HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, 7 Haziran 2015’te Hazine yardımı olmaksızın yüzde 10 ülke barajını aştıklarını anımsatarak, Anayasa Mahkemesi (AYM) gündemindeki parti kapatma davasına karşın gelecek seçimlerde AKP-MHP’ye iktidarı kaybettireceklerini söyledi.
Türkiye’de seçimler için geri sayım sürecinin yanısıra TBMM’deki üçüncü büyük parti konumundaki HDP’nin kapatılmasının talep edildiği dava süreci de hız kazandı. Anayasa Mahkemesi’nde bugün sabah HDP’nin terör örgütü PKK’yla bağlantılı olduğu iddiasıyla yürütülen kapatma davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Bekir Şahin esasa ilişkin son görüşünü sundu.
Başsavcı Şahin, kapalı sunumun ardından Anayasa Mahkemesi önünde açıklama yaptı ve “Davalı partinin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiğini tüm delillerle ortaya koyduğumuzu bildirdik. Davalı partinin terör örgütüyle bağı bilinen bir gerçek, tüm toplumca da biliniyor. 85 milyon neredeyse davalı partinin PKK’dan ayrı, bağımsız olmadığını, onun güdümünde, onun bir organı olduğunu kabul ediyor” dedi. Şahin, davalı parti (HDP) yöneticilerinin PKK’yı terör örgütü olarak görmeyip, “silahlı halk hareketi” olarak tanıdıklarını ifade ettiklerini ve bunun tüm konuşma kayıtlarına yansıdığını aktardı.
AYM’deki sürece karşı HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise, bugünkü parti grubu konuşmasında değerlendirmelerde bulundu. Parti kapatma davası sürecini Türkiye’nin bütün sorunlarıyla kesişme noktası olan bir konu olarak yorumlayan Sancar, sırasıyla kumpas, operasyon ve dava süreci yaşadıklarını anlattı.
Sancar özetle, “HDP’yi halkların ortak mücadelesinin en güçlü adresi ve en hakiki seçeneği olarak gördükleri ve bildikleri için HDP’ye saldırdılar, komplo üzerine komplo kurdular. Dokunulmazlıkları kaldırdılar 2016’da. Ardından 4 Kasım siyasi darbesiyle önceki dönem eş genel başkanlarımız dahil olmak üzere milletvekillerimizi ve yöneticilerimizi tutukladılar. Onları kurmaca davalarla yargılamaya çalıştılar. Operasyonlar kesintisiz devam etti. Her gün gözaltılarla uyanıyoruz. Sanıyorlar ki bu operasyonlar, bu uygulamalar HDP’yi yolundan alıkoyacak, onların yolunu açacak ama tam tersine biz büyümeye devam ettik” şeklinde değerlendirme paylaştı.
Bu arada AYM’nin belirleyeceği günde HDP adına sözlü savunmalar da dinlenecek. HDP, Eş Genel Başkanlar Sancar ve Pervin Buldan’ın parti adına savunmaları yapmasına karar verdi.
“AYM’nin Hazine yardımı kararı Anayasa’ya aykırıdır”
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrılarıyla AYM’de önce kapatma davası açılması sonra da HDP’nin Hazine yardımına blokaj kararı alınması adımlarının atıldığını anlatan Sancar, Başsavcı Şahin’in Hazine yardımıyla ilgili talebini basından öğrendiklerini anımsatarak, AYM’nin 7 üyesince vicdanen rahatsız eden bir karara imza atıldığını söyledi.
Sancar, “Saray’dan gelen emri uygulayan üyelerle, bizim anayasal hakkımız olan Hazine yardımına bloke koyma kararını alıyorlar. Bütün bunların siyasi operasyon olduğu açıktır. Türkiye’de Anayasayı ayaklar altına pek çok karar gibi bu da Anayasa’ya aykırıdır. Şaşırdık mı, doğrusu şaşırmıyoruz. Bu sistem, hiçbir kural tanımadan ancak varlığını sürdürebileceğini görüyor. Ne hukuk, ne ahlak tanıyor. Ne vicdanı var, ne insafı var. Tek derdi var kendi varlığını sürdürmek. Kendi varlığını sürdürmek için bu iktidar her yola başvurmayı kendisine hak görüyor, her yolu bu uğurda mubah görüyor. Bu da toplumda çürümeye, siyasette çöküşe neden oluyor” diye konuştu.
AYM’nin kapatma kararına karşı sandıkta kazanma vurgusu
Sancar, HDP’nin 11 yıl önce Türkiye’nin bütün kimlik ve inançları, ötekileştirilenleri, dışlananları, gençleri, kadınları ve emekçileri eşit yurttaşlığa ve barışa dayalı ortak bir gelecekte demokratik cumhuriyet hedefinde buluşturmak için kurulduğunu söyledi. Bu nedenle de HDP’nin mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi açısından en büyük engel olduğunu savunan Sancar, “Otoriter, tekçi, sömürücü, talancı rejimin kalıcı hale getirilmesinin önündeki en büyük engel HDP’dir” görüşünü paylaştı.
Gelecek seçimler açısından HDP’nin öncülüğündeki Emek ve Demokrasi İttifakı’nın kurulduğunu hatırlatan Sancar, “Bu ülke seçeneksiz değildir. Şimdiye kadar sanki bu ülkede yaşayanlar iki seçeneğe mahkummuş gibi bir hava yaratıldı. Hayır, biz varız, demokrasi güçleri var. Üçüncü yol var. Değiştirmeye geliyoruz, karanlığı dağıtmaya geliyoruz” mesajını verdi.
Sancar, sözlerinin devamında, “AYM salonlarındaki oy çokluğu değil sandıktaki milyonların oy birliği belirleyecektir bu ülkenin geleceğini. Bunu herkes bilsin. Hangi oy çokluğunu AYM’den çıkarmaya çalışırsanız çalışın, asıl belirleyici olan sandıktaki milyonların oy birliğidir. O milyonların oy birliğini o sandıklardan çıkarmak da asli görevimizdir, tarihi sorumluluğumuzdur. Herkesi bu sorumluluğun farkında olmaya çağırıyoruz. Biz yolumuza devam edeceğiz. Parti kapatılacakmış kapatılmayacakmış bunların hiçbirine kulak asmayacağız. Daha önce de söyledim. İlk günden çalışmalarımızı başlattık, seçeneklerimizi ürettik. Halktan, hakikatten aldığımız bu gücü toplumsal mücadelenin her alanında olduğu gibi seçimlerde de mutlaka ortaya koyacağız. Bu gücü seçimlerin sonucuna mutlaka yansıtacağız, ey iktidar bloku. Tehditler, şantajlar oyunlarla bu gerçeği değiştiremezsiniz. HDP var, HDP geliyor, büyük kaybedeceksiniz. Siz kaybederken hepimiz birlikte büyük kazanacağız” dedi.
İstanbul’dan miting ile mesaj verilecek
Türkiye’deki gelecek seçimler açısından üçüncü ittifak konumundaki Emek ve Demokrasi İttifakı, HDP’ye yönelik parti kapatma davası süreci hız kazandığı bir sırada İstanbul’da miting meydanında buluşacak.
İttifak, Kartal Meydanı’nda gelecek Pazar günü düzenleyeceği mitingde halkla buluşarak Türkiye’nin en fazla nüfusa sahip kentinde “seçmen gücü”nü ortaya koymayı ve böylece AYM’deki süreç ile Ankara siyasetine mesaj vermeyi hedefliyor.