Erişilebilirlik

Yeni dönemde yeni bir göç politikası mı? Suriyeliler gönüllü olarak geri gönderilebilecek mi?


Türkiye, BM Dünya Mülteciler Günü’nde bu yıl da dünyada en fazla mülteciye evsahipliği yapan ülkeler arasında ilk sıradaki yerini koruyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) verilerine göre dünyada savaş, kıtlık, şiddet, insan hakları ihlalleri gibi nedenlerle 108 milyon 400 bin yerlerinden edilmiş kişi bulunuyor. Bunlardan 5 milyon 400 bini sığınmacı, 35 milyon 300 bini ise sığınma başvurusu kabul edilmiş mültecilerden oluşuyor.

2011 yılında Suriye’deki iç savaşın başlamasının ardından açık kapı politikası uygulanan Türkiye’de, son yıllarda artan milliyetçiliğin de etkisiyle siyasette geri gönderilmeleri tartışılan Suriyeli mültecilerin sayısı BMMYK verilerine göre 3 milyon 600 bin kişi.

Türkiye, Suriye’den gelen kişilere geçici koruma statüsü veriyor. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) verilerine göre 8 Haziran 2023 tarihi itibariyle, Türkiye’de 3 milyon 358 bin 813 geçici koruma altında Suriyeli bulunuyor. GİB, geçici korumayla ilgili resmi internet sitesinde, “Geçici koruma, kitlesel akın olaylarında acil çözümler bulmak üzere geliştirilen bir koruma biçimidir. Devletlerin geri göndermeme yükümlülükleri çerçevesinde kitleler halinde ülke sınırlarına ulaşan kişilere, bireysel statü belirleme işlemleri ile vakit kaybetmeden, uygulanan pratik ve tamamlayıcı bir çözüm yoludur” ifadesine yer veriyor.

Suriyeliler gönüllü olarak geri gönderilebilecek mi?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:15 0:00

Peki devletin geri göndermeme yükümlülüğü çerçevesinde Türkiye’ye aldığı bu kişilerin ülkelerine gönüllü geri gönderilmeleriyle ilgili yeni dönemde nasıl bir politika izlenmesi bekleniyor?

Geçen ay yapılan seçimlerin ardından iktidarını sürdüren AK Parti hükümeti, “gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşü” savunuyor. Ancak VOA Türkçe’nin konuştuğu göç uzmanları bunun olası olmadığına dikkat çekiyor ve Türkiye’de koşullar zor olsa da Suriyeliler’in ülkelerine dönmeyi düşünmediğini ifade ediyor. Suriyeliler’in çoğu da ülkelerine geri dönmek istemiyor; hedefleri ya Avrupa’ya gitmek ya da Türkiye’de kalmaya devam etmek.

Katar’ın yardımıyla Suriye’nin kuzeyinde kalıcı konut projesi sürüyor

Türkiye’de AK Parti hükümeti özellikle seçim kampanyası döneminde Suriyeliler’in “gönüllü ve onurlu” geri dönüşlerinin, Cerablus ve Tel Abyad gibi “güvenli” bölgelerde yapılan konut ve altyapı projeleriyle sağlanabileceğini savundu.

Türkiye Cerablus’ta Katar Kalkınma Fonu’nun finansmanıyla 240 bin kalıcı konut inşa ediyor. İlk 5 bin konutun bu yıl bitmeden tamamlanması hedefleniyor. Geçen ay konut projesinin temel atma törenine katılan eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İdlib ve Afrin'de de yaklaşık 107 bin briket ev yapıldığını, bölgede 6 milyon kişinin yaşadığını söyledi.

Ancak hükümet “daha fazla Suriyeli’yi ülkenin kaldıramayacağını” açıkça ifade ettiği sorunun çözümünün tek başına konut projeleriyle mümkün olmadığının farkında. AK Parti hükümeti yeni dönemde Esat yönetimiyle de ilişkileri normalleştirmek için adımlar atıyor. Erdoğan-Esat görüşmesi henüz ufukta görünmese de, bu görüşmenin gerçekleşmesi için Dışişleri Bakanları ve Bakan Yardımcıları düzeyindeki toplantılar sürüyor.


MGK’da uluslararası işbirliği vurgusu

Bu ay başında, seçimin ardından yapılan ilk Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sonuç bildirisinde de hem Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden terör unsurlarına müsaade edilmeyeceği vurgulandı, hem de Suriyeliler’in ülkelerine dönmesi için uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da seçim zaferini kutladığı balkon konuşmasında gelecek dönemde Suriyeliler’le ilgili izlenecek yol haritasının sinyalini verdi ve "1 milyon sığınmacının geri dönüşünü temin edeceğiz" dedi.

“Geri dönüş Suriyeliler için yeni bir göç demek”

VOA Türkçe’ye konuşan Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Didem Danış, Suriyeliler’in ülkelerine dönmeyi tercih etmemelerinin nedenlerinden bazılarını; Suriye’de güvenliğin hala sağlanamamış olması, geri dönecekleri yerin ayrıldıkları yer olmayacağı ve Türkiye’de 10 yıldır, ciddi sorunları olsa da, bir hayat kurmuş olmaları olarak sıraladı.

Göç Araştırmaları Derneği (GAR) kurucularından Danış, “Suriye’de geri dönüşün düşünüldüğü yer, Türkiye’nin denetiminde olan bölge. Buraya geri dönüş Suriyeliler için yeni bir göç anlamına geliyor. Ayrıldığı evine geri dönmek anlamına gelmiyor” dedi.

“Türk vatandaşlığı alıp Avrupa’ya gitmek istiyorlar”

Türkiye’de mültecilere karşı artan nefret söyleminin Suriye toplumunda ciddi kaygı, korku ve endişeye neden olduğunu belirten Danış, “Aslında büyük çoğunun birinci tercihi Avrupa’ya gidebilmek ama bunun çok zor olduğunu biliyorlar. Türk vatandaşlığı kazanmış Suriyeliler arasında bir kesimin, Türkiye’yi vizesiz kabul eden ülkelere uçup, oradan sonra düzensiz göçle Almanya’ya ulaşmaya çalıştıklarını duyuyoruz. Bu Türkiye açısından üzücü, çünkü vatandaşlık alan kişilerin bile bir anlamda Türkiye’de kalmak istemediklerini bize göstermiş oluyor” diye konuştu.

Danış, ekonomik krizin de Türkiye’de mülteci karşıtlığının yükselmesine neden olduğunu kaydederek, “Geri gönderme vurgulanıyor ama bunun kitlesel bir geri gönderme olamayacağını hükümet de biliyor. Ancak, halk arasında zaman zaman mültecilere karşı şiddete varan olaylara göz yumulabildiğini görüyoruz. Hükümetin gönüllü geri dönüşe ikna edemediği zamanlarda, toplumdaki öfke mültecileri geri dönmeye mecbur bırakabilir” dedi.

“Yerlikaya nasıl bir politika izleyecek göreceğiz”

Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olmasına da değinen Didem Danış, 2019 yılının Temmuz ayında Suriyeliler’e dönük geri gönderme operasyonu düzenlendiğinde Yerlikaya’nın İstanbul Valisi olduğunu anımsattı. Düzenlenen operasyonla çok sayıda Suriyeli’nin İstanbul’a kayıtlı olmadıkları için İstanbul dışına, hatta Suriye’ye geri gönderildiğini hatırlatan Danış, “Bu oldukça agresif bir politikaydı. Bunun İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinden sonraki politik duruma bir tepki olarak benimsendiği düşünülmüştü” dedi. Didem Danış, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yerlikaya 2015-18 yıllarında da Gaziantep Valisi’ydi. Göçün en önemli 2 kentinde en kritik dönemlerde valilik yapmış, dolayısıyla göç ve mülteciler konusunu çok yakından bilen biri. Önümüzdeki dönemde içişleri bakanı olarak daha güvenlikçi, geri göndermeyi vurgulayan politikalar mı, yoksa biraz daha liberal ve kucaklayıcı politikalar mı uygulayacak, göreceğiz.”

“Yerlikaya’nın zorla geri gönderme gibi bir sürecin aktörü olmasını beklemiyorum”

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Mülkiye Göç Araştırmaları Merkezi Müdürü Profesör Dr. Murat Erdoğan ise, Yerlikaya’nın zorla geri gönderme gibi bir sürecin aktörü olmasını beklemediğini ifade etti.

Savaştan, zulümden başka bir ülkeye kaçmış insanların ülkelerine geri dönüşünün ancak kendi rızalarıyla olabileceğini belirten Erdoğan, “Suriyeliler’in geri gönderilmesiyle ilgili yeni dönemde özel bir aksiyon alınacağını çok fazla beklemiyorum. Bunun da çok kolay bir şey olmadığını düşünüyorum ama toplumdan gelen mesajı aldık demişti Erdoğan, toplumdaki bu konudaki rahatsızlığı giderecek bir politik söylem oluşturulmaya çalışılıyor. Çünkü yakında yerel seçimler var ve Suriyeliler konusu yeniden sıkıntı yaratabilir, ki muhtemelen yaratacak, hatta yerel düzeyde daha ciddi bir biçimde etki yaratması ihtimali daha yüksek. Dolayısıyla hükümet de bu konuda bir tavır alacak ama bu tavır bence bir söylem değişikliğinin çok ötesine geçmeyecek, belki vatandaşlık politikasında biraz yavaşlamalar olabilir ama genelde Türkiye’deki Suriyeliler’in geri gönderilmesi gibi bir eyleme bu hükümetin kalkışacağını sanmıyorum” diye konuştu.

“Ortam düzelirse zaten gideriz”

VOA Türkçe Diyarbakır’da ve İstanbul’da yaşayan bazı Suriyeliler’e de geri gönderilmeye ilişkin görüşlerini sordu.

Annesi ve kardeşleriyle Diyarbakır’da yaşayan 28 yaşındaki Salih Süleyman, tek hayalinin ülkesine dönmek olduğunu söyledi. Diyarbakır’a geldiğinden beri bir büfede garson olarak çalışan Süleyman, “Biz burada kalmaktan çok memnun değiliz. Bizi burada kabul ettikleri için müteşekkiriz, çok sağ olsunlar, iyiliklerini inkar edemeyiz ama siyasetle bizi gönderirlerse biraz gücümüze gider. Bizi güzellikle aldılar güzellikle gidelim. Ortam düzelirse zaten gideriz. Burada trilyonlarım, malım mülküm olsa, köyüm olmadan bir dakika yaşayamam” dedi.

Süleyman, “Savaş bitti, neden dönmüyorsunuz?” diyenlere de şu yanıtı veriyor: “Savaşın durduğunu söylüyorlar, birçok kişi savaşın bittiğini söylüyor, ‘burada ne yapıyorsunuz? kendi köyünüze, şehrinize gidin diyorlar’. Evet orada savaş durmuş ama iki gün duruyor, bir hafta duruyor, bir ay duruyor ama bakıyorsunuz saldırılar bir daha başladı. Başka türlü savaş durmuyor. Benim şahsi görüşüm orada iyi bir sistem kurulursa, savaş tam durursa, hiçbir yerde savaş kalmaz, yaşam normalleşirse hayatımıza orada devam ederiz. Akrabalarımın arasına dönerim. Ben şimdi burada yalnızım, bir kardeşim Suriye'de, biri burada, biri Irak'ta. Bir kardeşim Ergani ilçesinde onu görmeye bile gidemiyorum.”

“Burada dinimi yaşıyorum, Avrupa'da o olmaz”

Salih Süleyman ile aynı yerde çalışan Abdurrahman Hacı Omar da Suriye’deki iç savaştan kaçan bir sığınmacı. Al Bab kasabasında yaşarken kardeşi ve akrabalarıyla birlikte 12 yıl önce Türkiye’ye gelen Omar, son beş yılını Diyarbakır’da geçirmiş.

Süleyman’ın aksine Omar, dönmek istemiyor. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Omar ne Avrupa’ya gitmek istediğini ne de Suriye’ye dönmek istediğini söyledi.

Türkiye’deki hayatından memnun olduğunu ifade eden Omar, şunları söyledi: “Ben burada kalmak istiyorum. Ben Türkiye'den memnunum. Çok yere gitmek istedim kapılar kapandı. Türkiye'ye geldim kapı açıldı, bize iş verdiler, kiralık ev verdiler. Niye oradan geldiniz demedi kimse? Bazıları söylüyor ama hepsi değil. Beş parmak bir değil, kötü olan da vardır düzgün olan da vardır.”

Türkiye kamuoyunda sık sık tartışılan konulardan biri de Suriyeliler’in burada rahat yaşadığı iddiaları. Bu iddialara da yanıt veren Omar, zengin olan Suriyeliler’in rahat yaşadığını savundu. Kendi kazancının bir kısmını Suriye’deki ebeveynlerine gönderdiğini söyleyen Omar, “İnsan zengin olsa her yerde rahattır ama biz çalışarak, geçimimizi sağlıyoruz. Burası daha güzel, rahattır, İstanbul'dan daha güzeldir. Babam annem yaşlıdır gelemiyorlar. Suriye'de durum kötü, zor yaşıyorlar. Ben Türkiye'de çalışıyorum onlara yardım ediyorum. Buradan memnunuz, insanlar bize bakıyor, hakaret eden yok. Avrupa zordur. Ben evliyim üç tane çocuğum var. Burada daha güzel bir hayat var. Dinimi yaşıyorum Avrupa'da o olmaz” diye konuştu.

“Kafama silah dayasalar gitmem”

İstanbul’da ise Suriyeliler’in en çok yaşadığı ilçelerden biri Esenyurt. Esenyurt’ta VOA Türkçe’nin mikrofon uzattığı Suriyeli Hasan Hüseyin de Türkiye’de yaşamaktan memnun.

10 yıl önce Halep’ten kaçarak Türkiye’ye geldiğini anlatan Hasan Hüseyin, ilk 4 yılını Gaziantep’te geçirmiş. Bir araba tamircisinde mekanik ustası olarak çalışan Hüseyin’in 3 çocuğu var.

“Hayat zor, çünkü her şey pahalı, yine de Türkiye iyi, çok seviyorum. Kimse karışmıyor, devlet iyi” diyen Hüseyin, Esat’a güvenmediğini ve ülkesine dönmek istemediğini dile getirdi.

Kimliği Gaziantep’e kayıtlı olduğu için çocuklarını İstanbul’da okula yazdıramadığını ve devlet hastanesine gidemediğini anlatan Hüseyin, “Dönmek istemiyorum. Bana vatandaşlık verseler Suriye’ye hiç dönmem. Kafama silah dayasalar ben gitmem. Türkiye’yi çok seviyorum” dedi.

  • 16x9 Image

    Aslı Aral

    Ankara doğumlu Aslı Aral, ODTÜ Koleji’ni bitirdikten sonra lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım bölümünde, yüksek lisans eğitimini ise Londra'daki Westminster Üniversitesi'nde uluslararası gazetecilik ve yayıncılık üzerine yaptı. Mesleğe 2003 yılında Voice of America (VOA) Türkçe Servisi Ankara muhabirliğiyle başlayan Aral, 2004-2005 döneminde mezunu olduğu Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım bölümünde gazetecilik ve haber yazma dersleri verdi. 2006 yılında yabancı dil bilen muhabir sınavıyla Anadolu Ajansı'nda (AA) çalışmaya başlayan Aral, AA'da 2006-2009 yıllarında diplomasi muhabirliği yaptı. 2009 yılında AA'nın Londra Temsilcisi olarak İngiltere'ye atanan Aral, burada birçok uluslararası zirveyi, İngiltere'nin Brexit sürecini, İskoçya bağımsızlık referandumunu, Londra Olimpiyat Oyunlarını ve çok sayıda uluslararası olayı takip etti. 2017'de Türkiye'ye dönen Aral, 2021'de BM Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) iletişim danışmanlığı yaptı. Aral, 2022'den bu yana ise VOA Türkçe Servisinde editörlük görevi yürütmektedir.

XS
SM
MD
LG