CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Adana ve Hatay’da incelemelerde bulundu. Kılıçdaroğlu Adana’da arama-kurtarma çalışmaları hakkında bilgi aldıktan sonra Hatay’a geçti.
Hatay’ın İskenderun ilçesini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, İskenderun Belediye Binası’nda, İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı ile biraraya geldi ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Daha sonra arama kurtarma çalışmalarını yerinde takip eden Kılıçdaroğlu, depremzedelerin sorunlarını ve taleplerini dinledi.
Bir İskenderunlu Kılıçdaroğlu’na, “Çok zor durumda bu halk. Kimsenin niye umurunda değiliz?” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Biz de buraya geldik, sizin sesinizi duyurmak için. Televizyonlar burada, söyleyin talebiniz neyse duysunlar. Uğraşıyoruz. Belediye başkanlarımız ile geldik. Hep birlikteyiz burada. Büyük sıkıntılar var burada, ben de biliyorum, siz yaşıyorsunuz. Bunun acısını çekiyorum. Hayatını kaybedenler var, sizin acınız bizim de yüreğimizde. İnsan olup bu kadar acıya, zor. Bekliyorsunuz, en büyük acı bu. Çocuğun sesini duyuyorsunuz” şeklinde konuştu.
İskenderunlu bir kadın da Kılıçdaroğlu’na, “Sayın Başkanım bebeklerimize mama istiyoruz, bez istiyoruz, su istiyoruz. Buraya ilk siz geldiniz. Dün geceden beri ekmeğe muhtacız. Battaniyemiz yok, bebeklerimiz mama yiyor. Hiçbir şeyimiz yok. Bebeklerimize yardım istiyoruz. Mama, bez” dedi. Mansur Yavaş, “Gönderiyorum, yolda. Gelecek” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’na İskenderun’da CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek eşlik etti.
Sancar da Adana ve Hatay’da incelemelerde bulundu
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da Adana ve Hatay’da incelemelerde bulundu. Depremzedelerle görüşen Sancar, “Depremin etkisini buraya gelince çok daha doğrudan görebiliyorsunuz. Bizler de gözlerimizle gördük, acı yıkım çok büyük ve şehir sahipsiz. Antakya tamamen kaderine terk edilmiş durumda. Geçtiğimiz bölgelerde pek çok yıkılmış bina gördük ama kurtarma çalışmaları yok. İnsanlar sokaklarda ve barınma ve ısınma imkanları yok. Su yok, çadır yok, ekmek yok, yemek yok. Burası kendi kaderine terk edilmiş görünüyor. Devlet ve iktidar yok burada. Acı var, öfke var. Elimizde en büyük imkan dayanışma çabası var. Ancak yardımların da her yöntemle engellenmek istendiğini görüyoruz. 1999 Gölcük depreminde yaraları sarma konusunda en büyük katkıyı sivil dayanışma yapmıştı. Ama şimdi ona da imkan görülmüyor. Yine de halklarımızı birbirlerinin yaralarını sarmak için kucaklaşmaya, birbirine el uzatmaya çağırmaya devam ediyoruz. Bizler bütün imkanlarımızla yaraları birlikte sarmak için çalışıyoruz. Ancak felaketin boyutları çok büyük” dedi.
Depremin doğal felaket olduğunu ama onu toplumsal yıkıma ve insani trajediye dönüştürenin yönetimler olduğunu kaydeden Sancar, “Acil yardım ve müdahale çalışmaları hızla organize edilmiş olsaydı bu kadar büyük can kaybı olmazdı” ifadelerini kullandı.