Erişilebilirlik

“Çin’in Rusya’ya Desteği Çıkarlarımıza Ters”


ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çin’in Rusya’ya verdiği diplomatik ve siyasi desteğin ABD’nin çıkarlarına ters düştüğünü söyledi. Senato oturumunda soruları yanıtlayan Blinken, Çin’in Rusya’ya Ukrayna savaşında öldürücü silah sağladığına ilişkin henüz bir kanıt görmediklerini kaydetti.

“Çin’in Rusya’ya Desteği Çıkarlarımıza Ters”
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:50 0:00

Dışişleri Bakanı Antony Blinken Senato Tahsisat Komisyonu’nda düzenlenen 2024 Mali Yılı Dışişleri Bakanlığı Bütçe Talebi oturumunda konuştu. Blinken oturumun başındaki konuşmasında ABD’nin karşı karşıya olduğu zorlukları iki başlıkta değerlendirdi.

Blinken ilk grupta ABD’nin stratejik rakibi olarak nitelediği Rusya’nın saldırganlığından kaynaklanan tehdidi ve Çin kaynaklı uzun vadeli tehdidi; ikinci grupta da iklim krizi, göç, gıda ve enerji güvensizliği, pandemi gibi sorunları saydı.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın senatörlerin sorularını yanıtladığı oturumda, Ukrayna’yı işgal eden Rusya’nın Çin’le yakın ilişkileri, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping arasında Moskova’da yapılan görüşme ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Rusya lideri Putin hakkında çıkardığı tutuklama kararı gündemdeydi.

Komisyonun üyelerinden Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham’in Rusya-Çin ilişkileri konusundaki sorusunu yanıtlayan Blinken, Çin’in Rusya’ya diplomatik ve siyasi desteğinin ABD’nin çıkarlarına ters düştüğünü; ancak Çin’in Rusya’ya Ukrayna savaşında öldürücü silah sağladığına ilişkin henüz bir kanıt görmediklerini söyledi.

Oturumda Dışişleri Bakanı Blinken’a Rus işgali altındaki Ukrayna’ya desteğin sürmesinin neden ABD’nin ulusal çıkarına olduğu ve bu desteğin kesilmesinin Rusya ve Çin’e ne gibi bir mesaj vereceği sorusu yöneltildi.

ABD Dışişleri Bakanı, “Büyük ülkelerin daha küçük ülkelere zorbalık yaptığını görmek istemiyoruz. Ülkelerin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına saygı gibi temel kuralların ihlal edilmesine ve Rusya’nın komşusuna herhangi bir sonuçla karşılaşmadan saldırmasına izin verilirse, Pandora’nın kutusu açılmış olur” ifadelerini kullandı.

Ukrayna’daki savaşın sonuçlarının Asya dahil Ukrayna sınırları ötesinde de etkisinin olacağını vurgulayan Blinken, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerin de bunun bilincinde olduğunu ve Ukrayna’ya bu nedenle destek verdiklerini söyledi.

Blinken, “Bana kalırsa Çin Ukrayna’ya çok dikkatli bakıyor ve dünyanın Rusya’nın saldırganlığına karşı koymak amacıyla bir araya gelmesinden ya da gelmemesinden ders çıkaracak.” diye konuştu.

Çin lideri Xi Jinping ve Rusya lideri Vladimir Putin Moskova’daki görüşme sırasında birbirlerine “sevgili dostum” diye hitap etmişti.

Ukrayna'daki durum Çin'in Tayvan'a tavrını etkileyebilir

Amerikalı yetkililer Ukrayna’da Rusya’ya karşı sergilenen güçlü tavrın Çin’i Tayvan’ı işgale yönelik bir adımdan caydıracağı, savaşın Pekin’in Çin toprağı olarak gördüğü Tayvan konusunda askeri görüşünü etkileyeceği görüşünü dile getiriyor.

Tayvan lideri Tsai Ing-wen’in 30 Mart’ta New York üzerinden Guatemala ve Belize’e geçmesi ve 5 Nisan’da Tayvan’a dönmeden önce Los Angeles’a uğraması bekleniyor.

Biden yönetimi yetkilileri, Tayvan liderinin ABD üzerinden geçmesinin rutin bir gelişme olduğunu belirterek, bu durumun Çin tarafından Tayvan Boğazı’nda saldırgan faaliyetleri artırması için bir bahane olarak kullanılmaması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Putin hakkındaki yakalama kararı

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham oturumda Rusya’nın paralı asker grubu Wagner’in Ukrayna’da halkı terörize ettiğini ve tecavüzü bir silah olarak kullandığını söyleyerek, ABD’nin Rusya’yı terörü destekleyen devletler listesine alması gerektiğini savundu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Rusya lideri Vladimir Putin hakkında çıkardığı tutuklama kararına değinen Senatör Graham, ABD’ye gelmesi halinde Putin’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne teslim edilip edilmeyeceğini sordu.

ABD’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olmadığını hatırlatan Dışişleri Bakanı Blinken, Putin için “Yakın zamanda ABD’ye seyahat etmek gibi bir planı olduğunu sanmıyorum” dedi.

Blinken mahkemeye taraf olan ülkelerinse yükümlülüklerini karşılaması gerektiğini ifade etti.

Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi, Putin hakkında savaş sırasında Ukrayna’dan kaçırılarak Rus ailelere evlatlık verilen çocuklarla ilgili suçlardan dolayı tutuklama kararı çıkarmıştı.

Savaş suçu iddialarını reddeden Rusya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf değil. Kremlin mahkemenin çıkardığı tutuklama emrinin de geçersiz olduğunu savunuyor.

Ukrayna Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olmasa da mahkemeye kendi topraklarında işlenen suçlarla ilgili kovuşturma konusunda yetki vermişti.

ABD kapsamlı Karadeniz stratejisi üzerinde çalışıyor

Oturumda geçtiğimiz günlerde Karadeniz üzerinde Rusya’ya ait savaş uçağının uzun süren tacizi sonucu denize düşen ABD’ye ait insansız hava aracı da gündeme geldi.

ABD Senatosu NATO Gözlemci Grubu’nun eş başkanlarından olan Demokrat Partili Senatör Jeanne Shaheen ve Cumhuriyetçi Senatör Mitt Romney, geçtiğimiz hafta Biden yönetimine kapsamlı bir Karadeniz stratejisi geliştirilmesi çağrısında bulunan bir tasarı sunmuştu.

Oturumda söz alan Senatör Shaheen Blinken’a bu konuda hangi adımların atılacağını sordu. Karadeniz’de daha kapsamlı bir stratejiye ihtiyaç olduğunun altını çizen Blinken önümüzdeki Haziran ayına kadar bu stratejiyi ortaya koyacaklarını belirtti.

Blinken, Karadeniz’de bir kısmı NATO üyesi olan 6 ülkenin bulunduğunu ve stratejinin yalnızca güvenlik eksenli değil; ekonomik ilişkiler ve demokratik direnç boyutu olduğunu vurguladı.

Amerikalı senatörler geçen hafta sundukları tasarıya ilişkin yaptıkları açıklamada, “Karadeniz’de kuralların belirlenmesini Putin’e bırakamayız. Biden yönetiminin ABD, NATO ve Karadeniz’deki ortaklarımız arasındaki eşgüdümü güçlendirmek için sağlam bir Karadeniz stratejisi geliştirmesi kritik” demişti.

“Tahıl anlaşmasında durum kırılgan”

Senato oturumunda Ukrayna savaşının gıda güvenliğine etkisi ve Ukrayna tahılının sevkiyatını sağlayan ve Karadeniz Tahıl Girişimi olarak bilinen anlaşma da gündeme geldi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Kusursuz fırtına diyebileceğimiz bir durum yaşadık. İklim değişikliği, Covid ve Rusya’nın Ukrayna saldırısı gıda güvenliğinde durumu ağırlaştırdı. Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin çabalarıyla ilerleme sağlanmasından memnunum. Ancak durum kırılgan” dedi.

Süresi 19 Mart’ta dolan tahıl anlaşması geçtiğimiz hafta sonu varılan anlaşma kapsamında ancak 60 günlüğüne uzatılabilmişti.

Rusya tahıl anlaşmasının daha uzun süre uzatılmasının Moskova’ya yönelik yaptırımların kaldırılmasına bağlı olacağını savunmuştu.

Hint-Pasifik bölgesi için daha fazla bütçe talebi

ABD Dışişleri Bakanlığı, Çin’in pek çok resmi strateji belgesinde en önemli stratejik zorluk olarak nitelendiği bir dönemde, Hint-Pasifik bölgesi için ayrılacak bütçede yüzde 18 oranında artış talep ediyor.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken daha fazla bütçe sayesinde ABD’nin bölgedeki varlığını güçlendireceğini söyledi.

Blinken, “Bağımsız medyanın desteklenmesi, yolsuzlukla mücadele, özgür ve adil seçimlerin savunulması yoluyla dünya genelinde demokrasileri güçlendirerek otoriterliğin ilerlemesine ve demokratik gerilemeye karşı koymamıza yardımcı olacak” dedi.

“Afganistan’dan çekilmeye ilişkin rapor bulgularını Kongre ile paylaşacağız”

Oturumda ABD’nin Afganistan’dan çekilme süreci de gündeme geldi. Dışişleri Bakanı Blinken bu konuda bir rapor üzerinde çalıştıklarını ve bulguları Nisan ayı ortasına kadar Kongre ile paylaşacaklarını söyledi.

Cumhuriyetçiler Afganistan’dan çekilme sürecini “kaotik” olarak niteliyor ve bu konuda Biden yönetimini eleştiriyor. 2021 yılı Ağustos ayında çekilme sürecinde başkent Kabil’deki havaalanında düzenlenen saldırıda 13 ABD askeri hayatını kaybetmişti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yarın Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu oturumunda soruları yanıtlayacak.

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nun Cumhuriyetçi Başkanı Michael McCaul Blinken’a dün gönderdiği mektupta, Afganistan’dan çekilme süreci konusunda talep edilen belgelerin oturumdan önce iletilmemesi halinde komisyonun celp çıkaracağı tehdidinde bulunmuştu.

“Çin Yüzyılın tehdidi”

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken öğleden sonra da Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda düzenlenen oturumda soruları cevapladı. "Amerikan Diplomasisi ve Küresel Liderlik" konulu oturumda yine ağırlıklı olarak Rusya ve Çin gündemdeydi.

Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Demokrat Senatör Bob Menendez Çin’i Amerika’nın karşı karşıya olduğu en büyük jeostratejik zorluk olarak niteledi ve bu tanım konusunda her iki siyasi partinin de mutabık olduğunu vurguladı.

Menendez, “Çin diplomasiye büyük yatırım yapıyor ve diplomatları bizimkileri geçiyor; ancak daha iyi olduklarından değil, daha fazla yerde sayıca fazla oldukları ve sınırsız bir çek defterine sahip oldukları için” diye konuştu.

Komisyonun kıdemli üyesi Cumhuriyetçi Senatör Jim Risch de Çin’i “yüzyılın tehdidi" olarak niteledi.

Biden yönetimini Ortadoğu’da Çin’le rekabette geri kalmakla eleştiren Cumhuriyetçi Senatör, “Büyük güç rekabeti en nihayetinde küreseldir. Hem Avrupa hem de Pasifik’te savaşmış bir ulus olarak, yürürken aynı anda sakız da çiğneyebiliriz. Çin’e odaklanmak önemli ama bu Ortadoğu’ya sırtımızı dönmemiz anlamına gelmiyor” diye konuştu.

Demokrat Senatör Menendez ve Cumhuriyetçi Senatör Risch, ABD’nin Çin’le rekabette konumunu güçlendirmesi umulan bir yasa tasarısı hazırlıyor.

Cumhuriyetçi Senatör Risch Biden yönetimine Ukrayna’ya F-16 gönderilmesi çağrısında bulundu, “Bu yönetimin şu anda yeterli yardım sağlanamadığı için Aralık ayında ateşkes için bastırdığını görmek istemiyorum” dedi.

Senatör Risch Ukrayna’ya sağlanan yardımın etkili ve şeffaf olmasının sağlanması için güçlü denetim gerektiğini de vurguladı.

Oturuma protesto sebebiyle birkaç kez ara verildi

Kendisini savaş karşıtı olarak tanımlayan sol eğilimli Code Pink (Pembe Kod) adlı uluslararası aktivist grubunun bir üyesinin protestosu sebebiyle oturuma birkaç kez kısa süreli olarak ara verildi.

Aynı aktivist grup bu hafta içinde Temsilciler Meclisi'nde yeni kurulan Çin Özel Komisyonu'nun ilk oturumunu da protesto etmişti.

  • 16x9 Image

    Begüm Dönmez Ersöz

    Begüm Dönmez Ersöz medyadaki kariyerine 2006’daki İsrail-Lübnan savaşı sırasında CNN Türk’te simultane tercüman ve muhabir olarak başladı. 2014-2018 yılları arasında dış haber müdürü olarak görev yaptığı kanalda dış politika ve uluslararası diplomasiye ilişkin haberler hazırladı, özel röportajlar yaptı. IŞİD’le mücadele operasyonları döneminde çatışma bölgeleri dahil sahadaki ekibi yönlendirdi, ABD’de başkanlık seçimleri gibi özel yayınları yönetti. Merkezi Atlanta’da bulunan CNN’in editoryal, liderlik ve dijital gazetecilik programlarına katıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nin gururlu mezunlarından. Begüm Dönmez Ersöz 2018’de göreve başladığı VOA Türkçe’de ABD dış ve iç siyasetinden uluslararası diplomasiye uzanan geniş bir alanda haber, röportaj ve yayın yapıyor. VOA Türkçe’nin Beyaz Saray ve Kongre muhabirliği görevini yürütüyor. Simultane çeviri ve gazetecilik becerilerini aynı potada eritebildiği bir işi olduğu için mutlu.

XS
SM
MD
LG