ödülü verdi.
Avukat Durna, Yanardağ’ın tutuklanmasıyla seçim sonrası gazetecilere “ayağınızı denk alın” mesajı verildiği kanaatinde. Durna, şöyle konuştu:
“Ben Merdan Yanardağ’ın bu dosyada tutuklanmasının sebebinin Tele 1 televizyonun genel yayın yönetmeni olması olduğunu düşünüyorum. Çünkü Tele 1 televizyonu ülkede sert muhalefet yapan kanallardan bir tanesi. Her konuya eleştirel yaklaşan kanallardan bir tanesi. Esasen ülkedeki özgür basının susturulmasına dair bir çaba olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir örnek vereyim, çok örnek verilebilir. Biliyorsunuz İlker Başbuğ tutuklandığında genelkurmay başkanıydı. İlhan Cihaner bir ilin başsavcısıydı ve görev başında makamında tutuklandı. ‘Koskoca genelkurmay başkanını, başsavcıyı tutukluyoruz siz kimsiniz ki’ mesajı verilmişti. Bugün de toplumu yaratmanın bir parçası oluyor. Merdan Yanardağ da onun için iyi bir örnek bak işte o kadar televizyona çıkıyordu konuşuyordu ne oldu. Aynı kaderi yaşamayın mesajı veriliyor.”